1. BÖLÜM - İLK KURŞUN

Začít od začátku
                                    

Gerçekten inmeli miydim? Peki ya indiğimde ne diyecektim ki?

Onlardan hesap sormaya hakkım bile yoktu. Bazıları beni evin hizmetiçisi sanabilirdi. Harvey beni  şu vakanın içinde görse tüm işini bırakıp beni güvenli alanıma geri kovalardı.

Kulbu yavaşça indirmeye başladım. Şu ufacık aksi hareket yaşadığım nadir aksiyonlardan biriydi.

Ya Harvey beni azarlar ise, ama o hiç kaba olmamıştı ki bana. Harvey benim kalbimi kırmamak için kendi kolunu bile kırardı.

Belirsizlik, tıpkı bir hendek gibiydi. Bir yerden patlıyor ben daha bir soruyu kapamaya yetişmeden ötekide su kaçırıyordu.

Çünkü panik anlarımı nasıl dizginleyeceğimi bilmiyordum. Son üç yıldır, gerçek dünyaya adım atmaktan çok gerideydim. Ve ondan önce ki 7 yıl ise pek farklı sayılmazdı.

Evliliğime 9 senelik mutluluk hapsi desem yeriydi.

Çevremizde ki tehlike arttıkça, Harvey güvenliğim için beni nazikçe eve yapıştırmıştı.

Ya Harvey ile çıkardım ya da hiç.
Ya Harvey ile insan tanırdım ya da hiç.

Bu yüzden kendimi gittikçe, körpelenmiş ve toylaşan biri gibi görmeye başladım.

Eğitimi yarıda kesilmiş bir çocuk, tehlikenin hemen bitmesi için uyutulmuş bir kadındım.

Ama neyse ki, değişmekte zorlanacağım merak huyum sayesinde, karakterim hala biraz eğlenceli.

Kulbun hepsini sessizce aşağı indirip, kapıyı birazcık araladım.

Ufak boşluktan yatak odamın önüne göz gezdirip, boş olduğuna emin olduktan sonra kapıyı geçebileceğim kadar araladım ve sessiz adımlar atarak, merdiven trabzanına yetiştim.

Aşağıdan kavga ediyorlarmışçasına ses geliyordu.

-Bizi tehdit ettiklerini daha ne kadar açık gösterebilirler?

Diye bağırıyordu Emir. Sesi sert ve soğuk geliyordu. Bu onun her zaman ki tonu değildi. Şahit olduğum kadarıyla Harvey ile her zaman espirili ve yumuşak sesle konuşurdu.

Fakat muhattabı olan kocam, şuan pek dost canlısı duyulmuyordu.

-Palavra da olabilir. Ve eğer öyleyse, bizde buna inanmış isek son üç aylık tüm planlarımız çöpe gider. Anlıyor musun?

Diye yükseldiğinde, ortamda garip bir sessizlik oluştu. İki sıkı dost sanki düşman gibi sert çıkışıyordu birbirine.

Yine benim bildiğime göre, birileri zaten bizi - daha doğrusu Ronni ekibini sürekli tehdit ediyordu. Ve bu, önemli bir mesele gibiymiş gibi masaya dahi yatırılmazdı.

Çünkü onların işinde, peperonni de birilerini tehdit eder, öteki şunu, bu, ötekini ellerinde ne varsa koz olarak gösterip dururlar.

Tehdit, kimse için tetikleyici unsur değildi.

Ama Harvey, bu kez bir tehditten korkmuştu.

Kulağıma asla gerçek gibi gelmiyordu. Harvey, korkmuştu.

Kendi çıkarımlarımla, kendimi ekstra korkutmayı başarmıştım.

Ayrıca Harveyi böyle görmek, yüreğimi eski günlerde ki gibi titretiyordu. Güvenip, yaslandığım kocam, yavaşça sırtımı boşluğa salıveriyordu.

KAN KADER Kde žijí příběhy. Začni objevovat