BÖLÜM 5: VAHŞİ AMA ZEVKLİ

En başından başla
                                    

"Sikmişim Ulaş'ını. Bana tek sen yardımcı olabilirsin."alt dudağıma yaklaşıp emdiğinde elimi dayanamayarak boynuna attım ve onu dudaklarıma iyice çektikten sonra kendimizi ateşli bir öpüşmenin içinde bulduk. Öpüşme seslerimiz odada erotik bir şekilde yankılanıyordu. Sömürüyoduk birbirimizi aç bir şekilde. Dudaklarının tadı çok çok güzeldi. Diğer elim beyaz tişörtünün üstünden tenini okşayarak karın kaslarına indi. Pantolonunun içinden tişörtünün altına elimi soktum ve karın kaslarını okşadım onu deli gibi tüketirken.

Çoktan ıslanmıştım bile. 

Dudaklarından ayrılmaya çalıştığımda bana izin vermedi ve iki eliyle başımın arkasını kavrayıp dudaklarımı dudaklarına iyice yapıştırdı. Nefesim yavaş yavaş tükeniyordu. Sıkı kaslarla çevrili kollarına tırnaklarımı bastırdım ancak o durmadan dudaklarımı yemeye devam etti.

Nefessizlikten bayılacakken dudaklarımdan ayrıldığında derin bir nefes aldım ve soluklanmaya çalıştım.

"Ölüyordum!"

"Ölmezsin. İlaçlarını içiyordun dudaklarımdan."soluklanmaya çalışırken ona ters bir şekilde baktım. Manyaktı bu.

"Çok garip birisin Barış. Ama garip insanlara bayılırım."nefesimi düzenledikten sonra sırıttım. "Ben de sana bayılırım."dedi.

"Canım sizi çekti şu an."ayağa kalktım. "Odama gidip geleceğim."hızlı adımlarla odasından çıktım ancak yürürken bile bazen kasıklarıma ağrı saplanıyordu. Parmaklarımı daha önce vajinama götürdüğümde deliğimin acıdığını fark etmiştim. Deliğim artık genişti! Eskisi gibi kapalı ve dar değildi! Bunu fark ettiğimde aşırı garipsemiştim.

Odama girdiğimde dolabıma ilerleyip dizlerimde biten saten, beyaz geceliği üzerime giydim. Saçlarımı hızla taradıktan sonra dudaklarıma sürdüğüm çilekli nemlendiriciyle hazırdım. Odamdan çıktıktan sonra Ulaş'ın odasına ilerledim ve kapıyı çalmadan içeri girdim. Kapıyı açtığımda bakışları hemen beni buldu. 

Yatağında üstü çıplak bir şekilde yatıyordu hava sıcak olduğundan. Elinde de telefon vardı ve az önce biriyle mesajlaşıyordu sanki. Kimdi o? Acaba Ulaş'ın bir sevgilisi var mıydı? Bu his neden birden içime öküz gibi oturmuştu?

"Ne yapıyorsun sen?"dedim sert çıkan sesime aldırmadan yanına giderken. Kaşlarını çatıp telefonunu yan tuşundan kapadıktan sonra yatakta doğruldu ve bana baktı. "Ne yapıyorum?"

"Sevgilin var mı?"gözlerindeki ifadesiz bakışın yerini şaşkınlık aldı. Gözlerine dikkatle bakıyordum. Çok güzeldi gözleri. Çok.

"Sevgilim mi?"şaşkınca sormuştu. "Evet, sevgilin. Manitan. Kız arkadaşın. Her ne sikimse. Var mı ondan?"

"Yok ben kullanmıyorum."dedi ve daha sonra sırıttı. Ciddi ifadem birden dağıldı ve dudağım yana doğru kıvrıldı. "Kullanmıyorum mu? Ne?"gülüyordum şimdi. İyice dengesizleşmiştim.

"Sevgilim yok. Kardeşimle mesajlaşıyordum."

"Kardeşin mi var?"

"Evet. Bir erkek kardeşim var."daha sonra gözleri üstümde dolaştı. "Neden böyle giyindin?"hava kırk derece gelmiş bana neden böyle giyindin diye soruyor ya. Gerçi birkaç saat önce ağrıdan kıvranırken kazak bile giymiştim. Neyse.

"Sonra açıklarım."

"Tamam. Bu arada, senin kardeşin falan var mı?"

"Abim var."

"Ne güzel."sen bir de bana sor.

"Şey için gelmiştim ben."

"Ne için?"dedi meraklı bir ifadeyle. "Şey, odama gel birazdan. Öğrenirsin."arkamı dönüp gidecekken son anda durdum aklıma gelen şeyle. "Çıplak gel."odadan hızla çıkıp kapıyı kapattığımda dudağımı dişledim ve Barış'ın odasına ilerledim. Kapısını açıp girdiğimde telefonla konuşuyordu. Hayda! Başlayacağım şimdi telefonunuza!

Barışa Ulaşmak (+21) BxGxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin