Yemek bittikten sonra birlikte sofrayı toparlamıştık Sanrı beni ilk defa bu kadar şaşırtıyordu davranışlarıyla  bulaşıkları bile birlikte yapıp yine salona dönmüştük  odadaki eski televizyonu açtığında rast gele bir film açtık ikimiz de yine aynı koltuğa bir ucuna o bir ucuna ben olacak şekilde oturduk.

Sanki bir saat önce bir beden olmamışsınız gibi.

Kendimi öldürecektim sonunda.

"Mısır ister misin?" Dedi ayağa kalkarken mutfağa gideceğini anladığımda kafamı iki yana salayıp konuştum. "Bir kadeh şarap." Dedim sadece kafa sallayıp mutfağa gittiğinde uzun bir süre arkasından baktım.

Sence de evli çiftler gibi değil misiniz El.

"Tanrı aşkına susmayı bilmiyor muyum ben?" Dedim sinirle kendi kendime konuşurken,  kendi kendime göz devirip gözlerimi yeni yeni başlayan filme çevirdiğimde Sanrı içeri girdi elinde iki kadeh şarapla elindeki bardağı alıp yanımdaki masaya koydum o da aynısını yapıp oturduğunda ışıkları da kapatmıştı  ikimiz de filme  odaklandığında televizyon ve  kadeh sesleri dışında başka bir ses yoktu. Şarap iyiden iyiye uykumu getirirken sersem bir şekilde kafamı koltuğun  kenarına koyup yan yatarak izlemey başladım ayaklarım Sanrı'ya değmesin iyice olabildiğince kendime çektim. Rahat edemesem de öyle uzanmaya devam edecektim ki bir çift elin ayağıma değip uzatığını hissettiğimde ona bakmadan yutkundum.

Tamam bundan bile etkilenemezdim hayır, kesinlikle dengem bu gün o kadar alt üst olmuştu ki hormonların bile yer değiştirmişti başka türlü açıklaması olamazdı. Bacaklarımı  kucağına koyduğunda sonunda rahat olmuştum gözlerim yavaş yavaş giderken  filme odaklanmaya çalıştım iyice ama sonunda gözlerim yeni düşüp kapanmıştı.

Uyku arasında bedenimin havalandığını hissetsem de gözlerimi açamayacak kadar uyku ve uyanıklık arasındaydım, yumuşak bir şeyin üzerine bırakılan bedenim yan dönüp başımın altındaki şeye sarıldım sıkıca. Üzerime örtülen çarşafla anlımda bir şey hissetim bir kaç saniye sonra  anlımda  kaybolan şeyler tamamiyle uykuya geçtim yine.

Sabah gözlerimi salonda değil de Sanrı'nın yatak odasında açtığımda ilk bir kaç saniye yumuşak çarşafların arasında güzel bir uyku çektiğim için kendi kemdime gülümsedim. Aklıma gelen anılarla gülümseme birden yüzümden kayboldu, ben dün akşamlar bir haltlar yemiştim Tuğba, doğum günü hediyelerim, Afra, babası ve annesi , yaşadığımız şeyler hepsi aynı anda beynima dolaşırken  ağrı yüklenmeden bir kaç saniye boş boş izledim tavanı. yataktan kalktığımda  ilk önce aynada kendimel göz göze geldim kaparmış saçlarımın kabarıklığını ellerimle indirdiğimde çıplak ayaklarımı parkede sürerek salona girdim. Sanrı dün akşam benim uyuya kaldığım yerde uyuyordu ,koltuğa pek sığabilir gibi durmasa da  uykusunun derin olduğunu anlama uzun sürmedi.  Tekrar odaya gidip dün akşam üzerime örtüğüm örtüyü alıp yanına gittim bir kaç saniye uyuyan yüzünü izledim,  ardından üzerine yavaşca çarşafı öptüğümde  masanın üzerine oturup yüzüne baktım.

Dengem gerçekten de kalmamıştı aklım bile ne düşüneceğine şaşır kalmıştı , ne hissetmem gerekiyordu hangi doğruydu bunların hiç birini bilmiyorum ne yapacağım bir muamadan ibareti.

"Aklımı karıştırıyorsun." Diye fısıldadım daha kendimin bile zar zor duyduğum bir sesle.  Ayağa kalkıp mutfağa gideceken duyuduğum sesle olduğum yerde kalakaldım.

"Sen benim aklımı çoktan karıştırdın."  Dedi Sanrı uyku mahrumu bir sesle, Dudaklarımı sinirle ısırdığımda sesli konuştuğum içim kendime bir küfür savurdum.

Tanrı aşkına bu uyurken bilr uyanıkmı ne bu, çıt sesi gelse bile anlıyor?!

"Günaydın." Dedim söydiği şeyi görmezden gelip. Yerinde dikleşirken  bedenini bana döndürdü.

ikizler Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ