-25- Unexpected Meeting

Start from the beginning
                                    

Siyasette, politikada, ticarette her şeyle isimleri illa geçiyordu ancak hiçbir zaman bir alakaları bulunamıyordu. Hatta ben çocukken halam bir keresinde 'Parmak izleri suçlu asanın her yerinde olsa bile Malfoy Ailesi'nden hiç kimse asla suç mahallinde bulunamaz.' demişti.

Bu kadar zenginliğe ve kalabalık çevrelerine rağmen neden hiçbirisi Büyü Bakanlığı'na aday bile olmadı merak ettim doğrusu. Çünkü eğer aday olsalar kaybetmeleri söz konusu bile değildi.

Elizabeth "Cygnus, Narcissa'nın politikaya atılmasını istiyordu ancak Narcissa'nın farklı istekleri var." dediğinde düşünce aleminden çıkıp anneme doğru kibarca gülümserken "Politikayla uğraşacak kadar kendimden nefret etmiyorum." dedim.

"Peki ne istiyorsun?" diye atılan Tina'ya doğru döndüm ve omuz silktim "Hogwarts'ta öğretmen olmak istiyorum."

Masada annem dışındaki herkesin şaşırdığını gördüğümde alayla sırıttım "Büyü Bakanı olmak istiyorum desem daha az şaşırırdınız herhalde." dedim ve kıkırdadım.

"Ne öğretmeni olmak istiyorsun peki?" diye bu sefer konudan en bağımsız olan Evan'dan bir soru alınca gözlerimi masada gezdirirken kısa bir süre düşündüm. Bu tam olarak karar verdiğim bir konu değildi.

"Bilmiyorum, henüz ona karar vermedim ama İksir Dersi ya da Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersi olabilir."

Herkesten "Vay Canına Cissy! Hiç beklemezdim." benzeri şaşkın nidalar yükseldiğinde bıkkınca bir nefes alıp verdikten sonra "Tamam bu konuyu uzatmayalım, lütfen." dedim.

"Emredersiniz, profesör." diyen Evan ile ciddi ciddi yüzüne baksam da diğerleri kahkaha atmaya başladığında ben de kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

Sanırım hayalimi değiştirmem gerek.

"Hepiniz hakkındaki iyi yorumlarımı geri alıyorum." diye yalandan bir kırgınlıkla konuşan Elizabeth elini benimkinin üzerine koydu "Sen onları umursama."

Onu başımla onayladıktan sonra hepsine tehditkâr bakışlar yollarken "İleride hiçbirinizin çocuğu dersimden geçemeyecek." diye gözdağını verdikten sonra rahatça arkama yaslandım.

"Ah hadi ama şaka yapıyoruz." diye kedi gibi mırıldanan Tina'ya kaşlarımı kaldırıp indirdim "Ben yapmıyorum."

"Yüce Salazar, ne kadar kincisin!"

"Hep kinciydim, yeni bir şey değil." dedim ve kollarımı göğsümün altında birleştirdim.

"Hayallerle dalga geçilmez Tina." diye alay eden Lucius'u duyduğumda başımı aşağı yukarı salladım. Özellikle de benim hayallerimle.

Tina gözlerini kısıp Lucius'un omzuna vurup "Sen de güldün ama rahatsın tabii." diye isyan ettiğinde, Lucius kaşlarını çattı "Ne?"

"Eh, çocuğunuzu da geçirmeyecek değil ya!"

Tina'nın bu söylediğiyle Evan ağzındaki içeceği püskürtecekti ki hızlıca peçeteyle dudaklarını örttü ve öksürmeye başladı. Tina'nın cümlelerini idrak etmemle kan beynime doğru yükselirken gözlerimi kapattım ve az önceki şeyin aslında olmadığına kendimi inandırmak istedim.

Ama nafile!

Bu kız çok zeki yoksa çok mu aptal bilmiyorum ama bir gün bu kız yüzünden başımın belaya gireceğine eminim.

"Ah, şey..." diye yine Tina'nın sesini işittiğimde göz kapaklarım titreyerek açıldı ve gözlerim direkt onu buldu.

Benimle göz temasındayken zorlukla yutkunup "Bence artık kalksak iyi olur, yoksa dışarıda gezmeye zamanımız olmayacak." dedikten sonra anneme döndü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 17, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Blonde BlackWhere stories live. Discover now