"Öyle mi?"

Başımı ona doğru eğerek, kafamı boyun girintisine gömüp dudaklarımı teniyle buluşturdum tekrardan. Bu 'öyle' demekti. Boynunda seçtiğim başka bir noktayı dilimle belirledim, dudaklarımla mühürledim, ardından emerek tadına bakıp, birkaç ısırık bıraktım. Ceylan, benim hareketlerimle boynunu geriye atarken ben büyük bir zevkle boynunu öpücüklerime, ısırıklarıma boğmaya başlamıştım. Bana ait izler bırakmak istiyordum vücudunun her bir yerine.

Ardından iki tarafında olan ellerim, dudaklarım boynuna öpücükler bırakırken onun tişörtünün eteklerine kadar indi. Dudaklarım bir saniyeliğine boynundan ayrılırken tişörtünü tek hamlede sıyırmış ve nereye olduğunu bilmediğim bir yerlere savurmuştum.

Ellerimi onun çıplak beline yerleştirdiğinde, parmaklarım soğuk teninde dolaşmaya başlamıştı. Bel girintisini okşamaya başladığımda ufak ufak mırıltılar dökülmeye başlamıştı bile dudaklarından. Güzelliğiyle büyülenirken, ellerim tüm bir üst vücudunda dolandı ve okşadı. Her bir noktasını öpmek istiyordum.

"Her yerini öpmek istiyorum."

Bunu söylememle suratından, beni mahveden bir tahrik olduğunu anlayacağım bir ifade geçti. O ifadeyi gördükten sonra, artık hayatta duramayacağımı biliyordum. Ellerim belinden şortuna indiğinde, tek hamlede onun da yerle buluşmasını sağlamıştım. Belinden kalçalarına kayan ellerim rahat durmuyor, kızın tenini sürekli ufak ufak sıkarak okşuyordum. Parmaklarımla ufak daireler çiziyor, parmaklarımı sürtüp duruyordum tenine. Benim bu hareketlerimle, onun da ufak ufak kıvranışları artıyor, nefesleri de sıklaşıyordu.

Dudaklarım onun boynundan göğüslerine doğru indiğinde, onu tek hamlede kalçalarından tutarak kucağıma almış, bacaklarını belime dolamasını sağlayarak tezgaha yaslamıştım ufak olan kızı. Şimdi bacak arasında rahatça yerimi almıştım, bir yandan kendimi onun bacak arasına doğru sıkıca yaslıyor, bir yandan da öpücükler bırakarak, her yanını okşuyordum.

Dudaklarım sütyeninin açıkta bıraktığı yerleri talan ederken, o ufak ufak iniltiler bırakıyordu, kollarıyla ve bacaklarıyla bana tutunuyordu, boynu ise geriye doğru düşmüştü öpücüklerimin etkisiyle, kendisini bana bırakmasının verdiği zevk bir yana, gerçekten deli gibi yanıyordum onun ateşiyle. Onu istiyordum, her şeyiyle onu istiyordum, benim olsun istiyordum.

Dudaklarım göğüslerinden de karnına indiğinde vücudunun titremeye başladığını ve belime sarılı olan bacaklarını kasarak birbirine bastırmaya başladığını farketmemle hevesle sırıttım. İyice uyarılmıştı, bunu görmek zor değildi, başımı döndürüyordu bu halleri.

Karnına birkaç ıslak öpücük bıraktıktan sonra, karnından uzaklaşarak dudaklarımızı birleştirdim ve onu yasladığım tezgahtan uzaklaştırarak, bir kere kucağımda hoplattım ve ilk geldiğimde bir şey almak için gittiğini gördüğüm odasına doğru ilerlettim.

Odasına girdiğimizde, onu yatağına nazikçe bırakarak dizlerimin üzerinde çıktım yatağa ve dizlerimin üzerinde dikelerek çıkarttım tişörtümü, bu sırada o da dirsekleriyle yataktan yükselmiş bir biçimde izliyordu beni. Nefesleri düzensizdi, çıplak göğüsleri heyecanla inip kalkıyordu, onu sadece seyretmek bile ayrı keyifliydi. Tişörtümü çıkarttığım sırada, onun da dizlerinin üzerine oturduğunu gördüm. Tam dudaklarımı aralayacağım sırada, elleri bana doğru yaklaşmıştı, aşağıdan bana ufak keyifli bir bakış attıktan sonra ellerini kemerime koymuştu.

Yutkundum.

O kadar güzel bir manzaraydı ki, dilim tutulmuş gibiydi. İnce parmakları, kemerimi yavaşça açarken, deli gibi sabırsızlandığımı fark etmiştim. Derin bir nefes aldım onu seyrederken. Aklımda beliren görüntüler beni mahvederken, bekledim, sadece ellerimi onun saçlarına götürerek hafifçe sevdim, çenesine ve yanaklarına dokundum. O ise sadece bana ve kemerimi açmaya odaklanmış görünüyordu.

Sarhoş, Samet AkaydınWhere stories live. Discover now