the punisher

11 4 6
                                    

"Böyle hikayeleri anlatırken nereden başlamam gerektiğini bir türlü seçemem ama bir deneyelim bakalım. 

Aslında bunu sana anlatan ben olmak istemezdim, Changkyun-ah. Ama o serseriden duymanı da istemiyorum. Ve sanırım o da bu isteğimi tahmin etmiş ki 'Baban anlatsın.' demiş. Ya da bu hikayeyi anlatırken duyacağım acıdan alacağı zevki düşündü. 

Eğer bir yerden başlamam gerekirse yaklaşık 7 sene önce, sen 15 o ise 17 yaşındayken, adliyede sıradan bir iş günüydü. Hava çok sıcaktı. O güne dair hatırladığım en net şey bu. Sonra bir arama aldım. Bu arama yalnızca 3 gün önce öldürülen polis memuru Shin'e aitti. Bir cinayet olduğunu olay yerine benim gelmemi istediklerini söyledi. Yalnız garip olan bir durum vardı. Bay Shin çocuk şubedendi ve ben çocuk savcısı değildim. Yine de gittim. Şehrin ücra köşelerinde bir gecekonduda sizin yaşlarınızda bir genç kız ölesiye dövülmüştü. Ve ölmüştü de. Normal olarak bunun bir grup tarafından işlenen bir akran zorbalığı olduğunu düşündük. Bu tür vakaların yaygın olduğunu biliyorsun. Ancak elimizde tek bir şüpheli vardı. Kızın erkek arkadaşı. Olay günü şüpheli ve kurban sözde iki arkadaş olarak kurbanın evinde buluşmuşlardı. Sabah olmasına rağmen içki içtiler ve sarhoş oldular. Şüpheli, bir durumdan tetiklendi ve iç güdülerine karşı koyamadı. Tüm kanıtlar bunu gösteriyordu ve kurbanın yakınlarının verdiği ifadeler de bu yöndeydi. Şüphelinin ebeveynlerinin o daha çok küçükken öldüğü de göz önünde bulundurulduğunda, şüphelinin travmalarla dolu bir çocukluk geçirdiği ve bundan kaynaklı ruhsal bozukluklarının olabileceği ve böyle vahşi bir suçu kolaylıkla işleyebileceğine karar verildi. Tabii bu mahkeme kararında en büyük etken şüphelinin benimle yaptığı bir görüşme sırasında ettiği itiraftı. Bana açıkça onu kendi elleriyle öldürdüğünü ve suçunu kanıtlayacak biri varsa o kişinin kendi olduğunu ve kimsenin onun üzerinden alkışları toplamasına yada terfi almasına izin vermeyeceğini söyledi. Kulağa çok basit bir vaka gibi görünüyor. Psikopat sevgili, kız arkadaşını öldürüyor ve tam anlamıyla bir narsist olduğu için suçunu savcının kanıtlamasına izin vermeden üstleniyor. Lee Jooheon psikopat ve narsist olabilir ama o aradığımız katil değildi."

Oğlum bana anlamsız gözlerle bakıyordu, "Anlamıyorum, bunlar hiç mantıklı değil."

"Birazdan hepsi mantıklı olacak." dedim, "Lee Jooheon müthiş bir katildi, bu karaktere uyuyordu. İnsanların nefret etmek ve korkmak isteyeceği bir manyaktı. Tüm gazetecilerin onu elleri kelepçeli çekmek isteyeceği biriydi. İnsanları bilirsin, taşlayacakları bir günahkar ararlar. Ve bu fikir gözümüzü o kadar boyamıştı ki önümüzde duran çirkin gerçeği görmek istemedik. Kurbanı babası öldürmüştü. Kurbanın Lee Jooheon ile bir ilişki içinde bulunduğunu öğrenince delirmişti. Sinir sorunları olan bir babaydı.  Ama biz bu gerçeği neden göremedik? Lee Jooheon görmemizi istemedi ve biraz da benim hatam vardı. Jooheon avukat tutamayacağını ve kurbanın ailesinin onunla uzlaşmayacağını anlamıştı. Ayrıca narsist kişiliği kendisini birilerinin hapse tıkacak olmasını kaldıramadı ve bunun yerine kendi itirafıyla girmenin daha gururlu olacağını düşündü. Ben ise bu kendini beğenmiş halleriyle beni sinir eden bu çocuğu hiç profesyonel olmayan bir iç güdüyle hapse atmaya ant içmiş gibiydim. Tek ilgilendiğim konu onu nasıl suçlu çıkarabileceğimdi. Bunun için pişmanım ama bu artık hiçbir şey ifade etmiyor. 

Lee Jooheon hapse girmeden önceki son görüşmemizde, ne kadar kendi itirafıyla içeri girse de onun kuyusunu kazdığımı unutmayacağını söyledi. Bu açıkça bir intikam yemininin duyurusuydu. Yaklaşık 6 yıl sonra da kurbanın babası yani gerçek suçlu vicdanına yenik düşerek suçunu itiraf etti. Lee Jooheon ise elinde bir kara listesiyle beraat etti. 

Liste 6 kişilikti. Listenin başındaki kendi hesabını kendi ödediği için hemen üstünü çizdi. Evet, kurbanın babası. Sırada karşı tarafın avukatı Bay Kim, çocuk şubedeki onun davasına bakan üç polis memuru (az önce öldürüldü dediğim Bay Shin de bu polislerden biriydi) ve davanın savcısı olarak ben vardım. Jooheon bana ulaşana kadar listedeki herkesi yaptıklarından pişman etmeyi başardı. Anlattığına göre cezalarını keserken onlara seçenekler sunduğunu söyledi. Büyük ihtimalle seçeneklerin biri ölüm diğeri de sonu ölüm olan bir şeydi. Çünkü bu insanların hepsi farklı şekillerle ölü bulundu. Ve hepsi de intihar yada kaza süsü verilmiş kusursuz cinayetler bana kalırsa. Yada tarih kendini tekrar ediyor, Jooheon yine kendi yapmadığı ama sebep olduğu bir şeyi kendi yapmış gibi anlatıyor ve bende yine ona inanıyorum. 

Ama bu sefer emin olduğum bir şey var ki, Jooheon bu işin sonunda ya seni ya da beni öldürecek. Bana kestiği ceza da bu."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 21, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

chin up kiddo they'd kill to see you fallWhere stories live. Discover now