çaba

8 0 0
                                    

Şu masaya bir şey yazmak için her oturmak istediğimde artık geri çekilmeye başladım. Eskiden her gün olmadı bir gün arayla hep bir şeyler yazardım. İyi-kötü, mutlu-mutsuz her dönemde yazdım. Artık sadece düşünüyorum, kurguluyorum ama yazmıyorum. Geçen dönemlerde hep duygusuz hissiz biri olduğumu düşündüm. Ama aslında şuan öyle olduğumu anlıyorum. Hislerim kelimelerimdi. Onları bıraktım ve benliğimi kaybettim. Bu yazıyı yazmamın sebeplerinden biri de kendimi özlemem, bir hissettiğim zamanları ve kendimden korkmadığım dönemleri.. Evet, korkuyorum. Yalnız kalmaktan korkuyorum. Sosyal yalnızlık değil. Zihinsel yalnızlık, gözlerimi kapattığımda zihnimdeki tek hareket ben ve yazmak istediğim düşünceler onlardan korkuyorum ama bazen sarılmak lazım kendine, düşüncelerine, üzücü olsa da geçmişe.

hedonizm

Önceki dönemlerde hep hedonist olduğumdan hedonizmden bahsettim. Artık pek emin değilim. Önceden haz aldığım şeyler bile artık haz vermiyor ne mutlu eder beni diyorum. Soruyorum. Sadece soruyla kalıyor. Hazzın benim için anlamını da kesiştiremiyorum. Haz ne ki. Geçen sene bu soruya, arkadaş ortamları, yeni insanlarla tanışmak, kafayı bulmak, biriyle bir şeyler yaşamak gibi cevaplar verirdim. Şuan o kadar önemsiz ki hepsi ve cümleyi tekrar okuyunca baksanıza hep içinde insanlar var şimdi tek diyebildiğim şey, sen neredesin amk. Hazzı sadece insanlarda aramak o kadar saçma ki ama hala ne olduğunu anlamıyorum. Tek bildiğim insanlardan ibaret bir şey olmadığı. İstanbul da eskiden çok değer verdiğim biri vardı. Buluştuğumuzda bu konu geçmişti. Haz için sadece bedensel arzu tatmini demişti. İnsanların çok düz düşündüklerini anladığım anlardan biridir bu benim için. Bu ara geleceği düşünmem lazım ama geçmişe takıldım kaldım. Başarı bile tatmin etmiyor artık. Uğraşsam kafayı versem en fazla bir iki saat sürecek şeylere bile odaklanamıyorum. İstemediğimi düşünüyorum. İstemediğimi de bildiğim halde kabullenmek istemiyorum. Bu kaybetmek demek. Kaybedemem ama nasıl olur bilmiyorum. Gerçek bir hedefe ve istek sağlayacak bir şeye ihtiyacım var. Çaba lazım. Neyse bunu konuşmak yok.

değer değer değerler değer mi ler

Hep istediğim şeylerden biri de karşılıklı değer vermek ve bunu hissettirmek eğer birini seviyorsam söylerim çünkü içimde kalırsa pişman olacağımdan korkarım sevdiğimi hissettirmek isterim. Ama ben hissetmek istediğimde çok uzak geliyor. Bazı olaylar yüzünden tam güvenemediğimi fark ettim. Çevremdeki herkes ne kadar güvendiyse gitti aile de dahil bu bana şuan önceki yazımda dediğim bir şeyi hatırlattı. İnsanlar diğer insanların kişiliğini değiştiremez demiştim kendimi çürütecek olsam da bu yanlış yakın çevremdeki olaylar bile güven sorunu oluşturmuş bende. Değer verdiğim ama gerçekten değer verdiğim birini kaybedecek olma korkusu değişik hallere getiriyor bazen gel de anlat lan. Sevenler ağlarmış deyip geçeceğim burayı değmesini istiyorum çünkü.

ve asıl alt başlık varoluşsal yorgunluk

Varoluşsal sancıları atlattım dediğim dediğim anda üstümde yorgunluğu kalıyor. Mesela buraya gelene kadar dört saat oldu. Yazıyorum yazıyorum siliyorum. Bırakıyorum. Tekrar başlıyorum. Çok yoruldum ama bitmesi lazım söz verdim kendime çünkü tutmak istiyorum. Yazarken hiç bitsin artık dediğim olmamıştı ama bunu bile yaşadım. Yoruldum çünkü çok yoruldum. İnsanlarla direkt iletişim başlatabilirken şuan herkes gitsin sadece hiç gitmesini istemediklerimi istiyorum sadece. Vasat şeylerden yoruldum. Sadece gerçek hisler, insanlar ve belki sevgi.

ve son..

Geçen sene kiraz çiçeklerine çok anlam yükledim. Hep istediğim o adını verdiğim kişiye kiraz çiçeğim dedim. Ve bunu da kiraz çiçeğine

KIRMIZI KİRAZ ÇİÇEĞİ

Kaybettiğim hisler ve yalnızlıkla bekliyorum. Acının son bulmasını ama ne anlamı var ki İçindeki yarayı kanatan sessiz çığlıklar olmadan Tek çıkış yolunda yeni açan kiraz çiçekleri görüyorum Cansız kahrolmuş hayatımı, hatırlatıyor Bütün bu olanlarda bir anlam çıkaramıyorum Ayık olmak gerçeğimi mahvediyor Kimyasal haz haykırışlarımı güçlendiriyor Yavaşça.. Kurumuş gözyaşlarım ben ve kiraz çiçekleri yaraları kapatmaya çalışıyoruz Seninle aramızda kalan tek bağ bu değil mi Senden kalan yaralar bu yolda çektiğimiz acı hayatı gerçek kılıyor Burada neşeye yer yok Sadece unutulmuş hüzün Kiraz çiçekleri anlamını kaybediyor Varoluşumu sorguluyorum, başka bir hayat yok Olur ve biter, neşe ve üzüntü Boş ve anlamsız kaygılar Gözlerindeki kaybolmuş çaresizlik kendini acıya vermene sebep oldu Seni yaşattı Sen benim kiraz çiçeğimsin Ben kanarken gözlerin bana eşlik ediyor Kış depresyonu gibi kasvetli, hoş ve içtenlikle Kaybettiğim bu hayatın yok oluşunu izliyoruz


YokuşWhere stories live. Discover now