"Muay thai böyle bir spor muymuş? Ulan bir yumruğa yıkıldık be!" diye söylenerek kalktı. Zeynep'in arkasından yavaşça ilerleyerek Zeynep'in annesinin konağına gelmişti. Kapıya vurarak açmaları için bağırırken sevdiğinin sesini duymuştu.

Zeynep'i omzuna atmıştı Savaş. Sokakları, kardeşi omzunda yürürken Zeynep sadece bağırıyordu. "Bırak beni! Abi bırak! Ömer!" Zeynep çırpınıyordu ama Savaş bırakmıyordu. Ömer'de gelmemişti. Ona bir şey olma ihtimali bile, Zeynep'in ağlamasına neden oluyordu.

Ömer ise Zeynep'in sesini duyuyordu. Koşmak istiyordu ama öksürük ve karnına aldığı darbenin şiddetinden gidemiyordu. Kimseden yardım almadan yürüyerek ilerliyor ve sevdiği kadına yetişmeye çalışıyordu. Savaş'ın ona zarar verme ihtimali bile onun hızlanmasına sebepti.

Ne hızlı ne de yavaş gidiyordu. Yine de yetmiyordu. "Yetişeceğim ceylan gözlüm. Yetişeceğim!" diyerek ilerliyordu. Sonunda Demet'in konağı görünmüştü. Ömer son bir güçle gitmiş ama kapının kilitli olduğunu öğrenmişti. Kapıyı yumruklarken "Zeynep!" geldim buradayım güzelim. Buradayım!" diye bağırıyordu.

"Ömer... Ömer buradayım! İyi misin?" diye sıralarken Ömer hala biraz karnının ağrıdığını hissetmişti. Daha önce kavga ettiği dönemlerde bile bu kadar sert bir yumruk yememişti. Hatta başta nefesi bile kesilmişti ama şuan sevdiğine sadece iyi olduğunu söyleyecekti.

"İyiyim Zeynep, iyiyim! Sen nasılsın?" Aslında sormak istediği abisinin ona vurup vurmadığıydı ama emin olamıyordu. Ona el kaldıran adamı döven biri kardeşine vurmazdı ama bu kızın yaşadıklarını düşünce buna bile emin olamıyordu.

"İyiyim ama abim kapıyı kilitledi." derken ağlıyordu. Sevdiği adama bir şey olduğunu düşünerek kendisini hırpalamıştı. Geçtikleri iki sokak boyunca Ömer'e bağıran kızın ağlamaktan bitap düştüğü sesinden belliydi.

Ağlaması bile yorgundu ama ağlıyordu. Gözünden akan yaşlar Ömer'in kalbine ok olup saplanıyordu. Sevdiği kadının gözyaşlarına üzülüyordu.

"Şşş ağlama kadın ağlama! Ateş olup içimi yakarsın, yakma! Ok olup kalbime saplarsın, kanatma! Kıyamıyorum gözünden akan her damla için buraları yakasım geliyor, yaktırma!" diyen Ömer ağaya buruk bir tebessüm göndermişti ama görmediğini biliyordu.

İki aşığın kapıya yaslanan elleri birbirinin tam karşısındaydı ve oturdukları yer aynıydı. Yan yanaydılar ama aralarında onları ayıran bir kapı vardı. Can canaydılar ve onları ayırabilen hiçbir şey yoktu.

Herkes o kapıyı görüyordu ama o iki âşık sanki yan yana gibi, birbirlerinin sıcaklığında ısınıyordu. Birbirlerine yaslanmış ve omzuna kafasını koyan kadının saçlarını kokluyor gibiydi.

Zeynep gözlerini kapatarak sevdiğine doğru dönmüştü. Ömer'de sanki bu anı hissetmiş gibi kadının yüzünü izliyor gibi bakıyordu. Zeynep yüreğinden dökülen melodileri, dilinde peyda ediyordu.

Harun Kolçak – Yanımda Kal

Öyle savunmasız bir zamandı

Bulduğunda beni

Sen başlattın boyun eğdim

Kabullendim seni

Bu sözlerim sitem değil

Ama yazık değil mi bana

Çok yalnızdım kaybolmuştum

Annemin HikayesiWhere stories live. Discover now