🌟B.D 8. Asıl hikâye 💫

174 35 2
                                    

Elimdeki anahtarı kullanarak kapıyı açıp derin bir nefes çekerken aldığım dosya ve evrak kokusuyla girdim büroya. Son günlerde bu kokuyu sevdiğimi farketmiştim.

Bir hafta olmuştu. Evet yeni işimde tam ilk haftam dolmuştu. Bir haftadır sabahları okuluma ki.. Bir haftadır hiç kimse beni rahatsız etmiyordu okulda artık. Ve bunun güzel hissini ayrı yaşıyordum.

Amir haklıydı. Bana yapılanlara ben izin veriyormuşum meğer. Ama artık akıllandım. Değiştim.

Okuldan sonra yada erken çıktığımda direk buraya geliyordum artık.
Bir gün önce ise iyi olduğum derslerin günü olduğu için tıpkı bugünkü gibi okula gitmemiş, yine sabahtan gelmiştim.

Bu arada her gün evde bu görünmez olma yeteneğimi kullanıp  daha iyi hâle gelmiştim.  Her ne kadar kontrolsüzce birilerinin önünde kaybolma yada bir anda ortaya çıkma korkusu ve stresi olsada içimde, istediğim zaman kaybolabilmek çok eğlenceli oluyordu.

Bir hafta sonra tamamen geçecek olmasına üzülmüyorum desem yalan olurdu. Bazen ömür boyu kalsa mı acaba diye düşünsemde normal hayatıma dönecektim. Daha doğrusu yeni ve normal hayatıma. Çünkü ben eski ben değilim artık.

Masama doğru ilerleyip çantamı kenara bırakarak oturdum. Önce koltuğuma yaslanıp keyifle bir tur döndüm. Bir kaç gündür sadece ben ve Sezer bey vardık büroda. Nihal hanım her gün adliyeye gidiyor Gizem de stajı için onunla gidiyordu. Stajı benimle hırlaşmaktan daha önemliydi. Böylece Gizem'in asık yüzünü görmektende kurtuluyordum.

Yerimden kalkıp kahve almak için mutfak bölümüne ilerlerken açılan dış kapıyla Sezer beyi gördüm. Hemen arkasında da iri yarı diyebileceğim bir adam vardı.

" Oo Ebru hanım.
Yine erkencisiniz."

Dedi içeriye girerken.

" İşinizi severek yapmanız ne güzel."

" Teşekkür ederim Sezer bey. "

" Bize birer kahve getirerek başlayabilirsiniz işe."

Dedi gülümseyerek.

" Hemen."

Dedim ve mutfağa yöneldim. Kahve makinesinde önce onlar için iki kahve hazırladım. Fincanlara bırakıp tepsiyle birlikte çıktım mutfaktan. Dikkatli ve yavaş şekilde yürürken Sezer beyin sesini duyuyordum.
Sesi kısık ve sinirliydi.

" Kızı bulamadınız mı hâlâ? "

" Yok abi.
Sanki yer yarıldı da yerin dibine girdi."

Kız mı?
Ne kızı hangi kız?

" Elindekilerle birlikte emniyete giderse mahvo..."

Beni görünce anında sustu. Çatık kaşları düzelirken yüzünde bir gülümseme oluştu. Kahveleri önlerine bıraktım.

" Tamam Ebru sen işine bakabilirsin, kapıyı da çek lütfen. "

Kapıyı çekip çıktım. Masama geçmeden önce kendimede bir kahve aldım. Nihayet dosya düzenleme işine geçerken aklıma gelen sözleriyle düşündüm. Neden bahsediyordu ki. Yada kimden. Yüzü neden bu kadar asıktı. Canı fena sıkılmıştı.

Neyse canım banane. Adamın işi suçlularla. Yine bir dava ile ilgilidir.

Diyerek kahvemi elime aldım. Tam dudağıma götürüyordum ki kapıdan giren tanıdık yüzle fincanı masaya bırakıp ayağa kalktım.

Nadir beydi. Daha önce Sezerle birlikte kafeye gelmişlerdi.

" İyi günler.
Sezer beyle randevum vardı.
Nadir Ayman dersin."

BİR DİLEK ( TAMAMLANDI ✔️)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora