Bölüm 1- Sırrım?

8 0 0
                                    


Merhaba. Ben Ma-Ri. Kendimden bahsetmeden bu rezil hayatıma geçiş yapamayacağımızı düşünüyorum. Lise 3 öğrencisiyim. Öncellikle hayatımı büyük anlamda etkileyen bir şeyden bahsetmek istiyorum. Ben hem aseksüel hem aromantiğim. Küçüklükten beri insanların romantik ilişkilerini anlayamaz oldum. Anaokulumda bile elimi yaşıtım bir erkek tuttuğunda bağırarak ağladığımı hatırlıyorum. Birkaç kez etrafımda birbirini romantik anlamda seven insan gördükten sonra kendimi zorla birilerine aşık ettiğimi sandığım oldu. Özellikle ortaokul zamanlarımda. Bir keresinde gözlük takan sınıfın sessiz çocuğuna zorla kendimi aşık olduğuma inandırdım sırf uyum sağlamak için. Ona aşk mektubu yazdım(kesinlikle duygusuz bir aşk mektubuydu). Mektupta sadece bir cümle yazdığını hatırlıyorum. ''Sanırım senden hoşlanıyorum? -Ma-Ri'' Çocukla iki gün çıktık ve ikinci gün ağlayarak eve dönüp neden birinden hoşlanamadığım hakkında araştırma yaptığımı ve aseksüel+ aromantik olduğumu orada öğrendiğimi hatırlıyorum. Okul hayatım boyunca  asıl başımın belası olan güzellik standartlarına fazlasıyla uymam. Yüzümün güzel olmasından bir şikayetim olmazdıı normalde ama sürekli göz önünde bulunmaktan, girdiğim ortamlarda tam anlamıyla parlamaktan ve ilgi odağı olmaktan nefret ediyorum. Sosyal zekam oldukça düşük, yalnız olmayı ve sosyalleşmeyip tüm gün evde dizi veya film izlemeyi daha çok severim. Özellikle bilim kurgu hayranı hayatsız bir kızım. Ama okuldaki kimsenin benim bu denli ilginç olmayan biri olduğumdan haberi bile yok. Herkes dış görünüşümle ilgileniyor ve sinir olduğum kısım tam anlamıyla bu. Sırf dış görünüşüm yüzünden düzgün arkadaşlıklar yapamıyorum ve kimseye doğru düzgün güvenemiyorum.  

bu da ben

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

bu da ben...

Genellikle şanslı biriyim. Yüzümde makyaj olmasa bile makyaj varmış gibi görünür, rüzgar estiğinde saçlarım bozulmaz ve çalışmasam bile notlarım yüksektir. Bazen bunlar beni gerçek hayatta değilmişim gibi hissettiriyor. Beni hayattan koparıp uzun süre düşündürüyor. Sanki bir şey beni zorla uyum sağlamaya zorluyor. Saçma gelebilir ama bazen kendimi bir manhwanın içinde gibi hissediyorum. Garip değil mi?

Her neyse bugün Lise 3. sınıfın ilk günü. İki senedir okuldan arkadaşım var ama yok. Hepsi sahte ve geçici arkadaşlar. Sırf popülerim diye yanımda olup hakkımda tek bir şey bilmeyen ''arkadaşlar''... Okula gitmeden sıradan bir gün için planlarımı yapmaya başladım bile. Okula çocukluk arkadaşım Kang-woo ile gideceğim. Her ne kadar çocukluk arkadaşım olsa da hakkında hiçbir şey bilmiyorum. Sanki arkadaş olmak için arkadaşmışız gibi. O da aslında okulun en popüler erkeği. Fazlasıyla yakışıklı bir öğrenci ve zengin bir ailenin çocuğu olarak biliniyor. Gözlemlerimle; sessiz, atılgan ve zeki biri. Ders notları oldukça yüksek, çalışkan biri. Her okulda olan o tip gibi ama Kang-woo bi tık daha sessiz bazen göz göze geldiğimizde sanki gözleriyle konuşuyor gibi geliyor. Bu özelliği beni hep çok şaşırtır. Onun hakkındaki gözlemlerim bu kadar. Evet, yıllardır arkadaşız ama bu kadarına hakimim. 

Okula ön kapıdan değil de arka kapıdan gireceğim çünkü her yıl okulun ilk günü elbet diğer popüler kız grupları beni gruplarına almak ve sohbet etmek için kapının girişinde bekler

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Okula ön kapıdan değil de arka kapıdan gireceğim çünkü her yıl okulun ilk günü elbet diğer popüler kız grupları beni gruplarına almak ve sohbet etmek için kapının girişinde bekler. Bazı erkekler çıkma teklifi etmek için yerini alırlar. Öğretmenler benimle elbet konuşmak ister. Bunun riskini almayıp arka kapıdan girmek her zaman daha az risklidir. Bu durumu Kang-woo'ya nasıl açıklayacağım bilmiyorum ama bir yolunu bulurum herhalde.

Kıyafetimi giyip dışarı çıktım. Kang-woo'yu kapıda beni beklerken gördüm. Telefonuna bakıyordu beni görünce hemen duruş pozisyonunu düzeltti ve ''Günaydın.'' dedi. Merdivenlerden inip ben de ''Günaydın.'' dedim ve beraber yola koyulduk. Yolda çok da bir şey konuşmadık. Aslında ilk başlarda sıradandı fakat sonrasında diğer günlerden daha az sıradan bir şey fark ettim. Bana ''Okul çıkışı müsait misin?'' diye sormuştu. Daha önce onunla hiç düzgün aktivite yapmadığımı fark ettim. ''Evet müsaitim, noldu ki?'' ''Okul çıkışı dondurma yemeye gitmek ister misin diyecektim, Sungho ve sevgilisi de gelecek de ondan.'' Garip hissettim ama dondurma yemekten zarar gelmeyeceğini düşünerek kabul ettim. Belki çiftin yanında yalnız hissetmek istemeyecektir derken ''YALNIZ HİSSETMEK'' beynimde yankılanmaya başladı. Umarım aklımdan geçen şey değildir ve bunu çifte randevu olarak görmüyordur. Her neyse görmüyordur ya. Umarım... Okula yaklaşmışken ona ''Ben bir yere uğrayacağım, okulda görüşürüz.'' dedim. Tam cevap verecekken oradan uzaklaştım çünkü zamanım kısıtlıydı. Rüzgar kuvvetli şekilde esmeye başladı bir kızın suratına poşet yapıştı, bir diğerinin yüzü saçlarıyla kaplıydı ve önünü göremiyordu ama benim saçlarım dümdüzdü ve rüzgarın bana hiçbir etkisi yoktu. Kız poşeti yüzünden çektikten sonra bana gıcık olmuş bir şekilde baktı ben ise gülümsedim ve oradan uzaklaştım.

Arka kapıya varmadan önce oranın ıssız olup olmadığını kontrol etmek için etrafı kolaçan ettim. Etraf boş gözüküyordu bu yüzden kapıdan önceki merdivene kadar rahatça yürüdüm. Sonrasında kapının arkasında kapıya yaslanmış tekefonla konuşup bir yandan sigara içen bir çocuk gördüm. Ona daha önce okulda hiç rastlamamıştım. 

Merdivenin son basamağından da indiğimde birden bire ayağım bir şeye takıldı tam düşecekken sigara içen çocuk belimden tuttu ve beni düşmekten kurtardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Merdivenin son basamağından da indiğimde birden bire ayağım bir şeye takıldı tam düşecekken sigara içen çocuk belimden tuttu ve beni düşmekten kurtardı. O an çok garipti, sanki güneş bir spot ışığı gibi özellikle çocuğun yüzüne vuruyordu. Hayır bu benim bakış açım değil, gerçekten öyleydi. Ben biraz hareket edip o andan kurtulmaya çalışsam da çocuk yüzüme kilitlenmiş şekilde bakıyordu. İmdat çığlıklarım kafamda yankılanıyordu. Gözlerimi kaçırdım ve biraz daha hareket ettim çocuk bırakmayınca elini belimden çektim ve düştüm. Neyse ki çocuğun belimden tutuşu düşüşümü yavaşlattı. Yaptığım karşısında şaşırdı ama yüzündeki şaşkınlık yerini gizlenmiş şaşkınlığa bıraktı. Ayağa kalktım ve takıldığım şeye bakmak için çocuğun arkasına geçtim uzun süre orayı yokladım ama ayağımın takılabileceği hiçbir nesne yoktu yerde. Ne bir taş ne bir çöp hiçbir şey. Bunun şaşkınlığıyla geri döndüm. Çocuk yine aynı gizlenmiş şaşkın suratıyla bana bakarak sırıttı. ''İyi misin?'' dedi alaycı şekilde...

devam edecek.

Ma-Ri'nin Sıradan Yaşam RehberiWhere stories live. Discover now