{Bölüm 2}

417 295 31
                                    

Babasının ölümünün ardından yemek masasında otururken Estella, kendini bir ses denizinin içinde buldu. Bu seslerin sözleri, kıyıya vuran amansız dalgalar gibi ona çarpıyor, her biri onu biraz daha derine çekiyordu. Kasvetli atmosfer, bir zamanlar canlı olan yemek masasının üzerine ağır bir gölge düşürmüştü. Keder, yemeğin kokusu ve çatal bıçakların tıngırdamasına karışarak dayanılmaz bir ağırlık yaratıyordu.

Aile üyelerinin tartışmaları geleceğe dönerken, Estella'nın varlığı arka planda kayboluyor gibiydi. Charlotte, James ve diğerleri, sanki o odada yokmuş gibi konuşuyor, onun hakkında kararlar veriyorlardı.

"Estella'nın geleceğini düşünmeliyiz," dedi Charlotte, ses tonu endişe doluydu. "Bu Francis'in isteyeceği bir şeydi."

James ciddiyetle başını salladı. "Gerçekten ona iyi bakıldığından emin olmalıyız."

Estella'nın içindeki öfke, dalga dalga yükselmeye başladı. Düşünceleri çalkantılı bir duygu kasırgasına dönüşüyordu. Evlilik, sanki kaçınılmaz bir sonuçmuş gibi, babasının vefatının ardından doğal bir gelişmeymiş gibi tartışılıyordu. Ama Estella, kendi hayatında sadece bir seyirci, oynamak istemediği bir oyunun piyonu gibi hissediyordu.

Birden dayanamadı ve masaya sertçe vurdu. "Yeter!" diye bağırdı, sesi odadaki tüm konuşmaları kesti. Gözlerinde öfke ve hayal kırıklığı parlıyordu. "Sanki burada yokmuşum gibi konuşmayı kesin! Ben bir eşya değilim, sizin planlarınıza uygun bir şekilde hareket etmeye zorlanacak biri değilim!"

Charlotte şaşırarak ona baktı. "Estella, biz sadece senin iyiliğin için—"

"Benim iyiliğim mi?" Estella, sesindeki acıyı gizleyemedi. "Babam daha toprağa verilmeden geleceğim hakkında kararlar alıyorsunuz. Benim ne istediğimi hiç sormuyorsunuz bile!"

James bir adım ileri attı, sesi yumuşak ama kararlıydı. "Estella, biz sadece seni korumak istiyoruz. Babamızın istediği buydu."

Estella'nın gözleri doldu. "Babamın istediği benim mutluluğumdu, beni bir kukla gibi yönlendirmek değil. Kendi hayatımı yaşamak istiyorum, sizin kararlarınıza göre değil."

Masadaki sessizlik ağırlaştı, herkes Estella'nın patlamasının etkisiyle sessizleşti. Estella, derin bir nefes aldı ve gözlerindeki yaşları sildi. "Babamın ölümünün ardından, bana gerçekten neyin iyi geleceğini düşündünüz mü? Hiç mi düşünmediniz beni neyin mutlu edeceğini?"

Charlotte tekrar konuşmaya çalıştı, ama Estella onu susturdu. "Bu yeterli. Artık benim adıma konuşmayı bırakın. Kendi kararlarımı kendim vereceğim."

Estella, içindeki duygusal kasırgayı biraz olsun hafiflettiğini hissederek masadan kalktı ve odadan çıktı. Aile üyeleri, şaşkınlık ve suçluluk içinde birbirlerine bakarken, Estella, babasının kaybının yarattığı boşluğun ve kendi hayatının kontrolünü ele alma ihtiyacının ağırlığı altında eziliyordu. Ama aynı zamanda, kendi kaderini belirleme kararlılığıyla dolup taşıyordu. Arkasında konuşulanları net bir şekilde duyuyordu."Boşverin siz Estella'yı, önce ben evleneceğim. Hem de kiminle evleneceğimi çok iyi biliyorum," dedi Daphne, sesi kendinden emin ve kararlıydı. Bu sözler Estella'yı bir kez daha sarstı, ama aynı zamanda ona kendi yolunu çizme azmini de kazandırdı.

Teselliyi kitabının sayfalarında ararken, Estella zihninde dönen düşüncelerin kakofonisini bastırmaya çalışıyordu. Ancak, Catherine'in aniden girişi, kendi için oluşturmayı başardığı kırılgan huzuru paramparça etti. Yaklaşan evlilik haberi, ağır bir şekilde havada asılı kalıyor, odaya gölge düşürüyor ve Estella'nın zaten çalkantılı olan duygularını daha da sarsıyordu.

Kırık Bir KalpWhere stories live. Discover now