22🍀

25 4 0
                                    





Sonbaharın geliş sesi yere düşen kahverengi yapraklardan, sararan ağaçlardan ve esen soğuk rüzgarlardan anlaşılırken insanın içinde sona yaklaştığını hissettiren bir duygu bırakıyordu.

Holly ormandan ayrıldıktan hemen sonra büyükannesinin evine girmiş kapı ve pencereleri korku ile kapatmış kendini odasına adeta haps etmişti. Aslında Megan'ı çok merak ediyordu ancak yine de Megan'ı dinleyerek evden dışarı çıkmıyordu. Gerçek dünyada bile olsa kötü ruhlar insanı korkutuyordu.

Genç kız korku ile penceresinin tahta parmaklıklarından güneşin batışını izledi. Megan'ın sözleri hala kulaklarındaydı.

"Yarın seni burada bekliyor olacağım."

Bu söz ona güven veriyordu. Tıpkı Megan gibi, tıpkı ona duyduğu aşk gibi. Bu güven onu zinde tutuyordu ve korku ile titreyen kalbini biraz olsun yatıştırıyordu.

Holly üzerine giydiği tavşan kulaklı pijamasının yumuşak tüylerini okşarken, pencereden giren soğuk hava ile üşüdüğünü fark etti. Hava iyice soğumuştu. Son bir kez daha ormanın olduğu yere bakan genç kız, camı kapatarak yatağına yöneldi.

Kötü ruhları yok ederken, çizilen kollarına yaptırdığı yara bantlarına bakan Holly'nin aklına bir anda Megan gelmişti. O ne kadar yaralanmıştı acaba?

Yatağına uzanan Holly'nin gözüne uyku girmiyordu. Saniye saniye ve an an düşlediği tek şey Megan'dı. Ona bir şey olma ihtimali kalbini derinden yaralıyordu. Yarın olsa da hızlıca ormana gitse. Şimdi bile gitmek isterdi ancak orman karantina altındaydı ve içeri girmesi imkansızdı.

Genç kız fal taşı gibi açık gözleri ile tavanında asılı olan yıldızlara bakarken, Megan'ı düşünmeye devam etti.

***

Sabahın ilk ışıkları ile uyanan Holly, çoktan kıyafetini giymiş, biraz bir şeyler atıştırmıştı. Büyükannesinden bile erken kalktığı için kendini kutlayacaktı ancak Megan'ı görme isteği her şeyin üstüne çıkıyordu. Acele ile evden çıkan genç kız, yine acele ile arka bahçeye gitti ve dikkatle çöp kapıdan geçti.

Heyecanlıydı. Megan'ı göreceği için hem acele ediyor hem de heyacanla atan kalbini sakinleştirmeye çalışıyordu.

Genç kız çöp kapıdan geçer geçmez led ışıklı kapının önünde belirdi. Nefes nefese heyacana açtığı gözleri ile led ışıklı kapıya baktı. Led ışığına dokunarak içeri girmeyi ve Megan'la karşılaşmayı hayal ediyordu ancak altın sarı ışık ile yapılan karantina hâlâ olduğu gibi duruyordu. Kötü ruhların gitmesi için bir gün yeterli olamamış mıydı?

Genç kız bir an karantinaya dokunmak istedi ancak aklına ormana ilk gelişinde kapının dışındaki led ışıklara çarpıp telef olan kuş gelince bu düşüncesinden vazgeçti.

Yerden aldığı küçük bir taşı karantina bölgesine atınca toz ile yok olan küçük kum tanelerine dönüşmesini izledi. Ormana girmek kapı olmayınca hala imkansızdı.

Hüzünle başını yere eğen Holly son bir kez daha led ışıklı kapının olduğu yere baktı sonrada çöp kapıdan geçerek yeniden eve gitti.

Bir gün sonra

Holly diğer günün ilk ışıkları ile yine ormana gelmişti, ancak aynı manzara ile karşılaşınca hüzün ile omuzları çöktü ve derin bir iç çekerek yeniden eve gitti.

Üç gün sonra

Günlerdir geldiği orman, hâlâ karantina aldığında olması Holly'i çok endişelendiriyordu. Ne zamana kadar böyle sürecekti?

ELENOR'UN SİHİRLİ ORMANIWhere stories live. Discover now