Biri sırtıma vurup yere düşmemi sağlarken artık tekmelemeye başlamışlardı. Son bir gayret başımı korumaya çalışırken gözlerim kararmaya başlamıştı.

Hayal meyal ne olduğunu anlamaya çalışırken başka bir yönden de sesler gelmeye başladı. Birileri buraya koşuyordu.

Gözlerim kapanacak gibi olurken bir kez daha başıma yediğim darbe ile bir anda oradan soyutlanmıştım.

🌌

Başımdaki yoğun ağrı için yüzüm buruşurken birden sağ elimi biri tutmuştu. Yanağımı okşayan sıcak avuç için sızlanırken baş ağrım artınca hıçkırdım. Çok acıyordu!

"Başım." Dedim, ağlar gibi. Sesim çok kısık çıkmıştı ve kuru boğazım yüzünden canım acımıştı.

"Buradayım, güzelim. Su ister misin?"

Dudaklarım arasından onayladığımda sırtımdan doğrultarak hafifçe kaldırıp dudaklarıma bir bardak yaslamıştı.

Kim bilmiyordum ama ona bunun için şükran borçluydum.

"Canın acıyor mu?"

"Başım." Dedim, tekrar. Konuştukça bile ağrısı artıyordu. Yüzüm buruşurken avucundaki elimi okşadı. "Morfini azar azar keseceklerini söylediler. Bu sayede uyanabildin."

Allah'ım! Bu ağrıdansa uyanmamayı tercih ederdim.

Ağrıdan gözlerim yaşarmaya başladığında ıslak kirpiklerimi birkaç kez kırpıp açtım. Bembeyaz oda gözlerimi kamaştırırken bir süre sonra ancak alışabilmiştim.

Yavaşça burnumu çekerken ister istemez dudağım da bükülmüştü. "Ama acıyor."

"Engin, git sor doktora."

Yeni fark ettiğim kapının dibinde bekleyen birkaç adamdan biri başını sallayıp dışarı çıktı.

Anlayamadım. Bunlar kimdi?

Deminden beri benimle konuşan adama döndüm, yavaşça. Bende mi bir problem vardı yoksa tanımadığım adamın teki elimi mi tutuyordu?

Kaşlarım çok az çatıldı ama baş ağrımı arttırdığı için düzelttim.

Gözlerim yüzünde dolaşırken algılamaya çalışıyordum ama yok. Gerçekten tanımıyordum.

Zaten alnının sol tarafından elmacık kemiğine kadar yara olan bir adamı unutmam da mümkün olamazdı.

"Sen kimsin?"

Adam bir an anlamamış gibi durdu ancak kaşları hemen düzelmiş daha yumuşak bakmaya başlamıştı.

"Korel."

Gözlerimi yumup yeniden açtım. O kim anasını satayım?

"Tanıyamadım." Biraz tereddütle konuşmuştum çünkü kapının dibinde biraz fazla insan vardı.

Adamın yüzü anında üzgün bir hale geldiğinde çok az kıpırdandım. Ben bir şeyi mi kaçırıyordum?

Konuşmadığında çekinerek mırıldandım. "Ailem, arkadaşlarım nerede?"

Korel denilen arkadaş birkaç saniye daha baktı ardından adamlarına döndü. Adamları emir almış gibi hemen odadan çıkarken baş ağrımı bir anlığına nüksettiğinde yüzüm buruştu. Sanki biri kafamı lime lime ediyordu.

"Ali... Beni hatırlamıyor musun?"

İkinci adımı bilmesi beni şaşırtırken kaşlarımı havaya kaldırarak baktım ona ancak bu hareketim ağrımı arttırmıştı.

YAYINCI -GAYWhere stories live. Discover now