☾ ceza

33 6 63
                                    

❝çok güzeldi❞

Dün geceki yarış kızları fazlasıyla yormuş olmalıydı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Dün geceki yarış kızları fazlasıyla yormuş olmalıydı. Çünkü uyumaya devam ederlerse kahvaltıyı kaçıracaklardı. Ve Emma'nın çabaları işe yarıyormuş gibi görünmüyordu. Artık uyanmayacaklarını fark ettiğinde seslice nefes verdi. "İyi o halde, aç kalın! Ben gidiyorum artık." 

Emma'nın sertçe kapattığı kapının sesine sıçrayan Aster, uyanır uyanmaz söylenmeye başlamıştı. "Ne diye kapıyı vurursunuz anlamam." Sonra kafasını kaldırıp baş ucundaki saate baktığında gözleri sonuna kadar açılmıştı. "Amaris! Geç kalıyoruz!" diye bağırıp banyoya doğru koşmaya başlamıştı. Amaris yumuşak yorganının içinde uyumaya devam ediyordu hala. 

Ancak bu tatlı uykusu Aster'in üzerinden yorganını çekmesiyle son buldu. "Ne yapıyorsun, bırak beni!" Aster sesli bir nefes verip aldığı yorganı kendi yatağına fırlattı. Bu da Amaris'in daha da mızmızlanmasına sebep oldu. "Mızmızlanacağına kalk artık, aç kalacağız!" diyerek odanın içindeki pencereye doğru ilerledi ve havalanması için açtı. Amaris üşümeye başladığından kalkmak zorunda kaldı. Ayaklarını sürterek banyoya ilerliyordu ki Aster sırtından onu itekleyerek hızlıca banyoya soktu. "Hızlı ol, kurt gibi açım!" 

Bugün Ravenclaw-Gryffindor maçı vardı ve tüm salon heyecanlı öğrenciler ile doluydu. Zaten fazlaca gürültülü olan iki masa -Gryffindor ve Ravenclaw- ekstra gürültülüydü. Bu her ne kadar bazılarını rahatsız etse de önüne geçebilecekleri bir şey değildi, kenarda kızgın suratlarıyla izlemek zorundalardı. Hufflepuff'a gelecek olursak; her zamanki gibiydiler. Heyecanlı arkadaşlarını teskin ediyorlar ve tuttukları tarafları ölümüne destekliyorlardı. Belki kendi maçlarını ciddiye almıyor olabilirdiler ama oynayanları desteklemek konusunda üstlerine kimseyi tanımazlardı. 

Bu maç aynı zamanda Elvis'in ilk maçıydı. Küçük oğlan fazlasıyla gergin ve çok heyecanlıydı. Arayıcı konumundaydı. Geçen yıl Amaris, parasını biriktirip Elvis'e en kalitelisinden bir süpürge almıştı ve bu maçta önüne kimsenin çıkamayacağına adı kadar emindi. Ancak Elvis öyle düşünmüyordu. Ne de olsa ilk maçıydı, çok iyi olamazdı. 

Gerginlikten kahvaltısını karıştıran Elvis omzunda hissettiği elle sahibine döndü. "Hey, bir şeyler yemelisin dostum. Güçlü olmana ihtiyacımız var!" Bu takım kaptanı Gavin'di. Elvis'in omzunu destek verircesine sıktı. "Sakin ol Elvis, sana güveniyorum. Hem ne de olsa ilk maçın, yapamadığın için kimse sana kızmayacak. Elinden gelenin en iyisini yapacağına eminim. Planın dışına çıkma yeter." Elvis gülümsedi ve başını onaylamak için salladı. Gavin ona göz kırptı. "Hadi, sağlam bir kahvaltı yap!" Sonra kendi balkabağı suyuna uzandı. "Hey millet!" Tüm Ravenclaw masası ona döndüğünde yine eli Elvis'in omzunda konuşmaya başladı. "Yeni arayıcımız şerefine!" diyerek bardağını kaldırdı. Herkes koca bir alkışla Elvis'e kadeh kaldırıyordu. 

Bu sırada hala kahvaltıya yetişmeye çalışan Amaris ve Aster'in arasında artık klasikleşmiş bir kavga vardı, yine. "Sana gece gece gitmeyelim dedim. Ama sen beni her zaman olduğu gibi yine dinlemedin. Hem uykusuz kaldık hem puanımızdan olduk hem de aç kalıyoruz!" Büyük Salona koşarken Amaris'e bağırıyordu. Amaris yalnızca ondan birkaç adım önde koşuyor ve ona asla kulak asmıyordu. O da alışmıştı artık bu duruma. 

in your arms | remus john lupinWhere stories live. Discover now