"Pekala seni bekliyor olacağız"

"Geç kalmam " deyip yanlarından ayrıldım hemen bu kedinin karnını doyurup yarasına bakmam lazımdı intihap kapamış olabilirdi.

Ben kediyi severek ilerlerken arada bir kediye 'nasıl yaralandın acaba' 'canın acıyor değilmi' 'acıkmış olmalısın' 'sen niye bu kadar tatlısın ' 'huyunjine seni sevdirmek lazım ve böylece seni uzun bir süre daha görebilirim ' 'sahipsiz bir kedi olmana rağmen temizsin ve uslusun' vb bir çok sorular soruyordum sanki cevap alacak mışsım gibi.

Dağ evine yaklaşmıştım kedi yol boyunca o kadar uslu durduki yanımda dayanamayıp kediyi öpmeye başladım arada birde kokluyordum ve çok güzel kokuyordu tüylerinde çok yumuşaktı kesin sahipli bir kedi olmalıydı.

Biraz daha kediyi öpmüş ve sonra evin kapısını açmıştım girişte çamurlu ayakkabılarımı çıkartıp içeri girdim önce mutfağı girip kedi için süt koyup banyoya girmiştim çamurlu elimi yıkayıp banyodan çıktım kedinin yanına gidip süte bakan kediyle kahkaha atmıştım içmesi gerekirken sanki yeni görmüş gibi verdiğim sütü inceliyordu kedi benim gülmemle bana dönmüştü güzel gözleri kesinlikle kedinin gözlerini çizmeliydim.

"Aşkım sen süt sevmiyor musun yoksa? "demiştim kediyi kucağıma alarak

"Seni bulacağımı bilseydim önceden mama alırdım bebeğim" deyip kedinin minik burnunu öpmüş tüm ardından buz dolabına uzanarak kapağını açtım içinden kedinin yiyebileceği yemek bulabilirdim umarım deyip dolaba baktığımda yeni aldığımız hazır yemekler domuz pirzolası ,sebzeler, içecekler, meyveler vb. şeyler vardı acaba kedi hazır yemek yermi? bu da sorumu jisung tabiki yemez kedi insan değil ya o zaman kediye et pişirsem ama bizimkilerin yanına geç kalırdım aman bir şey olmaz haber veririm onlara gecikeceğimi önceliğim kediydi doyurmak hem bende acıkmıstım beraber yerdik yemeğimizi ama önce üstümü değiştirmem lazımdı üstüm kirli yemek yapamazdım odama kedimle çıktığımda onu yumuşak yatağa yatırdım ardından dolabıma yöneldim rahat giyebileceğm bir tişört alıp üstümdeki gömlekten kurtuldum neden gömlek giydiğimi bile bilmiyordum çıkardığım gömleği katlayıp yatağımın üstüne kedinin yanına koydum kediye baktığımda bana odaklanmış olduğunu gördüm kedi gözüme o kadar tatlı geliyordu ki onu öpmeye doyamıyorum ve yine öpmek istiyordum bu yüzden bana bakan kedinin yanına uzandım ve onu çıplak omzuma yatırıp başını okşadım

"Yaa sen niye her zaman tatlı olabiliyorsun durmadan seni öpmek ısırmak istiyorum ve yapacağımda benden kurtuluşun yok tatlı şey" diyip minik burnunu geri öptüm ardından minik dudaklarınıda sonra karnını ardından yaralı patisinde öptüm kesinlikle yemekten önce yarasına bakmalıydım kediyi geri yatağı yatırıp dolabtan çıkardığım tişörtümü giydim yataktaki kediyi geri kucağıma alıp aşağıya indim

"Evet şimdi senin için et pişireceğim umarım onu yersin değilmi'' deyip kedinin kafasını öptüm kesin kedi fobim vardı durmadan öpüyordum kediyi umarım kedi benden rahatsız olmuyor dur

Mutfağa geçtiğimde kucağımda ki kediyi tezgaha oturtup dolaptaki domuz pirzolasını alıp tezgaha kedinin yanına koydum ocağa tavayı koyup gerekli malzemeleri hazırladım çekmeceden eti kesmek için bıçak çıkardım ardından çıkardığım eti kesmeye başladım kediye baktığımda bana odaklanmış bir şekilde yaptığım haraketleri izliyordu geri işime odaklandığımda sıkıldığım için şarkı söylemeye başladım ocağa koyduğum tavanın altını yakıp içinde az bir miktarda yağ döktüm ardında yağın ısınmasıyla doğradığım etleri yağın içine döküp tahta kaşıkla karıştırmaya başladım et kızarmaya başladığında etin üstüne tuz ve gerekli baharatları atarak karıştırmaya devam ettim etin bişmesiyle ocağın altını kapattım ardından huyunjin in marketten aldığı rameni alıp ocağın diğer gözündeki sıcak suya koyup çözülüp pişene kadar karıştırdım ramende hazır olduğunda kedi ve kendime sofrayı hazırladım tezgahta bana bakan kediyi kucağıma alıp önce yarasına bakıp onu salon götürdüm kediyi koltuğa yerleştirip banyoda gördüğüm ilk yardım çantası almaya gittim geri kedinin yanına dönüp yanına çöktüm elimdeki çantadan çıkardığım Tentürdiyot alıp pamuğa döktüm kedinin patisini tutarak pamuğu yaraya değdirmemle kedi patisini elimden çekmişti sanırım canı yanmıştı

"Üzgünüm canını yakmak istemedim ama eğer bunu sürmez sem patin intihap kapabilir lütfen sürmeme izin ver lütfen" demiştim oda beni anlamış olacaki patisini bana geri uzatmıştı bende pamuğu patiye değdirip canı yanmasın diye üfleyerek devam etmiştim Tentürdiyot la işim bitmiş merhemi kedinin yaralı patisine sürdükten sonra sargı bezini patinin etrafına sarıp sabitlediğimde sargılı patiyi öpüp

"Afferin çok iyiydin şimdi yemek soğumadan yemeliyiz yoksa tatlı olmuyor yemeklerin"deyip kediyi geri kucağıma aldım masaya geldiğimizde kedinin önüne pişirdiğim etlerden koydum kediye baktığımda kedinin eti yediğini görmemle sevindim demek süt sevmiyordu kedim bende önüme dönüp yaptıklarımı yemeğe başlarken kediye kedi diye bahsetmek yerine bir isim bulmalıyım diye düşündüm

"Bebeğim sana seslene bileceğim bir isim bulmalıyım" deyip düşünmeye başladım kedime ne isim koysam yakışır diye düşünürken aklıma gelen isimle

" İLİNO evet ilino sana yakışacak bir isim ilino artık sen benim ilinom sun" deyip önümdeki kedinin yediği etten dolayı baharat olmuş minik dudağını öpüp geri çekildim ben bu kediye yani ilinoma çoktan alışmıştım sahibi gelip istese bile vermiyecektim artık bu tatlı şey benim di

İnanın Kore yemeklerinin nasıl yapıldığını bilmiyorum bu yüzden öylesine anlattım
Bu bölüm nasıldı?
İlino sizce neden sütü içmedi?
İlino sadece bir kedi mi?
İlino jisung'un öpücüklerin den rahatsız oluyormu?
Diğer bölümde görüşmek üzere 🤗💜

İn Another Universe ∞ °ᴍɪ̇ɴsᴜɴɢ °Место, где живут истории. Откройте их для себя