Estarabim'in Hikayesi

5 0 0
                                    

(Bir cuma günü öğleden sonra)

İstanbul'un kalabalık bir caddesine bakan ufak bir parkta, 20'li yaşlarda "İki Delikanlı" muhabbet eder.

Bankta oturan, esmer tenli ve uzun boylu olana METİN derler.
Ayakta duran, buğday tenli ve göbekli olana ise ÖMER derler.

Ömer lafa girer - Metin.

Metin - Söyle Ömer.

Ö - Allah günah yazmasın ama bugün de cumayı kılmadık.

M - Saçmalama olum ya onca günahın içinde buna mı takıldın ?

Ö - Geçenlerde sizin apartmanın tavanında bir kitap bulmuştuk-

Metin ayağa kalkar ve gerilir - Şiir kitabını mı diyorsun ?

Ö - Aynen aga o kitabın adı neydi ?

M - Günahkar çiçek.

Ö - Heh işte günahkar çiçek... Sen var ya aga o kitabı bulduğumuz günden beri çok değiştin.

M - Ne alakası var moruk ? Bir kitap bir insanı ne kadar değiştirebilir ki ?

Ö - Değiştin işte aga. Ben senin en yakın dostunum. Bu değişimi farkedebiliyorum.

Metin, Ömer'in elini tutar ve sıkar - peki bu değişim iyi mi kötü mü ? Tam olarak nasıl değiştim yani ?

Ömer - İyi aga iyi. Baya iyi hem de... Ne bileyim şiir gibi konuşuyorsun böyle. Hırsızlığa bile son verdin bir anda.

Metin etrafa göz atar - Olum sus ortalık yerde şöyle konuşma ya.

Ö - Ciddiyim aga. Afedersin yeri gelince beni bile düşünüyorsun.

M - Sen beni bu zamana kadar tanıyamamışsın moruk. Ben sevdiklerimi her daim düşünürüm.
Metin tekrar banka oturur.

Ömer - Estarabim şarkısını hatırlıyo musun aga?

Metin sağ ayağını sol dizine atar - Yoo tam olarak çıkaramadım.

Ömer ritimle şarkıyı hatırlatır - İyi hatırla... Estarabim estarabim sağdan soldan estarabim.

Metin sakalını avuçlar - Hatırlar gibiyim... Hababam sınıfı mı?

Ömer - Hatırladın ama yanlış hatırladın bu şarkı bambaşka...

M - Şarkıyı kim söylüyor moruk ?

Ö - Çıkaramadım şimdi. Adamın adı neydi ya ?

M - Ben nerden bileyim oluum.

Ömer kulağını kaşır - şöyle bi şarkısı daha var aga.

"Metin bir çocukla bakışır ve çocuğa göz kırpar"

M - Nasıl bi şarkısı daha var aga?

Ö - Öyle bir geçer zaman ki denedim aynıyla vaki.

M- Bu adam kel miydi moruk?

Ömer düşünceli - Uzun saçlı olabilir aga.

M - Uzun saçlı kel olmasın.

Ö - Kafa bulma olum ya.

M - Boşver onu, sen estarabime gel.

"Hemen arkalarında otuz yaşlarında BERDUŞ görünümlü bir adam belirir"

Ö - Şimdi agaa, es kürtçe'de ben demek, tarab da osmanlıca'da neşe demek. Sonuna im ekini koyup bu kelimeleri birleştirince estarabim oluyor. Yani ben neşelendim mutlu oldum diyor.

Metin, Ömer'i umursamaz - Eee niye anlattın bana şimdi bunu?

"Berduş, Ömer'i dikkatle dinler... Ömer ve Berduş bakışır"

Ömer - Rivayete göre, seksenli yıllardaki müzik grupları toplanıp, yuvarlak oluştururlarmış... Bu insanlar iki günahkar çiçeği aynı anda sarıp bir sağdan bir soldan döndürüp çekerlermiş. Çiçekler kimde buluşursa o kişi mutlu olurmuş ve estarabim dermiş.

Metin caddede sanki tuhaf bir şey görmüş gibi ayağa kalkar - Boş muhabbet... Bak bak denyoya bak. Elinde testereyle dolaşıyo !

Ömer meraklı gözlerle caddeye bakar - Agaa sana günahkar çiçekten bahsediyom ya.

M - Nerden nereye bağladın muhabbeti... Nerden buluyon olum böyle hikayeleri.

Ö - Askerde duymuştum.

M - Boşver şimdi çiçeği, iki gündür eve
gitmiyom. Annem feleğime okuyacak.

Ömer bir elinin tersiyle burnunu siler ve o elini sallar - Bu bambaşka diyorum sana bambaşka.

M - Beni bağlamaz... Hadi kaçtım ben.
Annem ağzıma sıçacak!

"Metin ve Ömer park çıkışına gelir"

Ömer eliyle Metin'i uğurlar - İyi agaa... Akşam Salih abinin kahvesindeyim.

Ömer ve Metin caddede ayrı yönlere karışır.

(Birinci Bölümün Sonu)



Je hebt het einde van de gepubliceerde delen bereikt.

⏰ Laatst bijgewerkt: Oct 21, 2023 ⏰

Voeg dit verhaal toe aan je bibliotheek om op de hoogte gebracht te worden van nieuwe delen!

GÜNÂHKAR ÇİÇEKWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu