Odada sadece o ve ben vardım.

Korkuyu iliklerime kadar hissediyordum. Arkasında kalan kapıya kısa bir bakış attıktan sonra kapıyı hızlı bir şekilde kapattı. Öyle hızlı kapatmıştı ki kulaklarım çınlamaya başlamıştı.

"Yalnız kaldığımıza göre biraz hasret giderelim değil mi karıcığım." Eli kemerine gittiğinde avazım çıktığı kadar bağırmaya başladım. "Sakın! Yaklaşma bana! Uzak dur benden!"

"Cık, cık, cık insan hiç kocasına bağırır mı?" Eliyle kemerinin tokasını açtığında öyle bir çığlık attım ki kendi sesime bile yabancı kesildim.

"Uzak dur benden!" Nefes nefese bir şekilde yatakta doğruldum. Nefes alamıyorum sanki biri ciğerlerimi sökmüş ve ihtiyacım olan nefesten beni mahrum bırakıyor gibiydi. Şakaklarımdan akan teri elimin tersiyle sildim. Acıyı ve korkuyu hâlâ iliklerime kadar hissedebiliyordum.

Kendisi yoktu ama kâbusları hâlâ peşimdeydi. Beni yok etmeden durmayacaktı.

Odada derin nefes seslerimden başka hiçbir şey duyulmuyordu. Toparlanmam gerekiyordu. Kendime gelmeliydim. Şimdi pes edersem en başa dönerdim. On yıllık çabam bir kâbus yüzünden heba olamazdı, olmamalıydı.

Sakin olmalıydım. Saymaya başla Gece.

1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10

Derin nefes al, nefes ver. Al, ver.

Hiçbir şeyin seni yıkmasına izin vermeyeceksin.

Kendimi biraz da olsun toparladığımda yataktan kalktım. Önce karanlık olan odayı aydınlatmak için perdeleri ardından pencereleri açtım. Hava durumuna göre bugün Almanya parçalı bulutluydu. Nefret ederdim. Soğuk olan her şeyden nefret ettiğim gibi soğuk havalardan da nefret ederdim.

Daha fazla kâbusu düşünmemek ve moralimi bozmamak için banyoya girdim. Ferah banyonun içi vanilya kokuyordu. Hemen kıyafetlerimi çıkardım, suyun altına girdim ve suyu en sıcağa ayarladım. Su beyaz tenimi yakıyor ama aynı zamanda da mayıştırıyordu. Hızlıca önce siyah omuzlarımın bir karış altına gelen saçlarımı yıkadım ardından da vücudumu lifledim.

Bornozumu giyip banyodan çıktığımda yan odadan yani Yeşim'in odasından sesler geldiğini fark ettim kızlar eşyaları toparlıyordu. Çünkü tarih 5 Mayıs 2024'ü gösteriyordu bugün Türkiye'ye dönüyorduk. Üç yıla yakın bir zamandır görevimiz gereği Almanya'da yaşıyorduk ve son gelen haberle Türkiye'de bulunan tesiste destek için yeni ajanlar istenmişti bunun içinde alanlarının en iyi ajanları gerekiyordu.

Bu yüzden bizi çağırmışlardı.

Kızlar erken saatte hazırlıklara başlamış olmalıydı sabah saatlerinde görevden döndüğüm için yorgundum bu yüzden uyandığımda saat on bire geliyordu. Hemen hazırlanıp onlara yardım etmek için bornozumu çıkardım ve çekmecemden çıkardığım siyah iç çamaşırlarını giymeye başladım. Altıma asker yeşili bir kargo pantolon üzerime vücuduma tam oturan kısa kollu siyah bir crop giydim.

Hemen makyaj masamın önüne geçip saçlarımı kuruladım ve yukarıdan sıkı bir at kuyruğuyla topladım hafif günlük bir makyaj yapıp komodinin üzerinden telefonumu aldım. Ardından odadan çıktım. Koridorda yürürken ayağıma giydiğim siyah postallar tok sesler çıkarıyordu.

Şu an bulunduğumuz ev iki katlı bir evdi. Kızlar ve benim odalarımız üst kattaydı bunun yanı sıra iki misafir odamızda vardı. Aşağı katta iki tane salon bir mutfak vardı ama üçü de epey genişti.

Gece'nin KaranlığıWhere stories live. Discover now