"Nasıl-  nasıl öğrendin?"

"Sancak şerefsizinden öğrendim." Boğazım kurudu.  Sertçe yutkundum ama sanki boğazımda koca bir yumru vardı.

Korel yaklaştı ve tişörtümü yavaşça yukarıya kaydırıp yılların yok edemediği gerçekliği gözler önüne serdi.

"İzin ver ki yaralarını sarayım Liya." Gözlerim dolduğunda yaşlar akmasın diye gözlerimi bile kırpmadım.

"Yaram falan yok benim Korel." Sert sesime tezat ruhum kan ağlıyordu.

"Her insanın vardır güzelim. Benim bile." İlgimi çeken cümlesiyle merakla dolandırdım gözlerimi gözlerinde.

"Sen neler yaşadın?" Korel  acı bir tebessümle bakışlarını duvara sabitledi.

"5 yaşındaydım. Anaokuluna başlayacağım gündü. Heyecandan bütün gece uyumamış sabahta heyecanla kalkmıştım. Koşarak önce banyoya girdim işlerimi hallettim ve hızla üstümü giyindim. Her şeyimi mutlulukla yapıyordum. Odamdan çıktığımda evde korkunç bir sessizlik vardı. Aşağı salona indiğimde yine kimse yoktu. Zaten annem ve babam ayrılardı ben annemle yaşıyordum. Hergün farklı adamlarla gelirdi. Belki odasındadır diye odasına koşarak gittim ve kapıyı beklemeden açtığımda ruhsuz gözleriyle karşılaştım. Tavana asılmış vaziyette başı sola  eğik ruhsuz gözlerle bana bakıyordu. Bana onca acıyı yaşatan kadın tek bir iple öldürmüştü kendini."
Tüylerim diken diken olmuştu hiç beklemediğim hikayeye nasıl tepki vereceğimi bilememiştim. Sessizce baktım sadece.

"Bu yüzden kadınlardan uzak durdum. Sanki herkes aynıydı gözümde. Bu yüzden kardeşime verdiğin ceza değilde cezayı verenin kadın olması sinirlendirdi beni. Kardeşimi her türlü kurtarırdım. Tabularımı yıktın şimdide kendine yaklaştırmıyorsun."

Küçük bir çocuğun böyle bir şeye şahit olması travma oluşturabilirdi. Ama Korel ise, karşımda ki adam dimdik duruyordu. Gerçekten çok güçlüydü.

"Herkes acısı olana acıyarak bakar ama aslında acınacak halde olanlar onlardır. Güçlü kalabilen insan acınacak durumda olamaz." Söyledikleri o kadar mantıklıydı ki..

"Evet ama ne yazık ki bunu anlamayan insanlar var."

Korel bana biraz daha yaklaştı.

"Güzelim..." Korel'in duygu yüklü sesi kalbimi hızlandırmıştı.

"Gerçek karım olmanı istiyorum."  Kaçtığım gerçek önüme çıkmıştı.

Sevmek sevilmek değildi mesele sadece yaralı, yarım bir insandım. İster istemez korkuyordum.  Güvenip, sevdiğim bir erkek tarafından yaşadığım şeyler hiç kolay değildi ve ben ister istemez sert duvarlar örmüştüm etrafıma.

"Dengesiz davrandım öyle değil mi? Sana yaklaşıp sonra uzaklaştım." Yaptıklarımı düşününce dengesiz tavırlarım çok netti. Korel ise hep aynıydı. Bana olan ilgisini fark etmiş ama görmezden gelmiştim.

Korel'e yaklaştım yavaşça.

"Bunun için belirli süreçlerden geçmemiz gerekiyor." Tebessüm ettiğimde Korel anlamaz ifadeyle bana bakıyordu. Yine dengesiz davranmıştım az önce hüzünlüydüm şimdi gülümsüyordum.

"Kabul." Diyen Korel'e tek kaşımı kaldırıp sorgular bakışlar attım.

"Süreçlerin ne olduğunu sormayacak mısın?" Kaşlarını kaldırıp indirdi. İçimden kıs kıs gülerken Korel'e biraz daha yaklaştım. Dişiliğimi konuşturup onu kıvrandırmalıyım.

Sesimi en etkileyici tona getirip biraz kıstım.

"Hımmm... O zaman ilk sürecimiz birbirimizi tanımak için sevgili gibi davranacağız." Korel sertçe yutkundu.

"Karımsın Liya ne sevgilisi!?" Gülümsedim.

"Ama anlaşmalı evlendik. Ve şimdi gerçekleşmesi için birazcık sabretmeliyiz." Korel sabır çekerek yüzünü sıvazlayınca ben daha çok gülmeye başladım.

"Peki! Bu sevgililik süreci nasıl olacak?"

"Yaklaşmak yok. Sürekli birbirimize zaman ayıracağız-"

"Saçmalama Liya! Karıma dokunamayacak mıyım? Olmaz." Onun bu hali beni eğlendiriyordu.

"Tanıma süreci gibi düşün. Eğer normal karşılaşmış olsaydık neler yapardık? Birbirimizi tanımak için sık sık bir araya gelip zaman geçirirdik."

"Tamam güzelim istediğin gibi olsun." Damarları mı kabarmıştı? Kahkaha atmamak için kendimi zor tutuyordum.

"Anlaştıysak artık yatmaya gidiyorum."

"Sakın ayrı uyumayı düşünme yoksa seni yatağa bağlarım." Şaşkınca Korel'e baktım.

"Tamam ayrı uyumak yok." Dedim ve merdivenlere doğru ilerledim. Bir basamak çıkmıştım ki tekrar Korel'in sesini duyup durdum.

"Yarın kutlama yemeği var eşim olarak yanımda bulunmak ister misin?" Korel'i görmek için arkamı döndüm.

"Elbette, saat kaçta?"

"18.00 da." Başımı sallayıp tekrar merdivenleri döndüm ve yukarıya çıkıp odaya geçtim. Zaten üzerimde  pijama takımım olduğu için direk yatağa girdim.

Korel'in onları yaşaması beni bu kadar etkilediyse Korel'i düşünemiyorum.  Gerçekten hayran kalınası bir adam. Ve o adam benim kocam.

Gözlerimi kapattım ve gözümün önüne Korel'in az önceki yüz ifadesi geldi. Dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Sevgililik saçmalığını öylesine söylemiştim ama Korel'i kıvrandırmak hoşuma gidecek gibi..

Yaşayıp görelim bakalım.


RUH-U REVANWhere stories live. Discover now