13.BÖLÜM: UNUT BENİ (düzenlendi)

Start from the beginning
                                    

Barlas'ın bunları nereden bildiği zerre umrumda değildi onca adamı varken bunları düşünmek saçmaydı. Baban değince bile içime gelen korku ve endişe dayanılmazdı. Yutkundum. Seçim sırası artık bendeydi.

Param olmadan evim olmadan buradan gitmem saçmaydı. Gururuma yenik düştüm elimi kurptan çektim ellerimle göz yaşlarımı silip toparlanmaya çalıştım. Arkamı ona döndüm gözlerine bu sefer iğrenir gibi bakıyordum gözlerimin sinirden kırmızı olduğunu ve tüm vücüdumün titrediğine emindim.

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım ;

"Pekala...sen kazandın Barlas Devrim."soy adını bastırarak söyledim. Ardından kararlılıkla devam ettim,

"Sözleşmeyi kabul ediyorum fakat şunu bil kimse yanımızda olmadığı zamanlar değil gözlerime yüzüme bile bakmayacaksın, kazandığını zannediyorsun fakat çaresi olmayan bir kıza acımayarak asıl sen kaybettin. 1 ay dolduğunda arkama bile bakmadan bu evden gideceğim bunu bil gittiğim gün umarım senin yaşadıklarımı hafife aldığın gibi beni tehdit ettiğin gibi aynısını yaşarsın. Yaşattığını yaşamadan ölme Barlas, buna ben izin vermem." dedim sözlerim bitmişti. Akan gözyaşlarımda tükenmişti. Artık ağlamak yoktu artık acımak ta yoktu...

"Bitti mi?" dedi kararlı bi sesle alayla gülmeye çalışsamda olmadı göz yaşlarımı tuttuğum için her tarafı bulanık görüyordum.  Boğazımda olan yumru yüzünden  fazla kalırsam bogulacağımı anladım. Arkamı döndüm kapıyı setçe çarpıp arkama bile bakmadan odama gittim daha doğrusu esir tutulduğum odaya.

Kapıyı kapattım kapıya yaslanıp ellerimle yüzümü kapattım diz çöktüm ağlamaya başladım. Kendimi iğrenç hissediyordum elim kolum bağlı sanki görünmez iplerle bağlanmış gibi koca bir kördüğümün içinde kurtulmaya çalışıyormuş ipleri çözmeye çalışıyormuş gibi imkansızı yapıyordum!

Ben kendi hayatımdan kaçıyordum, her denemeye rağmen pes etmiyor gururlu ayakta durmaya çalışan bir kız oluyordum.

Kendi sonumu gururumla hazırlıyordum....

Barlas'ın anlatımıyla....( ilk defa )

Mehir'e o sözleri söylediğim için kendimi asla affetmiyecektim. Sözleşme hiç bir şey umrumda değildi aile kurduğumu zannettikleri için alacağım işler bile zerre umrumda değildi!

Aşk böyle bir şeydi bazen seni tamamlar bazende acı verip eksik bırakırdı.

Mehir yüzüme kapıyı çarpıp çıktığında ona değil kendime öfkeliydim. Her ne olursa olsun onu babasına vermeyecektim fakat onca söz edip gidiyorum değince kendimi tutamadım. Amacım onu tehdit edip kalbini kırmak değil sözleşmeyi kabul ettirmekti fakat başarılı olmadım.

Sinirimden masada ne varsa yere döktüm sözleşmeyi ellerimde tuttuğumda ellerimden akan kan sözleşmeye bulaştı.

Sinirle yutkundum Kaan'ın kapıyı açmasıyla uyardım.

"Sakın yanıma gelmeyin Kaan yoksa siktiğimin sinirini sizden çıkartırım!" dedim uyarıcı bir sesle Kaan tam ağzını açıcakken geri sustu yanına gidip kapıyı kapattım yere çöktüm. Canım acıyordu, şimdiye kadar kimse beni ağlatmaz benim duygularım yok diyen bir adam, Ufacık bir kızın şu sözüyle canından can gidiyordu,

Sana aşık değilim ve asla olmayacağım...

Sadece bir söz geleceğe dair olan bütün ümitleri tüketir miydi ?

Yazar'ın anlatımıyla...

Barlas ve Mehir ikisininde canı yanıyordu. Kaan Barlas'ın tepkisinden sonra Nisa' yıda alıp evden çıkmıştı. Yanlız kalmalarının iyi geleceğine inanıyordu. Barlas söylediği kelimeleri kendine yediremezken Mehir duyduğu kelimeler yüzünden kendini tüketiyordu. Buradan gideceğine dair olan bütün ümitleri bitmişti fakat kafasına koymuştu bu evden giderken zarar vermeden gitmeyecekti. İkiside kendi odasında,

RUHUMDAKİ KARANLIK Where stories live. Discover now