Bölüm 2

35 8 13
                                    

Miranda siyah yünlü, lakin sade bir elbise seçmişti. Hizmetçisi Beth'in yardımıyla saçlarını insan içine çıkacak kadar topladı. Gözlerinin kahverengisini gölgelendiren kırmızılıkları ve burnunun kızarık şişliğini olduğu gibi bıraktı. Çay damlatılmış pamuğu yüzünde tutacak ne sabrı vardı ne de vakti.

Salona geçmeden önce yaşlı kahya Agnes'ı mutfak koridorunda yakaladı. Bir şeye ihtiyaçları olup olmadığını sorarken üzerinde gezinen merhametli ve kederli bakışlar, zorlukla edindiği sakinliğini kaybetme ve tekrar göz yaşlarına boğulma sınırına getirince alelacele uzaklaşıp kendini yemek öncesi bir şeyler içilen oturma odasına attı. İçeri girdiğinde oluşan sessizlik soğuk bir rüzgar gibi yüzüne çarptı. 

Cenaze töreninden önce kendisine tanıştırılan, tören sırasında gördüğü kesinlikle isimlerini hatırlamadığı insanların arasına yürürken yabancısı olduğu yedi kişi saydı. Gözleri sevgili kocası Lord Adlar'ı aradı lakin odada yoktu. Zaten geç geldiği cenazeden hemen sonra Eton'a dönmüş olabilir miydi? 

Omzunu silkerken yaşlı bir hanımın yanından kalkarak onu dost bir gülümsemeyle karşılayan Leydi Anicia'ya doğru yürüdü. Ufak tefek kadının koluna girerken arkadaşının kulağına doğru uzanması üzerine daha da yaklaştı.

"Tarner burada," dedi Anicia gergin bir tonda. 

Anicia yanından ayrıldığı yaşlı kadının konuşmalarına kulak dayadığını fark ettiğinde Miranda'yı pencereye doğru yönlendirdi.

"Biz mezarlıktan ayrılırken onun da geldiğini görmüştük, unuttun mu?" dedi Miranda tereddütle. 

"Elbette unutmadım," dedi Anicia. "Demek istediğim gitmedi, hala burada. Birkaç gün Caswell'de kalacakmış buna inanabiliyor musun? Daima önemli işleri olduğuna dair mazeret sunan Lordumuz gel gör ki halasının cenazesine vakit ayırabiliyor." Bir an duraklayıp Miranda'yı süzdü. "Bu durumdan rahatsız değil misin?"

"Halası vefat etti Anicia," diyen Miranda üzüntüyle içini çekti. "Burada bulunması kadar doğal bir şey olamaz elbette. Bu bir noel daveti ya da yeğeninin doğumu gibi benden kaçınabileceği bir durum değil." Sözlerindeki imayı anlayışının arkadaşının güzel yüzündekini keyifle izledi. "Mete'yi gördün mü?" diyerek bu sefer de Anicia'yı konuyu değiştirmekteki hızıyla şaşırttı. "Dünden beridir hiç yanıma gelmedi."

"Kalabalıktan hoşlanmayan, aksi kedini mi soruyorsun?" Anicia siyah elbisesinin kolunu hafifçe sıyırarak bileğinin üzerindeki iki yol çizgiyi gösterdi. "Bay Somen'in odasından çıkmayı reddettiğini çok manidar bir şekilde bendenize ifade etti."

Miranda kedisinin eseri kızarıklıkları okşayıp kol manşetini düzeltip örterken "Zavallıcık çok korkmuş olmalı," dedi.

"O bir zavallı değil, Miranda bir canavar," diyerek Anicia isyan etti. "Ve sırf senin hatırın için onu kollamaya ve yanına getirmeye çalıştım. Bana kalsa onu çoktan kapı dışarı sürerdim."

"Kimi dışarıya gönderiyorsun Anicia?"

Sheran konuşulanların son anına denk gelmiş, zarif kaşları merakla yükselmişti. siyahlar içerisinde solgun bir melek gibi başının etrafında bir hale gibi sarı saçları ışıldıyordu.

"Mete," diyen Anicia'nın telaffuzu hafif kayınca genç kadın kendini hemen düzeltti. "Nam-ı diğer canavar."

Bir kediye de eski bir Türk komutanının ismini vermek ancak Miranda'nın yapabileceği bir davranıştı.

"O yavruyla bir türlü  yıldızınız barışmadı," dedi Sheran Miranda'nın koluna girerken. Anicia'nı savunmaya geçmesine fırsat vermeden ekledi. "Tarner burada canım."

Miranda kısa bir an sabır dileyerek gözlerini kapadı.

"Biliyor mezarlıkta görmüştük," dedi Anicia.

"Çok karşılaşmayacaksınız zaten," dedi Sheran genç kızın tepkisini yanlış anlayarak. "Yasal işlemler birkaç güne biter. Onunla daha baş başa konuşma fırsatı bulamasam da sevgili abimin asıl eşi olan işlerinin başına en kısa sürede döneceğine."

"Sorun değil," dedi Miranda. "Burası Lord Adlar'in evi ve istediği kadar kalabilir."

"Aslında hayır canım," dedi Sheran fakat arkasına bakmasına bakması için Anicia'nın kaş göz işareti yapması nedeniyle sözleri yarım kaldı.

"Geldiler," dedi ufak tefek kadın.

Bardalph ve Tarner'ın odaya girişi belki büyük bir olay değildi, ev sahibinin yemek sofrasına giden olası güzergahı üzerinde bulunan bir odaydı. Kalin tüm konuklar dört yıllık evlilikleri boyunca Lord ve Leydi Adlar'ın ikinci karşılamalarını, ilki evlilik akdi töreniydi elbette, bekliyormuşçasına sessizleşmişti. Ya da Miranda'ya öyle geldi.

"O zaman yemeğe oturabiliriz artık," dedi Sheran. Kocasını karşılamak için öne çıkarken uşakla bakışarak servisin başlaması için gerekli olan sessiz işareti verdi. Bu Miranda'nın gözünden kaçmamıştı. Leydi Satya ile baş başayken yaşlı kadının teşvikleriyle Caswell'in idaresini eline almayı denemişse de hiçbir zaman evin çalışanları tarafından Sheran'a ya da yaşlı hanımlarına duydukları saygı ve güveni kazanamamıştı. 

Uşak odayı yemek salonuna bağlayan kapıyı açıp beklerken Sheran en yaşlı misafirin koluna giren kocasının arkasından Peder Berdard'ın eşliğini kabul etmişti.

Kendiliğinden oluşan sıraya girerken Tarner ile yan yana geldiğini fark eden Miranda çenesini dikleştirdi. "Başınız sağ olsun," dedi bakışlarını mümkün olduğunca ileride tutarak.

Adamın "Sizin de," cevabı soğuk ve kısaydı.

Sosyal konum olarak Lord Bardalp ve Lord Reec'den daha düşük bir mevkide olsa da ev sahibi olması nedeniyle uzun masanın başına yönelen pek sevgili kocasıyla daha fazla konuşmak zorunda kalmadığı için memnun bir şekilde tam karşısında oturdu. Tanrıya şükürler olsun ki yemek masası uzundu ve aralarında on kişi vardı.

***

Uzakta olunca bir karısı olduğunu unutmak ne de kolaydı. Halasının gönderdiği genç bir kadının ihtiyaçlarına ait faturalar da olmasa yılda bir aklına gelecek olan Leydi Adlar, uzun yemek masasının diğer ucunda içmek yerine çorba kasesini dibinde altın arıyor gibi karıştırıyordu.

Bakışlarında kendisininkine denk bir hoşnutsuzlukla kısa anlarda göz göze geldiklerinde Miranda'nın halası için olan mateminin gerçek olduğuna neredeyse inanacaktı.

Genç bir kadını yaşlı bir kadınla kırsalda yaşamaya zorlayınca insan, var olduğunu çoğunlukla unuttuğu, sevgili karısının çok uzun zaman önce böyle kadınlar için sıkıcı olacak bu tek düze yaşamdan kaçacağını düşünürdü. Sheran Caswell'i seviyordu, çünkü çocukluğu burada geçmişti ve kız kardeşi tanıdığı kadınlar arasında en aklı başında olanıydı.

Aynı zamanda tanıdığı en büyük kalleş olan Duncan'ın kız kardeşinden ise böyle bir seçkinlik beklemek ferasetsizlik olurdu. Çoktan yalnızlıktan sıkılıp bir seyis oğlanıyla ya da Caswell'e gelip giden bir katiple kaçacağına ihtimal vereceği genç kadın şu anda karşısında onları evlendiren Rahip Bernard ile sakince sohbet ediyor ve kesinlikle yemeğine dokunmuyordu.

Miranda hakkında yanılmış olabileceğini aklının ucuna dahi getirmeyen Lord Tarner Adlar karısı hakkında bu kadar kısa da olsa kafa yormayı kâfi görerek ilgisini sol yanındaki Lord Reece'e yöneltti.

GÜZ SANCISIWhere stories live. Discover now