defol git - minsung

2.0 - git git

hosgeldiniz nasilsiniz bakim 😻

^^

Mağazadan çıktığımızda bir üst kattan merdivenlere inen Jeongin'i gördüğüm gibi fark ettirmeden yaklaşmıştım, zaten Changbin'den başkası ilgi alanında değil gibiydi, tam merdivenden indiğinde kulağından tuttuğum gibi çekiştirmiş; yolda Jisung'a kısa bir görüşürüz deyip arkamızda şaşkın bir Changbin bırakarak alışveriş merkezinin otoparkına gelmiştik.

"Lan, LAN, LAN!"

Jeongin bir an acıdan bağırıyor sanmıştım ama sonra benim de kafama tak edince birbirimize kısa bir bakış atıp hızla tekrar içeri koştuk.

Changbin ve Jisung en son aynı kattalardı ve ne olacağını bilemezdiniz.

Tekrar üçüncü kata çıktık, daha çok önümüze çıkanı itmek zorunda kalmıştık ve en son gördüğüm kadarıyla Jeongin, bir mağazanın açılışı için fırlatılan konfeti yağmuruna tutulmuştu.

Görünürde tanıdık yoktu, ben Jisung'a mesaj atarken Jeongin de mal mal etrafına bakıyordu, saçındaki süsleri kabaca yere attım, yeri temizleyen adam bana tehditkâr bakışlar gönderirken gülümseyip attığım şeyleri tekrar alırken Jisung'u az önce birlikte girdiğimiz mağazada gördüm.

Jeongin'e Changbin'i uzaklaştırması gerektiğini söylediğimde onu aramak için ortadan kaybolurken elindeki poşetle tekrar görüş alanıma giren Jisung'a doğru yürüdüm.

Beni görünce afalladı, yanımda durduğunda etrafına bakıp, "Jeongin - onu üçüncü kattan fırlattığını söyleme sakın -"

Gücenmiş gibi baktım, "Ben cani bir değilim, beyefendi." kollarımı göğsümde birleştirdim ama zaman trip yapacak zaman değildi, tekrar eski halime döndüm.

"Çok tatlısın."

Neu😭

"Of kalp krizi geçireceğim, git git."

Elimle git git işareti yapınca gülümsedi, ben elimle yüzümü kapatırken yaklaşıp elini ellerimin üzerine koydu ve elimi aşağı indirdi. 😭😭

Bu sefer de gözümü kapattım ve ama nefesini yüzümde hissetmeye başlayınca tekrar açtım, burun buruna geldiğimizde titrek bir nefes aldım.

Jisung başını çevirip etrafına göz attı, bir süre donup kaldığında ben de baktığı yere baktım; kalabalık toplanmıştı ve bazıları bizi çekiyordu, Jeongin'in saçındaki konfetilere sebep olan mağazanın açılışını kutlayan insanlar bile buradaydı, az önce bana yere süs parçalarını attığım için dik dik bakan adam bile şimdi bu sahneyi gözleri ışıldayarak izliyordu.

Jisung tekrar bana döndü, elini çeneme yerleştirip dudaklarını araladı.

Kalabalıktan hem coşku hem de yuhalamalar yükseliyordu, Jisung beni öpmeye başladığında duyduğum seslerden ufak bir kavga çıktığını hissettim: Destekleyenler, desteklemeyenleri uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Bir süre sonra sesleri bile duymayı bıraktım, öpüşüne karşılık verdiğimde giderek daha da yoğunlaştı ve belimdeki eli beni kendine bastırırken nefessiz kalana kadar öpüşmeye devam ettik.

Nefes nefese ayrıldığımızda göz göze sessiz bir bakışma geçirdik, şimdi tamamen kalbimi dinleyecektim; Jeongin, umarım bu tavsiyen işe yarar yoksa bu sefer ciddili atarım seni aşağı. 🤗🤗

Derin bir nefes aldım ve gücümü topladım: "Sana çok aşığım Han Jisung."

Jisung donakaldı: Belimdeki eli baskısını azalttı, dudaklarını bir aralayıp bir kapattı, gözünü bile kırpmadı.

Uğultu tekrar kulaklarımda çınlama yaratırken endişeyle hemen yanımıza döndüm, şimdi kavga iyice artmıştı ve yerleri temizleyen adam süpürgesiyle birilerini dürtüyordu.

Jisung'u elimden tuttuğum gibi sürükledim, ilk başta yerinden kıpırdamadı ama hemen sonra kendini bana bıraktı ve bize ulaşmalarına ramak kalmışken gördüğüm yangın merdiveninin kapısını açıp ikimizi de kurtardım.

Uğultular artık neyse ki boğuk bir hal almıştı, etrafıma bakındım; köşeye konumlandırılan süpürge sopasını en hızlı şekilde alıp kapının açılmasını engelleyecek şekilde koydum.

Son basamaktan da inip güneşli havanın altında otoparka doğru koştuk.

***

bir bolum de kisa olsun di mi yani 😻

okudugunuz icin tesekkurler 💓💓

fotisler:

abi bir iyi anlasiyoz ki sorma 🙂

🫠🫠

--> Instagram, Youtube: teddyofminho <--

tiss 🐍
08.09.23 <> 18.00