"Yine de! Herkesin içinde bana bağırdı."

"Bu konuda haklısın. Onu savunmuyorum."

Bana hak verdiği için gülümseyip öylece durdum. Pişmanmış! Gel özür dile o zaman hain adam!

"Baran gelsene lan!"

Bağıran Demirle birlikte Baran yanımdan ayrıldı o sırada gelen Ahmet'in elindeki bisküviyi alıp küçük kıza verdim.

Saat üç olmak üzereyken bu bölgedeki işimiz bittiği için arabalara bindik yeniden.

Herkes geldiği arabalarla giderken ben zorla Ateş Timinin aracına bindirilmiştim. Ve yanımdaki bu yüzsüz adam yüzünden hiç rahat değildim! Hayır yani hiç mi rahat yok bana?

Sinirle etrafıma bakarken bana bakıp gülüşen Yiğit ve Alper ikilisine gözlerimi kısarak korkutucu bakışlarımdan attım.

"Sincaplara benziyorsun Ayliz!"

Gülerek konuşan Alper'e göz devirdim. Gayet korkunçtum bir kere! Aklıma Atlas'ın bana katil sincap dediği anlar gelirken yutkundum. Bizim iyi anlaştığımız zamanlar da olmuştu.

Yine güzel vakitler geçirir miydik acaba?

Kafamı iki yana sallayıp düşüncelerimden sıyrıldım. O özür dilemeden yelkenleri suya indirmeyecektim.

Yanımdaki bedenin derin bir nefes aldığını işittiğimde istemsizce onun yüzünü gözümün önüne getirdim. Üniforma da çok yakışıyordu!

"Besteyle hiç konuştun mu bugün?"

Baran'ın sorusuyla hınzırca gülümseyip cevap vermek yerine hayırdır anlamında göz kırptım.

"Merak ettim sadece."

"Mesaj atmıştı onu cevapladım, pek bir şey konuşmadık. Siz konuşmadınız mı?"

"Trip atıyor bana."

Merakla ona doğru döndüm. En son aralarında bir sorun yoktu. Yine ne olmuştu yahu?

"Ne için?"

Sıkıntıyla bir nefes alıp verdi.

"Ona bağırdığım geceyi hâlâ unutmamış, ayrıca başka bir kadınla aynı masada oluşum onun kalbini çok kırmış. Öyle söyledi."

"Hak ettin sen ama, nasıl kardeşime bağırırsın?"

"Pişman olduğumu söyledim."

"Poşmon oldoğomo soylodom! İnsan gibi özür dilemeliydin."

Arabadakiler bizi dinlerken Atlas'ın da bize dikkat kesildiğini fark ettim. Dinlesin de asıl hak ettiği muameleyi öğrensin!

"Dün diledim. Beğendiği bir ayakkabı varmış onu aldım. Sonra da Hayriye teyze geldi yanımıza. Bu sefer de ona küstü."

Kendimi tutmayıp büyük kâhkahalar atarken içimden Beste'ye sövüyordum. Adamı ne hâle getirmişti iki günde. Baran bana somurturken zor da olsa kâhkahalarımı durdurup ona cevap vermek için nefeslerimi düzene soktum.

"Hayriye teyze önemli nokta tabii!"

Yeniden gülmeye başladığımda bana kötü kötü bakıp telefonunu eline aldı. Muhtemelen Beste'ye yazacaktı.

Umarım Beste'ye aldığı ayakkabılar Beste'nin yurt dışından sipariş etmek istediği ayakkabılar değildir. Adamın tüm parası bitmiştir be!

Ruh Yangını Where stories live. Discover now