9. Bölüm: Taegi

Start from the beginning
                                    

"Yoongi," dedim bu sefer rahatça duyabileceği yüksek bir sesle. Aramızda ki mesafe yerini koruyordu. Hiçbir şey demedi, gözleri ağlamaktan ıslanmış yanaklarımda ve yine aynı sebepten ötürü kızarmış gözlerimde mekik dokuyordu.

"Yoongi," dedim bir kez daha ve bu kez "Efendim?" Dedi titrek bir sesle. Ağlayacaktı ama benim aksime kendisini tutuyordu. "Böyle olmamalıydı!" Dedim yeniden, "Yoongi böyle olmamalıydı.. sarılmalıydık seninle, sense duruyorsun."

Yoongi isyanıma karşılık olarak gülmüş ve bana doğru bir adım atmıştı. Onu tutan neydi? Bir adım da ben ona attığımda gözleri gözlerimde uzun bir süre duraksamıştı ve en sonunda "Sikerler." Diyerek beyninde ki tüm düşünceleri bir kenara atmış, hızlı adımlarla dibime kadar girip sıkıca sarılmıştı.

Teması ile birlikte vücudum alev alırken kalbim yerinden çıkmak ister gibi dövüyordu etimi. Hıçkırıklarımı tutmak o dakikadan itibaren artık daha zordu ve ben iki elimi de Yoongi'nin göğüs hizasına çıkarmış ama dokunmak yerine ellerimi yumruk yapıp tırnaklarımı etime geçirmiştim.

Ona sarılmak bambaşka bir şeydi. Eskiden de sarılırdık. Beni ne zaman üzgün görse gelir sıkıca sarılır ve yanımda olduğunu söylerdi ama bu seferki farklıydı işte. Bu sefer içimde tuttuğum ne kadar duygu varsa hepsini biliyordu ve bununla da yetinmeyip bana aynı duygulara sahip olduğunu söylüyordu.

Hıçkırıklarım kontrolden çıktığında Yoongi benden ayrılmış ve neredeyse kanatmak üzere olduğum avuç içlerime parmaklarımı açıp öpücükler kondurmuştu.

Bu hareketi ile nefesim kesilir gibi olurken dudaklarımdan çıkan tek kelime yine onun adı olmuştu. "Y-yoongi." Dedim kekeleyerek, canım öyle çok yanıyordu ki yılların birikmişliği şimdi kendisini gösteriyordu.

Bileklerimden tutup yüzüme bakarken ellerimi hareketlendirmiş ve göğsüne vurmaya başlamıştım. "Neden?" Diye sordum hıçkırıklarımın arasından, "Neden söylesene neden! Madem beni kaybetmekten, istemeden de olsa üzmekten korkuyordun, neden yaptın bunu?!"

O kadar hızlı konuşuyor ve o kadar güçlü vuruyordum ki canını yaktığımı bilerek daha çok ağlıyordum.

"Ben sana geldim, kaç kez gözlerinin içine baktım Yoongi! Kaç kez ağladım sen bir başkasını seviyorsun diye! Madem beni seviyordun ne sikime bir başkasıyla flörtleştin söylesene! Gözümün önünde ya, gözümün önünde yaptın ve şimdi geçmiş karşıma 'biliyordum' diyorsun. Biliyorsan neden siktin kalbimi konuşsana!"

Çıldırmış gibiydim. Gözümün önünde kız arkadaşlarıyla gülüştüğü ve ileriye gidip öpüştüğü sahneler geziniyordu ve ben gözümün önüne gelen anılarla sakin kalamıyordum.

Bana bir açıklama yapması gerekirdi, seni seviyorum demekle olacak iş değildi bizimkisi. Konuşması gerekiyordu, susmamalıydı, karşımda böylesine sessiz kalamazdı.

"Konuşsana!" Diyerek bağırdım kalan tüm gücümle, üzüntüm öfkeye dönüşüyordu. "Bana mantıklı bir açıklama yap Yoongi! Öyle bir açıklama olsun ki ağlamaktan nefessiz kaldığım gecelere bir ışık tutabileyim! Diyeyim ki "Bu yüzden böyle davranmış." Açıkla bana Yoongi, siktiğimin davranışlarının sorumluluğunu al ve sessiz kalmaktan vazgeç!"

Yoongi önce teslim oluyormuş gibi ellerini iki yana kaldırmış ve "Tamam, sakin ol her şeyi anlatacağım, tamam mı?" Demişti uysal bir ses tonuyla. Benim aksime o sakin kalan taraftı.

Young Lovers, JikookWhere stories live. Discover now