-22- View

160 15 15
                                    

"İskoçya çok soğuk mudur?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"İskoçya çok soğuk mudur?"

Gözlerimi devirdikten sonra bakışlarımı camdan dışarı çevirip "Elbette soğuktur, Tina." dedim

"Senin kadar değildir." dediğinde ona döndüm, kollarını göğsünün altında bağladı "Bir saattir aynı vagondayız, ağzından zorla laf alıyorum." diye homurdandığında sırtımı arkama yasladım.

"Ne konuşayım?"

"Ne konuşursan konuş, susma yeter." diye yine cırladığında omuzlarım aşağı çökerken gözlerimi kapattım "Sende sussan ve sessizlik içerisinde yolculuğumuzun bitmesini beklesek."

"Çok kırıcı ve çok sıkıcısın." dediğinde gözlerimi tekrar açtım, ayağa kalkıp vagondan çıktığında muhtemelen iyi bir arkadaş olup onu durdurmam gerekirdi ama ben pekte iyi bir arkadaş değildim.

Sessizliğin verdiği huzur ile gözlerimi tekrar kapattım, dışarısı ne kadar soğuk görünse de içerisi o kadar sıcaktı. Beni rahatsız eden Tina olmasa kesinlikle yol boyunca uyurdum.

Vagon kapısının sesini tekrar işittiğimde gözlerimi daha sıkı kapattım "Tina, söz veriyorum dönüş yolunda konuşacağım. Ancak beni bu seferlik kendi halime bırak." diye mırıldandım.

Karşı bir ses gelmemesi ilginçti.

Gözlerimi aralamamla ayakta hala bana bakan Lucius'u gördüm. Kaşlarım hızla çatılırken olduğum yerde dikleştim "Ne arıyorsun burada?"

"Arkadaşın Tina, Rabastan'ın yanına geldi. Onunla yer değiştirdik diyebiliriz."

Dalga geçer gibi bir rahatlıkla söylediği cümle, sinirlerimi iyice bozarken yüzümü buruşturdum "Seninle kavga bile edesim yok, lütfen def ol."

"Narcissa, oturup mantıklıca konuşamaz mıyız?"

Sinirden gelen gülme isteğini bastıramadım, kendi kendime bu söylediğine kıkırdarken ellerimle yüzümü kapatıp anca kendimi durdurabildim.

"Özür dilerim, senin ağzından mantıkla ilgili bir cümle çıkmasını beklemiyordum." dedim az önceki gülüşümün aksine ciddi bir şekilde.

Vagonun kapısını kapatıp karşıma geçti, önümdeki koltuğa oturur oturmaz "Beni isteğinle dinleyecek misin, yoksa problem çıkarayım mı?"

"Ne söyleyeceksen söyle, sonra git." dedim ve arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Bu çocuğun gerçekten hiç utanması yoktu.

Ahtapot suratlı beyinsiz.

"Söylediğim şeyin hala arkasındayım." der demez gözlerimi araladım "Madem söylediğin her şeyin arkasındasın, burada ne işin var?"

"Söylediğim şeyin arkasında olduğum için buradayım." dedikten sonra bana doğru eğildi "Senden hoşlanmasam seninle neden konuşmaya çalışayım."

Blonde BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin