•one•

108 14 9
                                    

Geri sayım başlarken ve sayılar birer birer azalırken kalbim daha da hızlanıyordu. Etrafa hakim olan o çığlıklar geri sayım sona erdiğinde durdu ve nefesler tutuldu.
Kalbim göğüs kafesimi zorlarken etrafa onun sesi hakim oldu. Söylediği her bir kelime kulağıma bir nota eşliğinde ulaşırken nefesimi tuttum.
Oradaydı ve tüm mükemmelliğiyle şarkı söylüyordu.
Çocuklar sahnede tek tek yerlerini alırken etraftan bir çığlık yükseldi. İşte bu ses beni yaşadıklarımın gerçek olduğuna itti.
Gözlerimi yumdum ve her bir sesin bedenimi teker teker titretmesini hissettim. Gözlerimi açtığımda ise o güzel gözlerin gözlerimle buluştuğunu fark ettim. Yeşil irisleri benim sıradan gözlerimle buluştuğunda tuttuğum nefesimi verdim. Bu gerçek olamayacak kadar gerçek hissettiriyordu.
Onun sesini duymak beni tüm yanlış şeylere itiyordu. O güzel sesini duymak ruhumu en baştan yaratıyor, vücuduma ard arda darbeler indiriyordu. İşte şimdi ilk defa yaşadığımı fark ettim.
Bütün benliğimle onun gözlerine odaklanmışken bana bir gülümseme bahşetti. O gülümsemenin içimi titrettiğini hissettim.
Kendimi o kadar kaptırmıştım ki dudaklarından çıkan hiçbir kelimeyi anlayamadım. Ve önümde uzattığı elini göremedim.
"Hey, sen!" dedi tekrardan o güzel sesiyle. Başımı yavaşça kaldırdım ve gözlerimi tekrardan o yeşil gözlerine diktim. Bana ufak bir gülümseme bahşetti. Kendimi iç çekmekten alamadım.
Kalbim yaşadığım heyecanla daha çok atıyordu. Onun bana gülümsediğini gören hayranlar kıskançlıkla bakmıştı bana ama daha yaşadığım gerçeklikten emin bile değilken onlar düşüneceğim son şey olurdu.
"E-efendim?" dedim beceriksizce vüducumu bir titreme ele geçirirken. Bir kez daha gülümsedi ve elini elime dolayarak beni sahneye çekti. Soğuk ellerim sıcak avucunda dururken vücudumdan bir tireme daha geçti. Onun bunu hissetmemiş olması için dua ettim.
"Adın ne?" diye sordu ben hala olayları kavrayamamışken. Ama bana sırıtırken herşeyi hissettiğinin farkına vardım. Lanet olsun!
"Eliesha." dedim nefeslerimi normale sokmaya çalışırken.
"Güzel." dedi baş parmağı hala avucunda olan elimi keşfe çıkarken. Nefeslerim düzensizleşti ve kalbim daha da hızlandı.
"Gitarımı çalmak ister misin Eliesha?" diye sordu. Derin derin nefesler almaya çalışırken kafamı belli belirsiz salladım.
"Pekala." dedi ve dudaklarını yaladı. Kendimi dudaklarına bakmaktan alıkoyamadım. Dudaklarına baktığımı fark edince kıkırdadı ve bu da yanaklarımın kızarmasına sebep oldu.
Yavaşça önümde diz çöktü ve gitarını bana doğru uzattı. Şu an o kadar güzeldi ki bu büyünün bozulmasından korkuyordum. Yavaşça gitarı kavradım. Bir süre elim gitarda gezindi. Onun parmaklarının dokunduğu yerde benim parmaklarım duruyordu şimdi. Belki de bu hayatımda yaşamak isteyeceğim tek histi.
"Çalmayı biliyor musun?" diye sordu ufak bir tebessümle. Omuzlarımı silktim ve aklıma gelen ilk şarkıyı çalmaya çalıştım.
Kulaklarım heyecandan uğuldarken ne kadar iyi çaldığımdan emin değildim fakat etrafta oluşan çığlıklarla utançla yerime gitmeye hazırlandım.
"Eliesha." diye bağıran Michael'a umutla baktım.
"Gitarımı geri verir misin?" diye sorduktan sonra şaşkınlıkla elimdeki gitara baktım ve içimden bir küfür savurdum.
Salonda oluşan kahkahalarla yanaklarım daha çok kızardı ve o an orada olmamayı istedim.
Yavaşça Michael'a doğru dönerken gözlerimin dolmasını engelleyemedim. Gitarını nazik bir şekilde ona verirken yere eğdiğim kafamı kaldırdı ve yanağıma bir öpücük kondurdu.
Şaşkınlıktan açılmış gözlerimle ona bakarken bana güzel bir gülümseme bahşetti.
Sahneden indim ve çıkışa doğru koşmaya başladım. Sonunda dışarı çıktığımda nefeslerimi düzenlemeye çalıştım. Fakat ne kadar çalışsam da nefeslerimi düzenlemeyi ve suratımdaki o sırıtmaya engel olamadım.
Michael Clifford beni öpmüştü! Aman Tanrım!!

my idiot || m.g.cHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin