"Hem zaten Sanrı seni öptü, dil de vardı. Böyle bir şey olsaydı Nehir kriz geçirmez miydi? "Dedi mantıklı bir gerekçe sunarak kafam karışık bir şekilde onu onayalayıp kolarımı ihtiyaçla bir birine bağladım.

" Sanrı ,Nehir'in saçlarını okşadı?"Dedim gözlerim uzaklara dalarken, İpek nasıl bir ifadeyle bakıyordu bana bilmiyordum ama bir kaç saniye sonra sesini duydum. "Nehir'in saçlarına karşı bir hassasiyeti var, Sanrı saçı acıdığını hep okşar canını yakmadan." Dedi o da durgun bir sesle, sanırım geçmişi anımsamaya çalışıyordu.

" benimse saç köklerime ilk acı düşüren oydu."Dedim kendi kendime gülümserken, canım feci halde yanmıştı fiziksel acıya insan alışırdı ama ruhsal acı işte o öldürür dü.

"Elena."

"Belki de bir anlık ortama düşüp beni öptü?"

"Elena."

"İyi ama öyleyse bu gün söyledikleri? ne yapmaya çalışıyor İpek anlamıyorum!?"

"Elena."

"Nehir belki de beni öptüğünü bilmiyordur, belki de aralarında vardır bir şeyler?"

"Elena!" İpek'in şiddetli sesiyle hızla ona döndüğümde şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Neden bunu yapıyorsun kendine?"Dedi anlamayarak.

Gözlerim anlamsızca üzerinde dolaştığınıda açıkladı. "Resmen ondan soğumak için elinden geleni yapıyorsun, anlıyorum ilk başta sana acı çektiren oydu ama bunlar için pişman ve her bir hatasını telafi etmek istiyor güven bana bunun için kendini fazlasıyla törpülüyor." Dediğinde ayağa kalkıp bana bir kaç adım attı.

" sen korkuyorsun." Dedi yanıma gelip kollarımdan çekip bana sarılırken, derin bir nefes alırken gücümün tükendiğini hissetim, dizlerime kadar titriyordum şimdi.

"Birisini sevip ona kapılmaktan korkuyorsun." Dedi ipek bana sıkıca sarılırken. "Neden?" Dedi bu sefer

"Ben her sevginin bedelini ağır ödedim İpek, hiç bir yer bana sıcak hissetirsin istemiyorum, evimdeymiş gibi hissetmek istemiyorum, sevmek istemiyorum, sevilmekte istemiyorum sonucunda hep üzülen kapı dışarıyı edilen ben oldum. Sıcak hissetiğim evden kovuldum, sevip sevildiğim yerden günün sonunda biten sevgi yüzünden kovuldum. Hiç bir şey sonsuza kadar sürmüyor ve benim bir yerden daha kovulacak gücüm yok." Dedim ondan ayrılıp yüzüne baktığımda gözlerinin dolduğunu görüp gülümsedim.

"Üzülme alışığım ben, başımda bir sürü dert var İpek ama ben kendimi Sanrı'dan uzak tutamıyorum ona çekildiğimi hissediyorum celladına aşık olan kurbandan farkım kalmadı. Üstüne bütün bu dertlerin başlangıcını Sanrı'nın çakmak tutması da çabası, ne yapacağım bilmiyorum uzak kalamamıyorum bir şey beni ona itiyor deliricem ne yapacağım bilmiyorum." Dedim çaresizlikle, İpek'ten ayrılıp yatağın üstüne oturduğumda ellerimle yüzümü kapatım çıkmaz sokağa girmiştim ne yapacağımı bilmiyordum. Her girdiğim sokak çıkmaz sokakla karşılaşıyorum.

"Duygularından kaçmak sana hiç bir fayda sağlamayacak kül kedisi, ben Sanrı'nın ilk defa birine tolerans gösterdiğini gördüm ,senle Güldüğünü gördüm ,sen ona bakmazken bile seni izlediğini gördüm belki de her şeyi akışına bırakmak en iyisidir fazla yıpratıyorsun kendini her şeyi içinde tutup bir düğüm oluşturuyorsun ki çözemeyip vaz geç diye . Kafanda kurup onlara inanmak yerine neden ona sormayı denemiyorsun, bunca sene böyle ilerledin hiç bir faydasını görmedin belkii de biraz da böyle denemelisin?"Dedi ipek samimi bir şekilde önüme diz çöküp ellerimi avuç içlerine alıp güven vermek istercesine sıkarken, derin bir nefes alıp gülümsedim.

Belki de haklıydı bunca sene hiç bir yol kat edemediğim kendimden biraz da tolerans göstermeliydim belki bu sefer olurdu?

İpek derin bir nefes alıp ellerimi bırakıp dizlerime iki kere vurdu" kalk hadi derde soktun bizi birden bir sigara içelim de kendimize gelelim." Dediğinde gülümsedim, peşinden ilerleyip bahçeye çıktığımızda kimse yoktu akşam devreye giren ışıklandırmalar yanıyordu karanlık çökmüştür bile yine aynı masaya kurulduğunda cebinden sigarayı çıkarıp bir tane bana uzatıp kendine de aldı sigaranın ucunu yakıp bana uzatığında bende yaktım sigaramı.

ikizler Where stories live. Discover now