"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz Hira hanım?" diye sordu kadın doktor. Hafifçe tebessüm ediyordu.

"Biraz yorgunum." Elimi karnıma götürerek destek olur gibi baş parmağımla okşadım. Bebeğim şimdiden belirtilerini göstermeye başlamış olmalıydı. Umarım beni çok yormazdı. Zira annesinin pek gücü yoktu.

Bakışları karnıma kayınca tebessümü büyüdü. "Çağlar bey hamileliğinizden bahsetti. Hamileliğin başlarında mide bulantısı ve göz kararması çok normaldir. Sizin için bazı kan testleri yaptık sonuçlarını Handan hanımla incelersiniz. Handan hanım kadın doğum uzmanı ve sizinle o ilgilenecek."

Başımı yorgunca sallarken Çağlara baktım. Bana güven verircesine gözlerini yavaşça kırptı. Elini daha sıkı tuttuğumda ifadesi yumuşadı.

"Sizi Handan hanımın odasına yönlendireceğim." Yanıma yaklaşıp serumu çıkarırken "Daha detaylı bilgi alabilirsiniz," dedi. Bitmiş serumu çıkardığında rahatlamıştım.

Dakikalar sonra odadan çıktık. Çağların koluna tutunmuş yürümeye çalışırken beni birden kucağına aldı.

"Çağlar ne yapıyorsun?" dedim büyümüş gözlerimle. Kapıda Kerem ve Okanı görünce gözlerim iyice büyüdü. Çağlar onlara çıkış işlemlerini yapmalarını söylerken Kerem bana gözlerini kırptı.

"Geçmiş olsun Hira hanım," dedi Okan. "Aynı zamanda hayırlı olsun." Kızarmış yanaklarımla teşekkür ettikten sonra Çağlar bizi asansöre bindirdi.

"Bu yorgunlukla yürüyemezdin yavrum." İtiraz kabul etmeyen sesine karşılık tebessüm ettim. Memnuniyetle başımı omzuna bıraktım ve bu konforun tadını çıkardım. Asansör kapıları açıldığında bizi doktorun tarif ettiği odaya götürdü. Çağlar hastanenin en iyi doktorunu ayarladığını söylemişti giderken.

Odaya girince bizi masasında oturmuş bir kadın doktor karşıladı. Çağların beni kucağında taşımasına tebessüm ederken eliyle sedyeyi gösterdi. "Sedyeye yatırabilirsiniz Çağlar bey."

Çağlar beni götürüp sedyeye yatırınca gerginlikle yutkundum. Serum işe yaramış olmalıydı çünkü mide bulantım ve baş ağrım geçmişti. Bedenimdeki halsizliği saymazsak şuan tamamen bebeğimize odaklıydım.

Doktorumuz gözlüklü ve kumral saçlıydı. Saçları omzunun hizasında bitiyordu. Önlüğündeki yaka kartında adı yazıyordu. Bizimle tanışma faslından sonra ultrason cihazına yaklaştı.

Kendisi cihazda birkaç ayarlama yaparken bana "Karnınızı açın lütfen," dedi Handan hanım.

Çağlar evden çıkarken üzerimde olan bej şortun düğmelerini açtı. Kasıklarıma kadar indirip hafifçe karnımı okşadı. Kalbim pıt pıt atmaya başlamıştı. Çok heyecanlıydım ve bu heyecanın belli olduğuna emindim. Handan hanım karnıma soğuk bir jel sürünce belim refleksle havalandı. Çağların eli elime sarılırken onu tuttum.

Handan hanımın gözü ekrana kaydı. Elindeki cihazı karnımın üzerinde gezdirmeye başlarken ekranda bir şey arıyor gibiydi. Cihazı hareket etmeyi durdurunca ekranda bir yeri gösterdi. "Kese burada," dedi.

Gerçekten fasulye tanesi kadardı. Dudaklarımdan bir gülüş çıkarken Çağların elini daha sıkı kavradım. "Sevgilim," diye mırıldandım ona doğru. Bakışları bir ekranda bir karnımda gezinip dururken gözlerimiz buluştu.

"Ölürüm ben size," diyerek dudaklarını alnıma bastırdı. Gözlerim bu duygusallıkla kapanırken Handan hanım konuşmaya devam etti.

"Henüz üç haftalık. Bu dönemde mide bulantısı, baş dönmesi ve ağrısı olacaktır. Bunun için size vitaminler yazacağım. Daha deminki doktorunuz Deniz hanım test sonuçlarını verdi. İsterseniz siz toparlandıktan sonra masamda konuşalım."

BİRLİKTE +18Where stories live. Discover now