"Havva Hanımın o dönem Mehmet ağanın kaçan kız kardeşi Berfin Hanımın yerine, Samyeli aşiretine kız olarak verilecekti. Yine aynı töre kan bağı olmasının yeterli olduğunu söylerken, evli bir adamla berdeli onaylamıyor. Kuma aranma durumu varsa, o ayrı bir konu ama Savaş Beyi gördüğünüze göre kuma meselesi yok."

Savaş o sırada dikkatlice Ömer'i dinlerken Ateş'e bakıyordu. Ateş, Ömer ve Savaş arasında gidip gelen gözleri ve konuyu pür dikkat dinlediği kulaklarıyla ortama hâkimiyet kurmaya çalışıyordu.

"Mehmet ağanın amcasının çocukları o zamanlar bekârken, nasıl oluyorsa herkesin kabulüyle Mehmet ağa ve Havva Hanım evleniyor. Demet Hanımın oğlu olmasına rağmen kuması olan tek kadın olduğunu belirtiyorum."

Mehmet hüzünle başını yere eğdiğinde, Savaş ve Zeynep sessiz kalmıştı. Tüm hikâyeyi dinlemek ne kadar zor geliyordu iki yaralı çocuğa. Bugün iki çocuk biraz olsun büyüyecekti ama eksiklikleri hiç bitmeyecekti.

"Demet annenin huzuru bile kalmadığı için, konağından ayrılıp biraz uzakta başka bir konağa geçmiş ama bu bile yetmemiş Havva Hanıma, değil mi Havva Hanım? Ne istedin sen anlat" diyerek Havva'ya döndü. Ömer'in sesi fazlasıyla sert ve tehditkardı.

Havva ise sessizdi. Ölüm saçan gözlerle bakarken, Ateş'in ateş saçan gözleri de Savaş'a dönmüştü. Havva'nın söze girmesi beklenirken, Ateş'in sesi duyulmuştu.

"Ömer ağam, kusura bakmayın ama bu konular geçmişte kaldı. Derdiniz nedir?" Dediğinde hala öfke saçan gözleri ile Savaş'a bakıyordu. Savaş'ın gözlerinde öfkenin yanı sıra bir özlem vardı.

Çocukluğuna olan özlem...

"Hadsizliğe vereceğim cevap, fazlasıyla serttir ama sana şuan susuyorum. Bilesin ki bir hadsizliğinle, sana vereceğim ceza ölüm olur" dediğinde Murat, Ateş'in yanına giderek silahını doğrultmuştu. Ömer ağa bugün asla kimse için geri adım atmayacaktı.

"Ağam, Murat istersen şahitleri getirsin. Ateş ağada o zaman ailesinin yaptıklarından haberdar olacaktır. O zaman hadsizlik yaparsa, cezasını o zaman verirsin" diyerek, Ömer ağa ile Ateş'in arasına girmişti. Zeynep'i üzmemek için bir süre düşündü. Kadınından gözlerini çekmeden Murat'la konuştu;

"Murat hanım ağanı duydun. Kadını getir" diyerek Murat'ın çıkmasını istedi. Fidan'ın gelmesi ile gözler ona dönmüştü. Havva ise gözlerindeki korku ve öfke ile bakıyordu. "Nereden çıktın sen?" diye öfkeyle mırıldandı.

Annesinin korkusunu hisseden Ateş, evlerinde çalışmış olan kadının annesini neden etkilediğini merak etmişti. Ateş artık konuyu merak etmiş ve neler olduğunu öğrenmek istemişti. Gözlerinde öfke değil merak vardı. Artık sadece Fidan'a bakıyor ve dinliyordu.

Fidan'ın içeri geldiğinde tüm gözler ona dönmüştü. Fidan ise tedirgin gözlerle sadece Havva'ya bakıyordu. Havva'nın gözleri ateş püskürürken, Fidan korkudan titriyordu. Mehmet ağada Fidan'a dönmüştü ve gözleri ile onay veren işaretini yaptı.

Mehmet ağa zamanı geldiğinde bunun olacağını biliyordu. Bir gün adalet yerini bulacaktı. Gizli kalanlar ortaya çıkacak ve yapılanlar cezasız kalmayacaktı. Herkes yaptığının bedelini ödeyecekti. Mehmet ağada buna dâhil.

Fidan ağasından aldığı bu cesaretle, sessizliğini bozmuştu. Kısa ama öz olarak, Demet'e yapılanları anlatmaya başladı. Mehmet ağanın gözlerinde hüzün vardı. Koca adamın gözlerinden yaşlar yuvarlanmıştı.

Dinleyen herkesin şaşkın bakışları altında, Fidan bir bir anlatıyordu. Zeynep ise sakinliğini korumaya çalışırken, gözünden bir damla yaş, kendine itaat etmeden yuvarlanmaya başladı. Tüm bunlara rağmen güçlü duruşundan asla ödün vermiyor ve herkese gücünü gösteriyordu.

Annemin HikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin