Çaresizce Emir'i takip ettim. Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra büyük ve gösterişli okulun içine girdiğimizde bir hayli kalabalık olduğunu gördüm.

Emir sağ tarafta masada oturan sekiz kişilik bir gruba doğru yürümeye başladı. Kalabalık grup onu gördüğünde sevinçli sesler çıkardılar. Bu manyağın nesini seviyorlardı acaba?

"Oo sevgilin mi bu sarışın bomba?" Kumral çocuk iğrenç bir şekilde bedenimi süzdüğünde üzerimdeki kabana sıkıca sarıldım. Emir sırıttı.

"Evet, sevgilim olur kendisi." Dedi bana bakarak. Kusabilir miyiz lütfen?

"Gerçek mi bu!" Kızıl saçlı kız birden ayağa fırlayınca yanındaki siyah saçlı kız onu tuttu.

"Emir bunu nasıl Belinay'ın yanında söylersin?" Siyah saçlı kız sinirle Emir'e baktığında nasıl bir şeyin içine düştüğümü algılamaya çalışıyordum.

"Belinay'ın saçma duygularıyla ilgilenemeyecek kadar güzel bir bayan var hayatımda." Emir beni kolunun altına aldığında hızla ondan ayrıldım.

"Çok ağır konuşuyorsun, bir kadınla böyle konuşamazsın Emir!" Diyerek ona bağırdığımda şaşırdı. Sussa mıydım yani? Kızcağıza neler demişti.

"Kes sesini sen sarı yılan! Onu benden aldın,  seni öldüreceğim!" Kızıl saçlı kız bana doğru atıldığında bu defa ben şaşırdım.

"Kız da salakmış." Dedim mırıldanarak. Kumral çocuk, Selen'i tutuyordu.

"Emir, onu buradan götür!" Dedi beni işaret ederek. Emir kafasını salladı. Beni çekiştirdiğinde kolumu ondan kurtardım.

"Beni şirkete götür, burada kalmak istemiyorum!" Diye bağırdığımda Emir bana döndü.

"Sadece bir derse girmem gerekiyor ve sen beni burada bekleyeceksin!" Dediğinde artık o da bağırıyordu. Ben neden bunları yaşıyordum?

"Beklemeyeceğim!" Dedim sinirle. Bu defa Emir sinirle üstüme yürüdü.

"Bana bağırma, bekleyeceksin!" Dedi ve hızlı adımlarla benden uzaklaştı. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Buraya ne ara ve nasıl gelmiştik? Neden buradaydım ben?

Hızla telefonumu çıkardım.

Laden: Ateş, beni alman gerekiyor.

Laden: Sana konum atıyorum.

Laden: *Konum*

Ateş: Ne oluyor, iyi misin?

Ateş: O it herif sana bir şey mi yaptı?

Laden: Hayır, lütfen gel.

Ateş: Yarım saate oradayım.

Telefonu sıkıntıyla cebime attığımda bizim bir saatte geldiğimiz yolu Ateş'in nasıl yarım saate geleceğini düşünüyordum.

Gerginlikten nefes alamayacak duruma geldiğimde yüzümü yıkamaya karar verdim. Tabelaları takip ederek lavaboya ulaştığımda hemen çeşmeyi açarak yüzümü suyla ıslattım.Derin derin nefes almaya çalışıyordum.

"Sen nasıl bir yılanasın, nasıl girdin sevgilimin koynuna!" Saçlarımda hissettiğim el kalbimi sıkıştırdı. Bütün bedenim uyuşmaya başladığında tek hissettiğim acıydı.

"Seni geberteceğim! Beni görmeyen o gözler senin vücudunda gezdi, seni öldüreceğim!" Beni yere fırlattığında yaşadığım şoktan cevap dahi veremiyordum?

Ne oluyordu bu okulda? Bu cehenneme nasıl düşmüştüm?

"Bana diyeceğine git sevgilinin gözlerini oy!" Dedim doğrularak. Bu onu daha da sinirlendirdi.

"Sana ne, ne yapacağımdan sana ne!" Diye bağırdı.

"Onu sana bırakmayacağım!" Dedi.

Ve ne olduysa bir anda oldu. Kararan gözlerimin sebebi kafama fırlatılan bir cisimdi. Ne olduğunu görememiştim fakat acıyordu.

Canım çok acıyordu. Her şey birden olmuştu. Buraya sürüklenmiş ve kendimi birden bir kaosun ortasında bulmuştum.
Kızıl saçlı kız beni burada bırakmış ve arkasına bakmadan gitmişti.

Bu nasıl bir sınavdı? Bu nasıl bir insanlıktı?

Anlayamıyordum. Çünkü sanırım bu defa gerçekten ölüyordum.

🌺BÖLÜM SONU🌺

Bölümü günler önce yazmışım bari atayım dedim. Aslında değiştireceğim kısımlar vardı ama yaptığım değişiklikler silinmiş. Sağlık olsun :))

Oy ve yorum yapmayı unutmasakk♡♡

Yanlış Oldu | Textingحيث تعيش القصص. اكتشف الآن