3. Bölüm

347 21 0
                                    

"Merak etme öğlene kadar dersler boş, sen yeter ki anlat." dedi Tolga bıkmış bir şekilde. Doğa konuşmaya başladı. "Bakın şimdi şöyle oldu..."

...

(Ortam böyle ama daha aydınlık

ओह! यह छवि हमारे सामग्री दिशानिर्देशों का पालन नहीं करती है। प्रकाशन जारी रखने के लिए, कृपया इसे हटा दें या कोई भिन्न छवि अपलोड करें।

(Ortam böyle ama daha aydınlık.)

(iyi okumalar <3)

*İki Hafta Önce*

"Aman guzum, yavaş sür."

"Denerim annem, denerim."

"Denerim ne kız?! Bak aldığımıza pişman etme bizi."

"Demerim ancum, denerim." Dedi kız gülerek.

"Bak Doğa, alırım ayağımın altına, sinirlendirme beni!"

"Denerim sultanım, deneri-" Kadın yüzüne kapatmıştı. Doğa küçük bir kahkaha attı ve cebinden telefonunu çıkarttı.

Doğa: Konum at

Aslı: Günaydın orspu çocu

Doğa: aynısından

Aslı: *konum*

hızlı gel

Doğa: bu motorla yavas mi gelecem sanki pipikafa

Aslı: Kanka dikkatli sur

Doğa: Denerim :3

Aslı: Benim yüzümden giricen yarışa, bari benim yüzümden ölme

ciddiyim

Doğa: Sus da geleyim amk

Aslı: Götlalesi amk

Doğa: :3

Kız telefonu çantasına attı ve kaskını taktı.

Hadi Bakalım, kimmiş şu Sarp Yılmaz...

.
.
.

"Kankito geldim de, sen nerdesin?"
Dedi kız etrafını incelerken.

Motor sesleri müzik sesine eşlik ediyordu. Arkada Ezhel-Pavyon çalıyordu. Doğa sırıttı. Hoşuna gitmişti ortam. Resmi bir etkinlik değildi ama buralarda motor yarışları çok ünlüydü ve motorlara ilgisi olan herkes bilirdi. Gençlerin kendisinin düzenlediği bir yarış olsa da çok ciddiye alınırdı. Ortam hatırladığı gibiydi. Birçok genç, motorlar, müzikler...

Özlemişti.

Birden anıları geldi aklına.

Yaklaşın altı ay olmuştu. Yine bir yarıştaydı. Yarışa kendini o kadar çok kaptırmıştı ki, kardesşinin ona bağırmasını duymamıştı. Ve sonra...

Ama sonuç olarak geri dönmüştü. Aslı yüzünden de olsa buradaydı. Normalde Aslı girecekti bu yarışa, ama işte, salak kız bileğini burkmuştu.

Kafasını, düşüncelerden uzaklaşmak için iki yana salladı. Geçmiş, adı üstünde geçmişti. Şu an önünde kazanması gereken bir yarış vardı. Kazanacaktı da. Keybetmek nasıl bir his bilmiyordu bile.

"Doğa!"

Aslı'nın ona bağırmasıyla arkasına döndü.

"Nerdesin ayol?!" dedi Doğa.

"Aşkım bedava yemek veriyorlardı. Oraya şey ettim..." Doğa göz devirdi.

"Nerde şu Sarp Yılmaz?"

"Bakıyorum baya bi' hırs yapmışız, hayırdır bi durum var da bizim mi haberimiz yok?" dedi Aslı imalıca.

"'Hoyordor bo dorom vor do bozom mo hoboromoz yok?' aynen kankito, annesiyle ufak bir işim vardı da."

Doğa ve Aslı aynı anda göz devirdiler.

"Kankito, sen baya bi uzaksın bu piyasaya ama bu çocuğu deviren olmadı daha."

"Çakalların şenliği, tilkinin meydana inmesine kadardır." dedi Doğa Sıfır Bir'den bir karaktermiş gibi. Aslı yeniden göz devirdi.

"Aslan değil miydi ya o?"

"Ben tilkyim ayol." Doğa'nın en sevdiği hayvandı tilki.

"Sogulamayacağım. Hadi gel, götürelim şu canavarı."

"Onun bir adı var tamam mı!"

"Doğa kimse ona Alfea Hovardası 1453 demeyecek." Doğa beş yaşındaki çocuk gibi çirkefçe kafasını iki yana salladı. "Ih-I Diyecek!"

"Adlarını okuduklarım takım bileklikleri için yarış başlangıcının oradaki masya gelsinler!" diye bağırıldı. Ses birkaç kişinin adını söyledikten sonra Doğa ve Aslı standın oraya gelmişerdi bile.

"KEREM SAYER, MAVİ TAKIM." Doğa saate baktı. Yarış yarım saate başlayacaktı.

"ASLI KESKİN, MAVİ TAKIM." Kızlar standın oradaki yetkili gözüken adamın yanına gittiler. Doğa konuşmaya başladı.

"Ufak bir kazamız oldu da, Aslı Keskin'in yerine Doğa Varlı yazarsanız..." Adam şöyle bir kızı süzdü. Doğa 'hayırdır' manasında göz kırptı. Adam önüne döndü ve deftere bir şeyler yaptı.

"DOĞA VARLI, MAVİ TAKIM."

Doğa, Aslı'nın yanına geri döndü. Aslı'nın dikkati ise çok başka yerlerdeydi. Doğa onun neye, daha doğrusu kime baktığını gömek için kafasını çevirdi.

"Bak," dedi Aslı, parmağıyla bir yeri işaret ederek. "Sarp şu."

Doğa, kızın gösterdiği yere iyice odaklandı.

Çocuğun kaşları çatıktı. Ama tuhaf bir şekilde rahat duruyordu. Boyu kısaydı, ne kadar 'kısa boylu erkeği sadece annesi sever amk', görüşünü savunsa da, Allah yukarıda, baya çekiciydi.

Çocuk sanki hissetmiş gibi aniden kıza baktı. Gözleri birbirine değince içi bir tuhaf oldu kızın. Çocuk ise bu göz teması bitmemesine karşın kaşlarını çattı. Ardından 'hayırdır' manasında tek kaşını kaldırdı. Doğa bunu fark etti ve hınzırca gülerek önüne döndü. Ney lan bu tavırlar amk?

Havada yerim ben bunu.

"İLK YARIŞIMIZ, KEREM SAYER VE CAN ÇINAR! YARIŞMACILAR LÜTFEN MOTORLARIYLA BAŞLANGIÇ ÇİZGİSİNE GEÇSİNLER."

Doğa motorunu aldı ve oturabileceği bir yer bulup oturdu. Sıranın ona gelmesini bekleyecekti.

*Yaklaşık İki Saat Sonra*

"DOĞA! DOĞA! DOĞA!" Doğa tezaruhatların arasında kaskını çıkarttı ve 'e zaten' der gibi gülümsedi. Final turuna yükselmişti.

Kasıknı kolunun altına koydu ve yolun kenarında, kalabalığın en önünde ona tezaruhat yapan Aslı'nın yanına gitti. Arkadaşından su şişesini aldı ve içmeye başaldı. Tanımadığı insanlar omzuna vurarak, 'helal kız sana' diyorlardı.
Su içerken Doğa'nın gözü yarış sonuçlarını ve eşleşmelerini gösteren paneldeydi. Rakibi kimdi acaba? Bir şey fark etmezdi, nasıl olsa onu da yenerdi.

Doğa'nın tezaruhatlarının yanına bir başkasının tezaruhatı da eklenince Doğa'nın kaşları çatıldı. Hafifçe tezaruhat yapılan kişinin kim olduğuna baktı.

Sarp Yılmaz.

Yᴀᴋᴀʟᴀʀꜱᴀɴ Sᴇɴɪɴɪᴍ Bᴇʙᴇɢ̆ɪᴍ - 𝙎𝘼𝙍𝙋 𝙔𝙄𝙇𝙈𝘼𝙕जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें