1.bölüm ' satranç tahtası '

4 1 0
                                    

Merhabaaaa umarımmmm bu kitabı beğenirsinizzzzzz
İyi okumalarrrr ve lütfen yorum yapınnn

                                                    ~♟️~

Sabah uyandığımda yıllarca beklediğim ânın nihayet geldiğini biliyordum. Yatağımdan çıkıp giyinmeye başladım , mutluydum artık hamle sırasının bana gelmesine çok az kalmıştı.

Bir tarafın beyaz diğerinin ise siyah gibi davrandığı ama her iki tarafında aynı kişi tarafından kullanıldığı bu satranç tahtasına kendi yeşil  taşlarımı yerleştiriyordum.

Simsiyah kıyafetlerimle makyaj masamın başına geçtim , sahte şişmiş göz altları ve kurumuş mor dudaklarla tek eksiğim kızarık gözlerdi. Çekmecemi açtım ve aldığım damlalığın içindeki suyu gözlerime damlattım , gözlerim hasas olduğu için bu suyla bile kızarmış acımaya başlamışlardı. Nihayet işim bittiğinde dışarı sözde ailemin yanına gittim. Annem cenaze işleri ile uğraşıyor , erkek kardeşimse bir köşede ağlıyordu. Gözlerim kız kardeşimi arıyordu , acaba yine nerede ağlıyordu. Öte yandan halam misafirleri salona geçiriyor baş sağlığı dileklerini kabul ediyordu. Gelen her misafir ise baş köşedeki resme bakıyor sonra ağlamalarını arttırıyordu. Baş köşedeki resimde ise tüm bu kargaşanın nedeni olan babam vardı , evet o ölmüştü daha doğrusu öldürülmüştü.

Babam bu satranç tahtasındaki beyaz piyonlardan biriydi , ancak yanlış bir hamle yapmıştı. Beyaz bir piyon olmasına rağmen beyaz taşlardan ikisini yok etmişti ve buna karşı yönetici de onu yok etmişti. Ama yok ettiği taşlardan biri onun gibi bir piyonken diğeri yerine geçmek istediği attı.

Bu oyunun asıl satrançtan farkı kendi takımından da birilerini yok edebilmendi , yok ettiğin taş seninle aynı statüdeyse yok edilir senden düşükse kısıtlanırdın. Ama yok ettiğin taşın statüsü senden yüksekse işte o zaman karşı tarafa yeni birini kazandırırdın. Daha basit bir şekilde anlatıcak olursak ailenden seçilen kişi karşı tarafa yollanır ve yeterince eğitildikten sonra karşı tarafın vezirinin veya şahının kuklası olur ve kendi ailesine karşı savaşmaya başlardı.

Eğitimden sonra kukla olmamak için direnenler öldürülürdü ve farklı bir statü yada tarafta yeniden doğarlardı bu yeniden doğuş sadece onlara sunulurdu ancak bu bir ödül değildi çünkü herşeyi hatırlardın ve önceki yaşantına göre acı çekeceğin bir ailede doğardın işte bu yöneticinin yani kulkanın lanetiydi.

Benim bildiğim ise babamın beni seçtiğiydi , her ne kadar o bunu kardeşlerimin bu acıyı çekmemesi  için yapsada bunun benim başından beri istediğim şans olduğunu bilmiyordu. Çocukluğumdan beri bu satranç tahtasının bozuk olduğunun farkındaydım , yinede mükemmel bir büyük çocuk oldum. Ne istenirse yaptım , notlarım her zaman mükemmeldi ve yaptığım her şeyde en iyisiydim ama bilirsiniz ebeveyinler sadece kendilerine acı çektiren çocukları önemser.

Babam her zaman bir hata olduğumu söylerdi ama asla gerçekten hata olduğumu öğrenemedi. Bu kelime kulkanın büyüyü hatalı yaptığı insanlar için kullanırdı , hatalar satranç tahtasının farkında olanlardı dış dünyayı bilenler. Dış dünya ne onuda bilmiyordunuz değilmi? Dış dünya yöneticinin yaşadığı yer evet o aslında bir insan , kendi istekleri için dış dünyadan insanlar getirip onları dış dünyadaki bir saatin orada 2 sene olduğu bir yere kapatan bir manyak.

Buradaki herkes 60 yaşına kadar yaşar ve araştırmalarımdan öğrendiğim kadarıyla burası tam 6000 yaşında yani ona göre burayı kurmasının üzerinden 125 gün geçti. O kadarda uzun değil ha , neyse konumuza dönelim.

Hatalar , hatalar fark edildikleri an yok edilirlerdi. Hatalar hakkında bildiğim bir diğer şey ise hepsinin burdan kurtulmak ve dış dünyaya ulaşmak için kendilerinden bir öncekinin planına ekleyerek bir kurtuluş bulmaya çalıştığıydı. Bu bilgiler doğan hataya 15 yaşını geçtiğinde zihninde belirirdi ve eğer hata bunu ailesine , çevresine veya kulkaya hissettirirse bu onun sonu olur. Hata olduğumu anlarlarsa beni yok edeceklerini söylemişmiydim?

Tüm bunları size anlatırken bir kenara oturmuş gözlerimin acısından ağlıyordum , tam resmin karşısına geçtiğim için insanlar ona bakıp ağladığımı sanıyorlardı. Kolumdaki saate baktığımda hâla eğitim için alınmama 3 saatin kaldığını gördüm. Geldiklerinde ailemden kopamıyor gibi yapacaktım. Biraz daha orada ağladıktan sonra odama çıkarken bayılıp yere düştüm , dün en son öğleden sonra birşeyler atıştırmıştım ve şimdide hiçbir şey tüketmemiş ve yarım saat boyunca ağlamıştım bu zaten kaçınılmazdı.

Geri uyandığımda yanımda beni kolonya ile uyandırmaya çalışan kadınlara bana ne olduğunu ve saatin kaç olduğunu sordum yarım saattir baygındım yani eğitime 2.5 saat kalmıştı. Bu sürede halama ve anneme misafirlerle ilgillenmelerinde yardım ettim. Nihayet zamanın geldiğini pencereden gördüğüm araba filosuyla anlamıştım. Siyah taraf ve gösteriş sevgileri.

Kapı açılıp iki koruma ve kuklası olmam planlanan vezir içeri girdiğinde koşup erkek kardeşime sarılmış ve beni bırakmaması için yalvarmaya başlamıştım ama yapabileceği herhangi bir şey yoktu korumalar beni onun kolları arasından almış dışarı sürüklemiş ve arabadan içeri resmen fırlatmıştı. Koruma üstüme arabanın kapısını kapattıktan sonra araba hareket etmeye başlamıştı , bense rolüme devam ediyor kapıyı ve pencereleri açmaya çalışıyordum.

Şöförün yanında oturan vezirin oğluysa arada bir bana bakıp ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu. Evlerine vardığımızda kapı açıldığı gibi koşabildiğim kadar uzağa koşmaya başladım , kaçtığımı fark eden vezir korumalarına ve oğluna beni yakalamaları için bağırdığını duyabiliyordum. Biraz daha koştuktan sonra sağa döndüm , daha sonra bir ara sokağa daldım. Peşimden geliyorlardı , bunu ayak seslerinden anlayabiliyordum.

Hızla ilerliyor ara sokaklara saparak hareket edip duruyordum. Bir çember oluştuduğumun ve ondan kaçamadığımın farkındaydım. Ama o bunu bilmediğimi sanıyordu. Vezirin oğlunun onlara koşmalarına gerek olmadığını bilmeden kendim yakalanacağımı söylediğini duyuyordum , korumalarsa gülüyordu.

Bu sahte kovalamacaya biraz daha devam edecektim yaklaşık 15 dakika kadar daha. Asla ondan uzaklaşmıyor aksine git gide daha da yaklaşıyordum , sadece bir defa geçtiğim sokaktan tekrar geçmiyordum. Bu da onun beni ağına düşürdüğünü sanmasını sağlıyordu. Biraz daha devam ettikten sonra bir binanın arkasına geçtim ve soluklannaya başladım , durup etrafıma bakmamla binadan içeriye çekilmem ve ağzıma kapanan bez yüzünden bayılmam bir oldu. Ow bu arada ben Asteria.

---‐-------------------------------‐--------------------------------------------------‐----------------

Umarımmmm beğenmişsinizdirrrrr bu arada eğer Asteria'ya olan sorularınızı veya eleştirileri buraya yazarsanız bir sonraki bölüm başlamadan cevaplarrrrr
Kendinize iyi bakınnnn

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 10 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

kulka lanetiWhere stories live. Discover now