15.BÖLÜM

9.3K 123 8
                                    

Veee tekrar iki bölümle geldimmmm
Keyifli okumalar❤️

15.BÖLÜM

Var olmak.

Var olmanın tam olarak ne olduğunu artık hissetmiyordum. Günlerdir içimde olan sıkıntı bitmek bilmiyordu. Onun defalarca yolladığı mesajları okudukça kalbim sıkışıyordu. Ama elimden bir şey gelmiyordu. Bugün babamın çıkarları yüzünden evleniyordum.

Oğuz iyi biriydi ama ailelerin güçlenmesi için verilmiş bir kararda onu sevmeyen biriyle evleniyordu. Beni seviyordu hatta bana tapıyordu. Nişanlandıktan sonra onunla yatmamızın bir sakıncası olmadığını söyleyerek sürekli bize özel anlar yaratıyordu ama sürekli onu durduruyordum.

Onunla yatmak istemiyordum.

İstediğim şeyin bir daha olmayacağını ve bu geçiştirmelerin bu gece son bulacağını bildikçe içim sıkıntıyla doluyor nefesim daralıyordu. Onu istiyordum delicesine onunla sevişmek istiyordum. Ama ailemin bana sunduğu hayatı kaybetmemem için onunla evlenmem gerekiyor.

Sahip olduğum hayat isteklerimin önünde değildi ama artık geri dönüşü yoktu. Tekrar onun son mesajları zihnime düşünce dudaklarım titredi.

057*: Neden böyle yapıyorsun Nevra?

057*: Seni istiyorum sen de istiyorsun bunu bize neden yapıyorsun.

057*: Mesajlarımı okuyorsun biliyorum yalvarırım bir cevap ver.

057*: Nevra seni istiyorum. Lütfen bir cevap ver sensiz iyi değilim. Bir yanıt ver lütfen.

057*: Anladığım kadarıyla beni artık istemiyorsun. Özür dilerim rahatsız ettiğim için.

057*: Ama ben hayatıma devam edemiyorum, seni özlüyor merak ediyorum.

057*: İyi misin seni merak ediyorum.

057*: Nevra?

057*: Bir daha seni rahatsız etmeyeceğim. Her şey çok güzeldi, her şey için teşekkür ederim. Kendine iyi bak, benim aksime.

Belirli aralıklarla attığı mesajlara bir cevap veremiyordum bu ikimizi daha fazla yıpratırdı. Keşke nişanlandıktan sonra bunların olabileceğini görebilseydim. İçim acıyordu onu özlüyordum ve şu an üzerimde olan gelinliğin bende yarattığı ağırlığı kaldıramıyordum.

Oturup saatlerce ağlamak istiyordum. Başka bir yolun olduğunu biliyordum ama buna cesaretim yetmiyordu. Bu gece ertelediğim şey olacaktı. İçeride şu an lavabodan çıkmamı bekleyen Oğuz'u artık durduramazdım. Derin bir nefes aldım artık onu geride bırakmalıydım. Bu Oğuz'a saygısızlık olurdu o iyi biri onu kıramazdım.

"Nevra karıcım iyi misin? Gelmemi ister misin?" dışarıdan gelen telaşlı sesiyle kilitlediğim kapıyı açtım. Beni görünce "Karıcım, iyi misin?" bana doğru yürüdüğünde elimi kaldırıp salladım.

"İyiyim, heyecan yaptım sanırım." dedim onu daha fazla meraklandırmadan.

"Dışarıda bizi bekliyorlar hazırsan inelim." ağlama isteğiyle tekrar dolarken başımı salladım.

Kolunu dirseklerinden kırarak koluna girmemi beklediğinde beklentisini karşıladım. Odanın kapısını açıp dışarı çıktığımızda koridordan geçerek merdivenlere vardığımızda aklımda sadece o vardı. Onu silmem gerektiğini bilmeme rağmen aklımdan tek bir an çıkmıyordu.

Bizi izleyen yüzlerce kişinin arasından ruhsuz adımlarla yürüdüm bana sorulan sorulara evet dedim emredilen şeyleri imzaladım. Ta ki yüzümde hissettiğim ellere kadar. Oğuz her iki eliyle yüzümü sarmıştı, dudakları dudaklarıma yaklaştığında yüzümü hafif bir açıyla yan döndüm. Dudakları yanaklarıma dokunduğunda gözlerimi kapattım.

İstemiyordum.

Oğuz bu hareketime kırılsa da burukça gülümsedi tebrik için gelen kişilere tebessüm ederken zaman ilerlemişti. Zaman ilerledikçe kalbim sıkışıyor yanımda saatlerdir bekleyen adamın düşüncelerinin gerçekleşme ihtimali beni korkutuyordu. Bu onun en doğal hakkıydı evlendikten sonra yapacağız umuduyla bekliyordu.

"Karıcım." Nasıl bizim için ayarlanan odaya geldik bilmiyordum. Aklım bedenimden uzaklaşmıştı sadece burada gibi gözüküyordum. Acaba şu an ne yapıyor diye düşünüyordum. Onu istediğim özlediğim gibi beni istiyor özlüyor mudur? Yoksa vazgeçti mi?

Bana seslenişiyle Oğuza döndüm. Beklentiyle beni izliyordu. "Yorgunum." dedim ona bakmayarak.

"Bende yorgunum ama geçer." dedi birkaç adımda bana yaklaşarak.

"Bu gece istemiyorum." dedim ondan uzaklaşırken.

"İki aydır her yaklaştığımda uzaklaşıyorsun bu gece olacak diyorum yine hayır diyorsun. Neden?" dedi kızgın bir sesle.

"Yorgunum dedim ya." arkamı dönüp lavaboya yürüdüğümde dirseğimden yakaladı.

Ona döndüğümde sakin bir ses tonuyla konuştu. "Tamam bu gece de uyuyalım zaten artık her gece beraberiz." dediğinde olumlu anlamda salladım kafamı.

Lavaboya girdiğimde çantamın burada olduğunu gördüm. Çantayı açıp hızla telefonumu çıkarttığımda ondan saçma bir şekilde mesaj bekliyordum. Ama yine atmamıştı günlerdir bana son mesajından sonra mesaj atmamıştı. Gerçekten benden vazgeçmişti.

Dudaklarım titrerken parmaklarım hareketlendi. Benden habersiz hareketlenen parmaklarım zihnimin kuytu köşelerinde bulduğu kelimeleri birleştirerek kurduğu kısa cümleyi ona mesaj olarak yollamıştı bile. Göz yaşlarım akarken mesajıma bir yanıt vermesi için tanrıya yalvardım.

Nevra: İyi değilim ve şu an seni delicesine istiyorum.

Görüldü, yazıyor.

***

BÖLÜM SONU.

CESARET | TextingWhere stories live. Discover now