Bir yalan vardı basit sanılan lakin binlerce bedel ödeten!
Bir kadın vardı söylenen yalanlara inanan ve binlerce bedel ödeyen!
Basit sanılan ve herkeslerin inandığı bir yalan daha kaç bedel ödetecekti?
🦂
•Kullandığım soy isimleri de olmak üzere kur...
Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.
🦂 Ve bazen "nasılsın" kelamı bile insanın hayat sevincine anlam katardı...fakat Aram Hanoğlu Zişan'a "nasılsın" kelamını bile fazla görmüştü...
Sessizliğe hapis edilen iki genç yemek masasında öylece oturuyordu,Zişan'ın donuk gözlerle izlediği duvar,o bakışları hissetseydi o bakışların karşısında yıkılırdı.
"Zişan? Ne oldu?" tok sesiyle merakla Zişan'a bir sual yönelten Ardil'e çevirdi bakışlarını genç kadın. Bayık bakan güzel gözlerini sıkıca yumdu ardından üst üste derince yutkundu.
"Yok bir şey" yalandı...çok şey vardı lakin kelamları tükenmişti. Ardil sabır diledi sakin kalmaya gayret etti,fakat Zişan'ı üzen Aram ağaya elbet bir gün en ağır şekilde hesap soracaktı!
"Zişan? Ne oldu diyorum!" sıkıca yumduğu renkli harelerini hızla açan Zişan,elini kaldırıp Ardil'i susturmuş ve ağır adımlarla koltuğa ilerlemiş oturmuştu.
Tekrar çalan telefona Ardil hiç bakmadan meşgule attı,fakat Zişan'ı bu denli üzen Aram ağanın neler dediğini merak ediyor ve öfkeleniyordu.
"Sessizliğin Zişan...sessizliğin seni tüketecek!" Deyip sert adımlarla evden dışarı çıkan Ardil'in öfkesi Zişan'a değildi,Zişan'ı kendisine kurban seçenlere ve Zişan'ı üzenlereydi!
Zişan,zorlanarak ayaklandı ardından lavaboya girerek soğuk suyla yüzünü yıkadı. Soğuk suyun etkisiyle gerçekliğe dönen Zişan'ın güzel harelerinden iri bir göz yaşı düşmüştü.
Bu babacığı için akıttığı binlerce göz yaşlarından biriydi...fakat Zişan için en ağır olanda bu göz yaşıydı...
"Bir kere olsun...bir kere olsun bana babalığını yapsaydın her şey farklı olurdu Aram ağa" aynaya karşı konuşan Zişan'ı eğer cansız ayna anlasaydı çatlardı...dağ olsa yıkılırdı. Lakin Zişan sadece sessizliğine sığınmıştı.
İçeri giren Zişan,gözleriyle Ardil'i aradı fakat genç adam ortalıkta yoktu. Rahat bir nefes alıp hazırlanan yemek masasına kısaca baktı ve ardından yemek masasına oturdu genç kadın.
Tek lokma yemek yemek istemiyordu zira Ardil ve Aram ağanın kelamlarıyla fazlasıyla doymuştu.
Dakikalar sonra yemek masasına geri dönen Ardil ile göz göze gelmemeye dikkat ediyordu Zişan,zira deli gibi korkuyordu gözlerinde olan kimsesiz kız çocuğunu Ardil'in görmesinden.
Sessiz ve sedasız bir şekilde başlayan yemek masasında sadece çatal ve kaşıkların çıkardığı sesler vardı. Yemek masasında fazlasıyla gergin bir hava vardı.
"Beğenmedin mi? Dolapta başka-" bakışlarını tabağından kaldırıp kara harelere sabitlediğinde sadece olumsuz yönde kafa sallamıştı genç kadım. Ardil anladığını belirtircesine bir şeyler mırıldanmış ardından yemeğine devam etmişti.