Oneshot Ruikasa

46 4 13
                                    

Sıkıcı bir sabahtı. Rui, güneş ışınlarının odasına girmesini seviyordu. güneş ışınları odasına girdiğinde doğrulup saate baktı. 09:30. hah, ne güzel.

Bugün günlerden cumartesiydi, evet ama grubuile olan buluşmasına az vakit kalmıştı, hızlıca hazırlanıp çıktı. gidene kadar saat 10 olmuştu bile. Belirledikleri yere gelince Emu'nun sesini duydu.
" Nene-chan, Robo-nene'yi getireceğini söylemiştin! "
"Onu rui getirecek, ben değil. "
Nene ve Emu'nun konuşmasını duyan Tsukasa,
"Rui demişken, nerde kaldı o? "

Rui şimdi hatırladı. robo-nene'yi getirecekti. Emu'yu hayal kırıklığına uğratmak istemiyordu. bir dahaki sefere, diye aklından geçirdi.

-Ben geldim.

-Rui-kun!! Seni çok özlemiştik, dedi Emu.

-Ha, nerde kaldın Rui-kun, diye sordu Nene.

-Öldün sandık, Rui.

Emu koşarak rui'ye sarıldı. Tsukasa, kızlar rui'ye böyle davrandığında ağlıyacak gibi oluyordu, kafasını başka yöne çeviriyor veya Rui'nin kolunu kavrıyordu, temas bağımlısı sayılırdı.
"Oi, Emu. bırak da Rui nefeslensin biraz. hem , neden nefes nefesesin rui? "
" geç kalacağım diye korkmuştum"

Tsukasa, rui'ye kun saygı ekini kullanmıyordu. Rui, neden olduğunu Tsukasa'ya birçok kez sormuştu. Tsukasa söylememekte ısrarcıydı, ama Nene biliyordu.

(y.n.: tabikide yakınlaşmak için)

Emu:
-Rui-kunn! Robo-nene' getirdin mi?
-ah, unutmuşum.
-Haa. sorun değil *gülümsemeyle*

Tsukasa emu ve nene'nin rui'ye olan yakınlığını kıskanıyordu. o kadar sinirlenmişti ki, gözü dalmıştı. rui'nin ona baktığını farketmedi bile. Rui, nereye bakıyorsun, tsu, diye sordu. Rui, tsukasa'ya tsu diyordu, Tsukasa bundan hoşlanmasa da rui'nin onunla dalga geçmesi hoşuna gidiyordu.

-gözüm daldı.. boşver.
-neyi boşvereyim?

Tsukasa kızarıp arkasını döndü. Kızardığını rui'ye belli etmemek için elinden geleni yapıyordu.
Ben tetris getirdim, Nene-chan birlikte oynayalım mı, diye sordu Emu. Nene kafasını salladı ve emu'nun yanına gidip oturdu. Nene ve Emu birlikte birşeyler yaptığına göre Tsukasa ve rui tek başına kalmıştı. Rui, Tsukasa farketmeden yanına gidip onun yanına oturdu. Tsukasa böyle şeylere alışık olmadığından ilk başta şaşırdı. Biraz terlemişti, kızarıklığı hala geçmemişti.

-H-ha, Rui..
-Sen ordaki ağaca bakıp ne yapıyorsun?
-Sadece bakıyorum!
Rui güldü.

Ellerini tsukasa'nın beline doladı, belinin çok ince olduğunu farketti. yavaşca bacaklarını açtı ve Tsukasa'ya daha çok yakınlaştı.
Tsukasa hayretler içindeydi, bu yüzden konuşamamıştı. Fakat rui, Tsukasa'nın ne demek istediğini kızarmasından anlamıştı.
Rui yakınlaştıkça yakınlaştı, Tsukasa geri çekiliyordu.
Tsukasa çok fazla geri çekildiğinden yere düştü. Rui, ellerini tsukasa'nın belinden çekerek, tsukasa'nın ellerini tuttu ve yere uzattı. Nene bir yandan Emu'yu izlerken bir yandan onlara bakıyordu. her zamanki halleri işte, diye düşündü. fakat bugün nedense daha gariptiler.
Rui, burnunu tsukasa'nın burnuna dayadı, tsukasa'nın nabzının arttığını hissedebiliyordu. Tsukasa, YAPMA, diye bağırınca rui, tsukasanın dudağının hemen yanına bir öpücük kondurup kalktı. hiç bir şey olmamış gibi havadan sudan konuşmaya başladı. Tsukasa'nın kızarıklığı hala geçmemişti. Niye bu kadar tuhaf, diye aklından geçirdi.

-Çok mu yoruldun, Tsukasa-kun? Neden nefesin bitmiş gibi kızardın?
-Kızarmadım! önüne dön rui.
Rui gülümsemekle yetinmedi, tsukasa'yı kollarından tutup kucağına yatırdı.
-N-napıyorsun-

-şşş, kuşları dinle.

-kuş sesi falan duyamıyorum, sadece emu ve nene'nin sesi var.

-bardağa dolu tarafından bak.

Tsukasa gözlerini kapatıp kuşları biraz olsun dinlemeye çalıştı. Duyamıyordu.

-kuş sesi duyamıyorum, dedi Tsukasa.
-Çok dikkatli dinle.
-Yok işte!
Rui, ellerini arkasına koyup gökyüzünü izlemeye başladı. Tsukasa ise Rui'ye bakıyordu. onca yaptıklarından sonra nasıl kendisinin gibi kızarmadığını merak ediyordu.

"bugün çok durgun gözüküyorsun,
Tsukasa-kun. "

Rui Tsukasa'nın birbirine karışmış kahküllerini düzeltiyordu. Tsukasa şaşkındı, daha önce hiç ona böyle ilgi gösteren bir arkadaşı olmamıştı.
-Sen ne-
-Efendim Tsukasa-kun?
-bana kun deme lütfen.
-Peki , Tsukasa.

Sanki rui tsukasa'nın ne yapmak istediğini biliyormuş gibi güldü. Tsukasa rui'nin gülmesini seviyordu, bu yüzden sesini çıkarmadı. Tsukasa, rui'nin omzundan tutunup doğruldu. doğrulduğu anda rui ile karşı karşıya geldi. çok yakın ve yalnızdılar. birşey yapsalar Emu ve Nene onları duymazdı. Uzaktaydılar. Tsukasa rui'nin gözlerine bakıyordu. ne kadar güzeldiler.  Tsukasa bir şey söylemek istiyordu. Ağzını açtı fakat boğazı düğümlenmiş gibiydi. Neydi bu his?

-Seni öpebilir miyim?

Tsukasa'nın ağzından bu sözler çıkmıştı. Neden? Neden böyle bir şey demişti? Aklı neredeydi?
Rui Tsukasa'nın belini sağ eliyle kavradı.  Tsukasa'nın bacaklarını sol eliyle açtı ve belinden tutarak kendisine yakınlaştırdı. Tsukasa şaşkındı, özür dilemek için ağzını açmıştı ki yine boğazı düğümlenmişti. Rui birden elini Tsukasa'nın yanağına götürdü ve onu öptü. Tsukasa garip duygular yaşıyordu. Hayır, bu gerçek değildi. Gerçek olamazdı. Rui onu öpmüş olamazdı.

-Seni çok seviyorum, Tsukasa.
-B-bende seni..
-seni incir ağaçları açana kadar seveceğim.
-İNCİR AĞAÇLARI AÇMAZ MAL

İncir Ağacı -- Ruikasa OneshotTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon