"Ve neyle tehdit etti biliyor musun? O kızı bulaştırdığın çamurdan kurtar ve gelinim olarak el öpmeye getir yoksa seni mirastan ve soy adımdan men ederim  dedi." Gülmem yavaş yavaş solarken ciddi olup olmadığına baktım. Ama ciddi yüz ifadesiyle göğsüme adeta bir öküz oturmuş gibi nefesim tıkandı.

Neden bir işim normal ilerlemiyordu? Neden?!!

"Şaka mı bu? Şaka. Şaka şaka. Kesin şaka! Çünkü bu çok saçma! Öyle değil mi saçma yani! Sen ve ben! Daha neler canım yok artık!" Korel öfkeli gözlerini bana dikmiş ne saçmalıyorsun der gibi bakıyordu. Ama saçmalayan ben değildim. O ve onun ailesiydi!

"Boş işlerle uğraşacak değilim!" Laf mı söylüyor bu bana!

"Boş işleri başıma açan mı söylüyor bunları!" İkimizde birden öfkeyle birbirimize bakarken araya giren arkadaşımın sesi ile ona döndüm.

"Sakin olur musunuz biraz?"

Eda'nın sözünden sonra ne Korel ne de ben çıt çıkarmamış, sakinleşmeyi bekliyorduk. Kısa bir sessizlikten sonra Korel daha sakin bir tonda konuşmaya başlayınca gözlerim gözlerini buldu.

"Artık aranan bir suçlu değilsin. Konuyu hallettim." Yüzüne boş boş baktım. Teşekkür mü bekliyordu? Başıma tüm bunları o sarmıştı! Bu arada ne fark ettim biliyor musunuz? İnsan yalnız kalınca içinden kendi kendine konuşuyormuş yani şahsen ben öyle oldum. İç ses dedikleri aslında ikiye ayrılan fikirler bence.  Yine konudan saptım...

"Bu harika bir haber! İşte şimdi gidebiliriz!" Eda'nın sevinciyle bende gülümsedim. 

Gözlerim tekrar Korel'e döndüğünde arkasında fark etmediğim korumasına doğru adımladı ve bir şeyler söylemeye başladı. Ardından arabanın arka kapısını açıp başını bana çevirdi ve son kez bakıp gitti. Bir hengame ile gelip sessiz sessiz gitti resmen! Kaçık herif!

♡♡♡

"Ah evim! Nasıl özlemişim!" Kendimi evimde ki koltuğa attığımda özlemle evimi bakındım. Her şey bıraktığım gibiydi.

"Liya nasıl bir durumda olduğunun farkında mısın?" Eda'ya başımı salladım.

"Evet biliyorum ama şuan yine savcı Liya'ya bağlamak istemiyorum. Bildiğin gibi ciddi ve otoriter oluyorum."

Dediklerime hak vermiş olacak ki sessiz kaldı. Aslında haksız sayılmam. Ben savcı olmadan önce deli dolu eğlenceliydim ama savcı olduktan sonra biraz ciddileşmiştim. Sizler buna olgunlaşmak diyebilirsiniz çünkü sanırım öyle.

Ve ben bazen olgunlaşmak istemiyorum. Yine eğlenmek ve kendime zaman ayırmak istiyorum. Savcılık dışarıdan göründüğü kadar kolay bir meslek değil. İnsanların hakkına girmeden doğruların peşinde koşmak inanın çok yorucu.

Bugün Eda boş olduğu için hazırlanıp dışarı çıkmaya karar verdik. Yaman'ı da çağırdık ama işinin olduğunu biter bitmez yanımıza geleceğini söyledi.

"Hadi artık Eda kalk!" Ben asla hareketli şarkılara dayanamazdım ve şuan bu bar coşuyordu. Keyifle yerimde hareketlenirken bir yandan da Eda'nın koluna yapışmıştım.

"Tamam!" Deyip ayağa kalktı ve benimle dans edenlerin arasına karıştı. Tabi daha rahat bir köşedeydik.

Şarkıya ayak uydurarak oynarken çoktan rahatlamış her şeyi unutmuştum. Eda da kahkahalarla bana eşlik ediyordu. Etrafımızda ki sarhoş insanların aksine biz ayıktık. Biz içmeyi sevmediğimiz için meyve suyuyla yetinmiştik.

Mutluluk bizim için bu kadar basitti. Dans etmek, şarkı dinlemek, gezmek, arkadaşlarımla geçirdiğim zamanlar benim için çok kıymetliydi.

Onların olduğu her anım mutluluk doluydu. Çünkü onlar benim ailemdi.

RUH-U REVANWhere stories live. Discover now