7-Evimize Hoşgeldin

Start from the beginning
                                    

Herkesin, geleceğin getireceği belirsizlikle farklı başa çıkma yolları vardı.

Sisi'nin kendi kendine 'Ben ne istiyorum biliyor musun? ' şeklinde başlayan ve her gün aynı listeyi saydığı aradığı kişinin özellikleri tam olarak istediği hatta istediğinden de iyi bir şekilde karşısına çıkmıştı bu yüzden üçüncü günden nikahı basmıştı ya!

Aslında bu kadar aceleci bir insan değildi, gerçekten değildi! Sadece Wabasso'yu gördüğü andan beri düşünme yetisi 'Başının çaresine bak. ' diyip gitmiş de geriye kalbiyle kalmış gibiydi ki bundan her zaman korkmuştu çünkü kalbin isteklerine göre hareket etmek maalesef ki ömür boyu pişmanlık getirmek dışında bir şey getirmiyordu..Eh, bir şeyden çok fazla korkmamak gerekiyordu eninde sonunda başınıza gelebiliyordu malum!

Ama Soso, bir pişmanlık değildi.

"Doğrusu buraya veda etmenin bu kadar zor olacağını düşünmemiştim. " diye mırıldandı Soso, bavulunu elinden alarak bagaja yükleyen kadına şaşkınca bakarken. "Sende de ne güç varmış.. "

Güldü Sisi. "Evine veda et bakalım, yola çıkacağız. "

Soso gözlerini tekrardan yanmış, yıkılmış, berbat halde ama içi özlem ve ayrılıklarla dolu olan malikaneye baktı.

Onun için her zaman evi eşinin yanı olmuştu oysa şimdi yıllarca yaşadığı yığına bakınca içinde burukluk oluşmuş bu yüzden de eşine karşı utanmıştı istemsizce.

"Soso, ağlama. " dedi Sisi, kocaman gülümseyerek adamın sırtını bebek gibi sıvazladı. "Çok özlersen geliriz tekrardan. Hem burası sana senelerdir ev oldu, özlemen veya şimdi ayrılacak olman seni üzüyor olabilir. Bu, çok normal. Soso, senin tek hayatın ben değilim ve olmam da. Sen de bir bireysin, senin de seveceğin sevmeyeceğin şeyler olacak. Karım aşağı karım yukarı olmak zorunda değilsin. Burayı özleyeceksin diye sana kızmayacağım. "

Eğer karşısındaki kişi Soso değil de başka bir insan çocuğu olsaydı 'Tamam bana bağımlı ol da sıçmaya bile benimle gidecek kadar değil bip biiiip! ' şeklinde bağırır ve koşarak uzaklaşırdı. Tamam, sadık ve bağımlı erkek çok iyiydi ama onsuz hiçbir şey yapanayacak kadar iyi değildi. Neyse ki Soso, ev işlerini hemencecik yapıyordu.

"Görüşürüz." diye mırıldandı Soso, evine el sallarken "Kendine iyi bak eski dostum. " diye ekledi bu tatlı haliyle eşi gülerek omzuna pat pat yaptı ve sürücü koltuğuna geçince o da yanındaki yerini aldı.

"Bu araba senin için çok küçük.. Nereden bileyim ki iki metre bir adamla evleneceğimi. Yalnız başıma ölür giderim diye düşünüyordum. "

"Deme öyle. "

"Üzülme hemen, lafın gelişi dedim. " dese bile hiç de lafın gelişine söylememişti aslında. Canavar eşi, onun hayatındaki en beklenmedik şey olmuştu. "Param olursa.. " hiç inanmayarak güldü. " Daha büyük, pembe bir araba alacağım. Ay, biliyor musuuuun? "

Wabasso, dedikodu moduna geçen eşiyle kalçasını koltuğa yerleştirmeye çalışmayı bırakıp tavana değen başını direksiyona yapışmış kadına çevirdi.

"Bizim orada, bizim orada dediğim de uzakta, ocak var. Esmer sakallı bıyıklı bir adamın pespembe üstü açık arabası var. " diyerek güldü Sisi. "İlk başta şok oldum, baktım baya araba adamın mı diye bildiğin onun. Ama sanırım sevgilisinin de olabilir. Birkaç kez sevgilisi almaya geldi onu.. Ayyy, sevgilisinin de upuzun örgülü saçları var. Ela gözlü, pembe pembe giyiniyor benim gibi. Çok tanışmak istedim ama vazgeçtim sonra. "

Wabasso eşinin bahsettiği ve çok tanıdık gelen ikiliyi bir süre düşündü ardından "Bahsettiğin kişileri biliyorum. " dediğinde mavi gözler anında ona döndü. "Yola bak! " korkuyla tavandaki tutunma yerine yapıştı, diğer eliyle de koltuğu tuttu.

ASTROPHE (NonbinaryxTrans) Where stories live. Discover now