41 | İsteğine Kavuşmuş

Start from the beginning
                                    

Yumuşak ama etrafı saran bir koku.

Bir yandan da bebek kokusunu duyuyorum, yer yüzünde cennet vat ediyor bana kokusu.

Bu değiyor her şeye. Çektiğim her şeye değiyor, yandığım her ana değiyor.

Bir diğer her şeye değen anım ise dakikalar sonra parmağıma takacağım yüzük ve karşımdaki bu görüntüm, o da her şeye değiyor. Yanmama, ruhumun kırılmasına, ayrı kalmaya.

Çünkü sonucunda artık beraberiz, ölene kadar beraberiz.

Hem de hayalimizde iki kişi iken gerçekte üç kişi olarak.

''Efnan... gelebilir miyim?'' tıklatılan kapı sesini duyduğumda karşımdaki görüntüden gözlerimi aldım.  Büzgülü parıl parıl parlayan gelinliğimin son düzeltmelerini yapmıştım.

Aynanın karşısında tek başıma gelin odasında dikiliyordum. Makyajım ve saçım yeni bitmiş ilgili kadın yeni çıkmıştı.

Uyanır uyanmaz kendimi burada bulmuştum, çünkü Korel ve Semum ortadan kaybolmuştu.

Beni uyandıran, kahvaltıya götürdükten sonra seçtikleri düğün mekanımıza getiren kişi ise Suzan ve Grimdi.

Yolda birbirleriyle aynı kardeş olan insanlar gibi atışmış düğünden önce başımı şişirmişlerdi.

Ettikleri kavga sebebi ise oldukça saçma ve komikti.

Suzan seçtikleri mekânı hiç beğenmemişti, Grim ise başka mekân olmadığını her yerin hala yapılmak üzere olduğunu söylemişti.

Ardından aksilikten ötürü eksik gelen süsler, zamanına yetişmediği için düğün saatini ertelediğimiz pasta da daha yeni geliyordu.

Suzan tüm yol boyu hem Grim'le bunun hakkında kavga etmiş hem de telefonla konuşarak benim yerime tüm bu görevi üstlenmişti.

Sanırım bu özel günde asla yakın olmamamıza rağmen verdiği bu uğraş için ona büyük bir teşekkür borçluydum. Çünkü şu an gelinlik haricinde her şeyi o halletmiş halletmediğinde de el atmıştı.

''Gelebilirsin.'' Diyerek açılan kapının ardından içeri giren Suzan'a baktığımda bana genişçe gülümseyerek içeri girdi.

Kapıyı dışarıyı kontrol ederek kapatmasının ardından ağır ve temkinli adımlarla bana yaklaştığında elini karnıma uzattı. ''İyi değil mi?''

Gözleri karnıma bakarken resmen parlıyordu. Dudaklarında geniş bir gülümseme vardı ve rahatlamışçasına nefesler veriyordu.

''İyi, çok iyi.''

Gülümseyerek karnımı ovuşturduğumda o da gülümseyerek beni baştan aşağı süzdü. ''Çok güzel bir gelin olmuşsun...''

''Teşekkür ederim... her şey için. Sen olmas-''

''Efnan.'' Sözümü kesmesinin ardından gülümsemem yüzümde donduğunda bakışlarımı bana bakan keskin bakışlarına çıkardım.

Yüzünde bana bir şey söyleyeceğini hissettiren bir ifade vardı. Üstelik bakışlarındaki bu farklılık dikkat çekiciydi çünkü Suzan her zaman yumuşak bakardı ama son zamanlarda bakışları oldukça keskin ve netti. Bunun iblis yanının ortaya çıkmasına bağlıyordum ama hala alışabilmiş değildim.

''ne zaman anlayacaksın?''

''Neyi?''

Yüzüme bakarak bana doğru bir adım attığında, elimi sıkıca tuttu.

LEZÂWhere stories live. Discover now