Ben de ayağa kalktım ve tasmasından -her ne kadar kullanmayı pek sevmesem de- tuttum.

"Tamam, Gece Sirius da geldi. Sen artık çık çocuklar aşağıda seni bekliyorlardı. Mert testten geçince ayrı bir araçla gelecek." "Tamam efendim. Gel bebeğim çıkalım biz." Mert'in yanından geçerken omzuna küçük bir yumruk attım. "Bol şans ortak." Sırıttı. "Sağ ol ortak."

Kapı içeriden otomatik olarak açıldığı için hızlıca çıktım ve asansöre bindim. Sirius bacağıma sürtünüyordu en az benim kadar o da beni özlemişti. Asansörün kapıları açıldı ve beraber asansörden çıktık. Nil masasında oturuyordu ona küçük bir baş selamı verdim. Dışarı çıkınca kapısı açık olan büyük simsiyah bir minibüs ile karşılaştım.

Neşe ve Duru kapı tarafında oturuyorlardı fakat beni görmemişlerdi çünkü araçtakilerle sohbet ediyorlardı. Sirius önce benim geçmem için bekledi.

Araca bindiğimde hepsi sohbet etmeyi bırakmıştı Neşe ve Duru'nun yanına oturdum. Ilgım oturduğu yerden bana döndü. "Hoş geldin, biz de sen yokken kızlarla kaynaşıyorduk." diyerek gülümsedi. "Hoş buldum Ilgım." Kapının dışında benim çağırmamı bekleyen oğluma döndüm. "Gel oğlum." dediğimde Kuzey şaşkınlıkla bana dönmüştü. "Oğlum der-" daha cümlesini tamamlayamadan Sirius araca bindiği için laf ağzına tıkılmıştı.

Yağız şoföre seslendi. "Çıkabiliriz." Şoför arabayı çalıştırdı ve araç ilerlemeye başladı.

Araçta ben, Neşe ve Duru şoför koltuğunun hemen arkasında bulunan koltuklardaydık. Sağ tarafımızda pencereler ve yine koltuklar vardı orada dört kişilik bir alan vardı ve Yağız, Utku, Kuzey, Tuna vardı. Tam karşımızda yine dört koltuk vardı ve orada, Ceren, Yeşim, Ilgım ve Güney vardı. Sirius'a döndüm kafasını okşamaya başladım. Fakat Sirius bana değil Tuna'ya bakıyordu.

"Adı ne?" diye soran Tuna'ya döndüm.

"Sirius."

"Kaç yaşında peki?"

"Altı yaşında."

"Sevebilir miyim?"

"Tabii ki. Ama tasmasını sıkı tut olur mu?" Bir anda aracın içinde yaygara koparmasını istemiyordum. Hiperaktif köpek sorunları işte...

"Tamam. Gel bakalım buraya Sirius." diyerek tasmasını elimden aldı. Sirius patilerini Tuna'nın dizine yasladı. Tuna yavaşça kafasını okşamaya başladı. Fakat bir anda Sirius Tuna'nın ceplerine yöneldi ve koklamaya başladı. Bir süre sonra partileriyle ceplerini eşelemeye başladı.

Tuna anlamaz gözlerle bana döndü. "Cebinde sigara mı var?" "Evet, neden ki?" Gözlerimi Tuna'dan çekip Sirius'a döndüm. "Bende sigara olduğu zaman da böyle yapıyor o yüzden çok fazla sigara kullanmıyorum." dedim.

Anladım dercesine kafasını salladı ve tekrar Sirius'a dönüp kafasını okşamaya başladı. Bir yandan da pantolonunun cebinden sigarasını çıkardı ve Güney'e fırlattı. Güney havada yakaladığı paketi cebine koydu.

Sirius yine Tuna ile ilgilenmeye başlayınca önüme döndüm. Ilgım, "Gece sen gelene kadar kızlarla biraz sohbet ettik. Az çok daha yakından tanıdık bir sen kaldın biraz kendinden bahsetsene bize." deyince ne diyeceğimi bilemedim.

"Şimdi öyle sorunca ne diyeceğimi bilemedim siz sorun ben cevaplayayım olur mu?" Ilgım gülümseyerek konuşmaya başladı.

"Ben sorayım o zaman. Kaç yaşındasın?"

"26 yaşındayım."

Diğer soru Tuna'dan gelmişti. Sirius ise Tuna'nın yanında oturan Yağız'a kendini sevdirmeye çalışıyordu. Bunun üzerine Yağız elindeki telefonu cebine koydu ve Sirius ile ilgilenmeye başladı.

Gece'nin KaranlığıWhere stories live. Discover now