3//herşey güzel olacak... ama bu dünyada değil\\

28 3 2
                                    

Ben yanlışlıkla hesabı kaybettim bu yüzden bu hesaptan kitaplarımı devam ettirecek ve yeni projelere başlayacağım. İyi okumalar

Bu proje her ne kadar ilk başta zorunluluk gibi gelsede bundan şikayetçi değildik. Kısa süre önce ise babamın başka bir adamla evleneceğini öğrenmiştim. Her ne kadar beni biraz üzse ve kabullenmekte zorlansam da alışmak zorundaydım. Bu arada ise luz ile iyice kaynaşmış ve ailesine olanları öğrenmiştim. Luz ile resmi olarak tanıştığımdan beri tam 3 hafta geçmişti. Luz zorlama ergen triplerinin altında oldukça birleştirici ve tuhaf fikirleri olan bir kızdı. Bu özellikleri beni her geçen gün kendine çekiyor ve buna karşı koyamıyordum. Beni bir şekilde ona bağlayan başka bir neden ise hayatımı son zamanlarda çekilmez kılan olumsuz olaylardı. Babam ve annem ayrıldığından beri bu konuyu özgürce konuşabildiğim tek kişiydi. Ve ayrıca babamın evlilik haberini duyduktan sonrada konuştuğum ilk ve tek kişiydi. Onunlayken tarif edemediğim bir rahatlık ve güven duygusu kaplıyordu içimi. Sanki luz güvenli tek noktaydı. Ailemden koptuğumda ona bağlandım ve bu beni çok korkutuyordu. Luz dağılmış biriydi. O tamamen bir enkazdı ve hayatla bir bağlantısı neredeyse kalmamıştı. Ya beni bu zalim dünyada tek başıma bırakırsa diye çok endişeleniyordum.

Bu sırada luz kendini birazda olsa toparlamıştı. Sonunda onu dinleyen biri olması onu anlık mutlu ediyordu. Ama uzun sürmüyordu. Eve geldiğinde sanki herşey başa sarıyordu.

"KEŞKE SENİ HİÇ DOĞURMASAYDIM"

Kısa bir hatırlatma; eğer kızınıza ya da oğlunuza "keşke seni hiç doğurmasaydım" derseniz anneliğinizi ayaklar altına almış olursunuz ve çocuğunuzun size annesi gibi davranmasını bekleyemezsiniz.

"SENDEN NEFRET EDİYORUM "

(kapı çarpılma sesi)

"LUZ, LUZ NOCEDA... ODANA KAPANARAK BENDEN KURTULAMAZSIN, SENİ APTAL!"

Camilla ve luz'un kavgaları şiddetlenmişti. Bunda ergenlik isimli evrenin oldukça payı vardı. Luz artık susmuyor, aklına gelen sözleri doğrudan yüzüne söylüyordu. Camilla ise damarına basılınca yırtıcı bir hayvandan farksız oluyordu.

Camilla luz ile arasına giren ahşap kapıya bir tekme attı. Hırsını alamasada o an sakinleşmeye çalışarak orayı terk etti. Luz ise kapıya sırtını yaslamış gözlerine hücum eden gözyaşlarıyla adeta bir savaş veriyordu.

Kazanan gözyaşları olmuştu. luz ise yenilginin verdiği öfke ile yanağına düşen gözyaşlarını o kadar sert siliyordu ki yanakları kıpkırmızı kesilmişti. Telefonunun bildirim sesi iyi bir zamanlamaya sahipti. Öyleki biraz daha gecikse belkide luz'un öflesi tahriş olmuş yanaklarını dahada perişan edecekti.

" buluşmaya ne dersin fani insan :)"

Mesaj benden yani geçmişteki amityden gelmişti. Bu 5 kelimelik mesaj luz'un harabe yüzünde yarım bir gülümsemeye neden olmuştu.

"Saat 16:40'ta ormanda"

Cevabım ise anında gelmişti.

"Tamamdır."

'Fani insan'. Bu tamlamayı ve benzerlerini aramızda çok kullanırdık. Ben şakasına söylesemde luz için komik bir ciddiyete sahipti. -ki bazen beni korkutuyor-.

                           ○●○●○●○

Luz'un attığı konuma gelmek üzereydim. Ormanın bu bölümüne daha önce gelmemiştim. Beni tuhaf bir şekilde korkutmuyordu. Belkide babamın evlilik haberi yüzündendir. Öyleki hala kendime gelebilmiş değilim. Orman yolunda ilerledikçe bu sessizlik beni biraz geriyordu. Ama sonunda luz'u gördüğümde herşeye değdi. Devrilmiş bir ağacın gövdesine oturmuş telefona bakıyordu. Ona doğru yürümeye devam ettim. Yerdeki kurumuş yapraklar üstlerine baktıkça resmen çığlık atıyordu. Luz bu sesi duymuş ve bana bakmıştı. Sessizliğimi bozmadan yanına oturdum. Telefonunu kapatıp önündeki ağaç grubuna bakmaya başladı. Bense başımı eğip yerdeki sararmış yaprakları inceledim. İkimizde ne konuşacağımızı bilmiyorduk.

Amity: sen iyi misin?

Luz: bilmiyorum

Amity: peki. İstersen anlatabilirsin.

Luz: sadece annem. Sende pek iyi görünmüyorsun.

Amity: evet babam ve ani kararları yüzünden.

Luz: sence güzel bir hayatımız olacak mı?

Amity: bilmiyorum ama bizim için zor. 

Luz'un gözünden yaşlar damladığını fark ettim.

Luz: ben... amity ben çok yoruldum.

Sesi çok hafif ve ağlamaklıydı. Onu anlamak zor değildi. Babasının ölümüne şahit olduğu gün beyninde yuvarlanmaya başlayan kar topu şimdilerde tüm düşünce, ön yargı , öfke ve üzgünlüğü ile birlikte koskoca bir çığ olmuştu.

Amity: biliyorum... sadece sonradan pişman olacağın bir şey yapma. Lütfen

Çok kırılmış bir kalbe sahipti. Bunu düzeltmek istiyordum ama hem onun hemde benim biraz zamana ihtiyacımız vardı. En azından kabullenmemiz gerekenler vardı. Bu yüzden sesimi çıkartamadım.

Luz onaylar şekilde "hı hı" dedi. İsteksiz söylemesi yüreğimi burktu. Onun için hâlâ endişeleniyordum.

Luz:hava kararıyor... artık gidelim burası tehlikeli,  yani geceleri. Bilirsin aaa ayılar, kurtlar veee-

Amity:luz. anladım merak etme.

Luz: yarın görüşürüz, cadı

Burada kestim. Biliyorum eskisi gibi olmayacak ama yarım bırakmak istemedim.

Hayatımı soracak olursanız, ceren ile hala çıkıyorum, psikoloğa gitmeye devam ediyorum  ve okul fln. Yani biraz doluyum ama olsun bunun engel olacağını sanmam.

Bir sonraki bölümde görüşürüz bye

nefret 2. kısım (toh au)Where stories live. Discover now