2. KÜLLERİNDEN, YENİDEN

Start from the beginning
                                    

Benim dünyam yalnızdı, bir ben bir de annemin hayaleti vardı. Zihnimin ortasında bir defter açılmıştı ve kalemi tutan kimdi bilmiyordum ama yazı benim yazımdı. Seni orada hissettim, bir daha yalnız kalmam dedim; zaten insanlar bu yüzden aptallar, değil mi Kunt Vidar Karyeli? Yalnızca deliler mutludur, çünkü deli gibi mutlu olduklarında bunun sonsuza dek süreceğine inanırlar ve sonsuza dek mutlu kalamadıklarında da, deli olurlar.

Mutlu olamadım. Deli değilim de.

Hayatın kolları beni sarmalamaya yetişmiyor, kısa sanki bana sıra gelmiyor. Beni şımartıp o zehirli hisle göklere çıkaranlar neden kanatlarımı kesip paraşütsüz düşürdü bu şehrin ıslak, bozuk, sert asfaltına? Ben yürürdüm, emeklerdim geçerdim bir şekilde; şimdi bulutların üstünü gördüm, sokaklara ayak basmak istemiyorum.

Affetmeyecektin. Unutmayacaktın öfkeni, gösterme sevgilere açık yaralarını diktirmeyecektin. Sökmeleri kaç günlerini aldı söyle o dikişleri? Oluk oluk kan akıyor bak, istediğin kadar çiçek dik şimdi. Büyümez. Sen, o, şunlar bunlar değil... Herkes halletse ben halledemem artık. İz kaldı.

Hayatımın en karanlık günlerini düşünüyorum. Sen yoktun. O yoktu. Bu yoktu. Şu yoktu. Ben vardım. Yalnızdım. Kimse yoktu. Pantolonla gittim okula, ama girdim o derslere. Testlerimi çözdüm. Kütüphaneye bırakılan eski test kitaplarının fotokopilerini çektim, öğrenemesem de bir şekilde ezberledim; beni arka sıralarda uyurken görmedin, hep en öndeydim ve öğretmenlerin gözden kaçırdığı noktalara bile sayfalar arasında kulak verdim. Bana uykusuz gecelerimde masamın üzerinde biriktirdiğim kahve kupalarının hesabını veremezsin, bana sabahlara kadar keselendiğim günler ceza alacağımı bile bile pantolon giyip de müdürün odasına çağrıldığımdan kaybettiğim derslerin hesabını veremezsin, bana sırf yaz aylarında barlarda barmaidlik yaptığım için tıp fakültesinde adımın eskorta çıktığı cehennem gibi geçen dönemlerin hesabını veremezsin. Kimse veremez. Kimse yoktu çünkü yanımda, bir tek ben vardım.

Beni bugün yak. Yarın küllerin arasında yeniden doğarım. Sen sıcak suya elini değdiremezken, ben ateşle oynardım. Yere bastığım adımı silersin, anısını aklından silemezsin. Ben varım.

Buradayım.

Sen gidersin ben kalırım.

Başkaları gelir, belki yine kanarım.

Kanmak.

Dört duvar bir çatı değil, kum torbasıyım ben.

Belki de hep öyleydim.

Bir mezar kazıp içine girmeye hevesli olduğumdan değil karamsarlığım, içimde bir yer ölü. Bir gün değil, her gün yas tutuyor orası. Kimse canından olmadı ama herkes gitti. Yoksa ben de o zifti kaynatır ve asfalttan yol yapardım. O kara madde en çok, benim içimde var; ve en çok işe yaradığı yer, yeni yollar.

"Abiiiiiiii! Ühühü— hıg— ab—-"

"Nasıl becerdin dizini baştan aşağı yarmayı, ey geri zekâlı?"

"Dü—düştüm! Çok fena, b-bak!"

"Kalk eve gidelim. Annem görürse çok kızar, bir de ondan şamar yer ağlarsın sen kesin! Ağlak bebek!— Ah— KARACA! NE TAŞ ATIYORSUN ABİYE?! Delirdin mi?!"

"Ağla diye! İnsan canı yanınca ağlamaz mı?! Sen de ağla da gör!"

İnsan canı yanınca ağlamaz mı?

SİYAM MAREWhere stories live. Discover now