Eminim ki Reha da böyle bir yere geleceğimizi düşünmemişti. Karşımızdaki sahneye gözlerim parlayarak bakıyordum. İkimizin de çok sevdiği bir sanatçı buraya gelmişti ve ben de hemen bilet almıştım. Çok ucuz bir doğum günü hediyesiydi ama bu mutlu ediciydi.

Sahneye çıkmasını beklerken Reha'ya döndüm. "Sanırım ortamın en yaşlısıyım ha?" dediğinde kafamı iki yana salladım. "Hayır değilsin," dediğimde kaşlarını kaldırdı. "Bir yaş daha yaşlandım bugün Duru." omuz silktim.

"Abi mi diye-" derken dudaklarıma bir öpücük kondurup çekildi. "Bir daha bana abi dersen daha beterini yaparım ve bir abinin kardeşine bunları yapması hiç etik değil." kıkırdadım.

"Abi."

Dudaklarını dudaklarıma bastırdı ve beni öpmeye başladı. Etraftakiler bizi pek umursamıyordu ben de pek önemsemiyordum, etraftaki sesler, insanlar hepsi gitmişti.

Ben ve Reha şu an öpüşüyorduk ve benim için en önemli an, şu an bulunduğum andı. Sahneye çıkıldığını anladığımız alkış sesiyle ayrıldık. Birbirimize gözlerimiz parlayarak bakarken sahneye ilk dönen kişi bendim. Dudaklarımdaki ruja nolmuştu bilmiyorum ama Reha'yla paylaştığımı biliyordum.

Gülerek sahneye döndüm ve sırtımı Reha'ya verdim. Kendimi rahat bir pozisyona soktuğumda keyifle sahnedeki şarkıyı dinlemeye başladım.

💘

reha.

Sarhoştu. Hayatında içmediği kadar içmişti ve şu an o kadar tatlı duruyordu ki yanaklarını sıkıp ısırmak istiyordum.

"Rehaa," dedi sondaki harfi uzatarak. Gülümsedim ve oturduğum yerde biraz daha ona kaydım. "Bebeğim?" dediğimde kıkırdadı. "Bebeğinim ya, seni seviyorum." dudaklarımı alnına bastırdım. "Ben de seni seviyorum."

"Amaa," deyip ayrıldı ve sol işaret parmağını kaldırdı. O elinin yüzük parmağında ona teklif yaptığım yüzük duruyordu ve sürekli parmağındaydı. "Bugün senin doğum günündü," dedi ve dudaklarını büzdü. Kaşlarımı çattım. "Evet, neden yüzün düştü?"

"Ben sana hediyemi vermedim ki daha, ve saat gece yarısını çoktan geçti." trip atar gibi kollarını göğüsünde birleştirdi. Ne hediyesi almıştı, varlığı da bugün benim için yaptıklarında gayet yeterliydi.

"Hadi odaya çıkalım da bana hediyemi ver," dediğimde hızla ayaklandı ama dengesini kaybedip kucağıma düştü. "Ups,"

"Hediyem kucağıma düştü sanırım," gözlerini devirdi. Aşıktım bu kıza, deliler gibi. En başta onu kız kardeşim olarak görmeye çalışıyordum, bir yerden sonra da duygularıma özgürlük vermiştim.

"Seni yoruyor muyum," dedi o kucağımdayken kalktım. "Hayır, neden?" dediğimde gözlerini doldurdu. "Sen neden beni seviyorsun ki?" dedi tekrardan. Aklındaki soruları soruyordu. Sanırım evlendiğimizde onu sürekli sarhoş edecektim. Böylelikle de bütün sorunlarını öğrenecektim.

"Şuradaki kızlar sürekli sana bakıyorlar. Geldiğimiz günden beri," kafamı çevirdiğimde kızlar gülümsedi. Kaşlarımı kaldırıp kucağımdaki kızı ve sol elimi gösterince hepsi toparlanıp başka bir yere bakmaya başladı.

"Ne yaptın ki?" dedi sızıyordu artık. Bulunduğumuz yerden çıkıp odalara çıkan asansöre bindim ve Duru'nun kapanmaya yakın gözlerine baktım. "Sana küçükken hayrandım," dediğinde gülümsedim. "Biliyorum."

"Birileri en yakın arkadaşın kim dediğinde Reha diyordum," yine gülümsedim. "Evet," devam etmesini bekledim. "Annem Reha'nın bir gün büyüyeceğini ve benimle konuşmayı keseceğini söylerdi."

Olabilirdi ama olmamıştı.

"Şimdiyse evleneceğim kişisin." asansörden inip odamıza doğru yürümeye başladım. "Hediyem çok güzel bir şey," gözlerini kapattı. "Valizimde köşede."

••

Odaya girmiş, Duru'yu yatağa rahat olacağı şekilde yatırmıştım. Yüzündeki makyajı temizlemek için banyoya gidip çantasını karıştırmıştım ama sorun edeceğini zannetmiyordum.

Ben de rahat edeceğim kıyafetler giyip yatağın öbür tarafına uzandım. Duru'nun mırıltılarıyla ona döndüm. "Hediyeyi açtın mı?" Hayır dercesine sesler çıkarttığımda "Açsana," dedi ve gözlerini kapattı. Yine.

Yataktan kalkıp valizine ilerledim. Köşesinde demişti. Bu tatil az giydiği kıyafetlerin altına baktığımda orada küçük bir kutu vardı. Valizi kapatıp yere oturdum ve hediye paketini açmaya başladım. Küçük bir çocuk gibiydim şu an.

Bir kutu vardı paketin altında, yutkundum. "Ne bu şimdi?" dedim ve kapağını açtım. Kolye vardı. Gümüş ve düz bir kolye vardı. Kutusundan çıkartıp kolyeyi baktım. Zinciri uzundu. Boynuma taksam tam göğsüme gelecek şekildeydi. Kutuda herhangi bir şey var mı diye bakarken kapağın altında bir not gördüm.

İyi ki doğdun sevgilim <3
biliyorum çok ucuz kaçıyor hediyem ama görür görmez aklıma sen geldin.
not : içinde not var, kolyenin.

Kolyenin içinin açıldığını okuyunca kolyeyi açtım. Fotoğraf koyma gözü vardı ve birinde kendisi vardı. Gülümsedim. Not falan yoktu, zaten önemli olan şeyi göstermeye çalışmıştı.

Her şeyi bir kenara koyup kolyeyi boynuma taktım ve Duru'nun yanına uzandım. Belinden tutup kendime çektiğim kızın kokusunu içime çekerek uyuklamaya başladım.

■■

yeni bölüm bekleyen size final şoku.

bebeklerim, ben zaten demiştim birkaç bölüm önce şu bölümde son vereceğiz diye.

okulum açıldı, sınav öğrencisiyim. hayatımı bir düzene koydum ama düzenim wattyi biraz kenara itiyor.

sizi seviyorum.

yakında bir de özel bölüm atacağım, onunla beraber Kimya Rehası devrini kapatıyoruz 🥲

teşekkürler, iyi ki varsınız. 🩷


KİMYA REHASI | yarı textingWhere stories live. Discover now