"Size bu anlattıklarımın bir karşılığı varsa onu isterim. Benim törede cezam ölümdür! İki evladım için bizi sür ağam... Onların yaşama hakkını elimizden alma! Eğer ağa sözü verirsen bende sana her şeyi anlatırım."

Ömer karşısındaki kadının yüzsüzlüğü ile daha da öfke dolmuştu. Gözlerinden ateşler çıkıyor ve Fidan'ı korkutuyordu. Ömer konuşmadan karşısındaki kadını inceledi ama onun gözünde çaresizlik vardı.

Ömer sessizce karşısındaki kadına baktı. Çaresizliği öfkesini körüklüyordu. Kendinden daha da güçlü değildi korktukları. Fidan'a öfke ile bakıyordu. Çocukların korkmasına sebebiyet vermeden sesini alçalttı. Sesindeki öfke ve tehdit kendisini belli ediyordu.

"Buradan sağ çıkmak istiyorsan, her şeyi anlatacaksın. Sonra yaşamak mı istiyorsun yaşarsın. Hayatın iki dudağımın arasında. Ayrıca sadece senin hayatın değil..." Ömer Ağa kadını evlatlarıyla da tehdit etmişti.

Acımasızlığı bilinirdi ama asla kimseyi çocukları ile tehdit etmezdi. Şuan yaptığı, kendisine yakışmasa da Ömer amacına ulaşmak istiyordu. Zeynep için yapacaklarının bir sınırı yoktu ve bunu tüm Mardin'e duyuracaktı.

Ömer Fidan'ın kararsızlığını görüyordu. Onu daha da korkutmak istiyordu. Korktukça anlatacak ve Ömer'i bilgilendirecekti. Ömer ise bu düğümleri çözecek sevdiğini kurtaracaktı. Ömer ağzını açtığında Fidan konuşmaya başladı.

30 yıl önce

Daha on ikisinde bir kızken, Samyeli konağına hizmetçi diye gitmişti Fidan. Yıllarca çalışarak, alkolik babasına para yetiştirmeye çalışıyordu. Her zaman para getiren kızını döverek geri yollayan adama karşı, Fidan'ın artık gücü yetmiyordu.

Babaydı ve dertti işte. Annelerinin ölümünden sonra daha da çok içen adama artık para yetiştiremez olmuştu. Maaşı aldığı gibi, babasının eline sayıyordu. Yine de memnun edemiyor ve her seferinde defalarca küfür işitiyordu.

Günler geçmiş artık babası epey yaşlanmış olduğunda da, çekilmeyen halleri daha artmıştı. Fidan ise Samyeli konağında çalışan, Arap asıllı İdris'e vurulmuştu. Çoğu kez kendisini görsün diye uğraştığı adam, ona hiç bakmıyordu.

İdris ise bu kızın kendine gönül vermişti ama göz koyar gibi bakmayı yakıştıramamıştı. Bir gün marketten dönen Fidan'ın elindekileri alarak konağa getirmesine yardım ettiğinde artık içindeki hisleri durdurmamaya karar verdi.

Boran ağa ile konuşarak, evindeki kadını istemişti. Kadının babası asla vermeye yanaşmazken, Boran ağa onun derdini anladığı için birde ona maaş bağlamıştı.

Kalabalık bir ailenin ferdi olan İdris, buraya zaten ailesine bakabilmek için gelmişti. Ailesi uzaktaydı ve giderse, yine fakirlik yaşayacaklardı. Boran ağa zaten İdris'in durumunu bildiği ve Fidan'ın da durumunu gördüğünden dolayı, onlara konakta kalmaları için izin vermişti.

Mutfağın yanında boş bir oda vardı ve o odayı bu gençlere vererek, yanlarında tutmak istemişti. İdris işinde iyi bir adamdı ve kaybetmek istememişti. İdris ve Fidan o zamanlar minnet duyduğu ağa ve hanımına hayat borcu var gibi hissediyordu.

Bir yatak ve birkaç kıyafet dışında, hiçbir şeyi olmayan çift fazlasıyla mutluydu. İdris ise hırslı bir adamdı ve çalışarak eşiyle bir eve çıkmak istiyordu. Günler geceler geçerken, Demet'in konağa gelişi ile işler değişir olmuştu.

Ağaları ve hanımı bildiği gibi biri olmaktan çıkmıştı. İstedikleri kızında gelişi ile kötülüğün kol gezdiği konakta yapılanlara göz yummak zorunda kalmıştı. Demet'i yıldırmak için evin işlerini yaptırdıkları zamanda bile Fidan sadece parayı düşünüyordu.

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now