duru : öh

duru : ALN

duru : çok güzel

duru : öldüm galiba

duru : elim ayağım bi şey oldu oldu yani

duru : beğendim!!!!!

duru : kıyafetlerimiz çok güzel sevgilim <33

kimya rehası : bizim?

duru : ceketimiz ve gömleğimiz <3

kimya rehası : peki

kimya rehası : ne zaman geliyorsunuz?

kimya rehası : annem soruyor

duru : abim ve buket ne zaman gelirse

kimya rehası : tamam, dikkat edin ♡

Zil çalınca koşarak kapıyı açtım. Elinde kocaman çiçekle karşımda Buket ve abim vardı. "Hayırdır?" dediğimde Buket hızlıca cevap verdi. "Rana'ya, annesine ve kızına aldık." dediğinde çiçek topunun altıya ayrıldığını gördüm.

"Diğer üçü?" dediğimde birini bana uzattı. "Bize!" deyip içeri girdi ve anneme ilerledi. "Serap teyze!" diyerek anneme de çiçek uzattığında gülümsedim. "Teşekkürler kızım," dedi ve Buket'i yanağından öptü.

"Hadi gidelim artık, bekletmeyelim." dediğinde herkes onaylamış ve artık Rehaların evine doğru yola koyulmuştuk. Arabaya biner binmez Reha'ya gelmek için yola çıktığımıza dair bir mesaj atmıştım.

"Vay be!" dedi abim, "Bizim kızı evlendiriyoruz ama ben evlenemiyorum, öyle mi valide sultan?" dediğinde Buket kıpkırmızı olmuştu. Kucağındaki çiçekleri kokluyormuş gibi yaparak kendini kamufle etti. "Buket kızım kariyer yapacak," dedi babam ve dikiz aynasından Buket'e göz kırptı.

Rehaların evinin olduğu sokağa girince derin bir nefes aldım. Gericiydi, dünyanın en gerici anı bile olabilirdi. Reha'nın anne ve babasıyla tabii ki yeni tanışmıyordum ama çok heyecan vericiydi. Evlerinin önüne geldiğimizde önce annem ve babam indi, sonra da biz.

Babam kapıyı çalmak için önden giderken onun benden çok daha heyecanlı olduğunu fark ettiğimde gülümsedim. Buket de fark etmiş olacak ki, bana göz kırptı.

Nurten teyze ve İlhan amca kapıyı çalındığı gibi açtığında arkada duran Reha'ya baktım direkt, o da bana bakıyordu. Benim gözlerimin direkt ona gitmesi onu mutlu olmuş olacak ki gülümsedi. "Hoş geldiniz!" diyerek geri çekilen Nurten teyzenin arkasından Rana Abla'nın küçük çocukları çıktı.

İkisi de kocaman olmuştu.

Peri sanıyorum ki ilkokula başlamıştı. Ve Barış... En son üzerime kusan küçük oğlan yürüyordu ve bana gülümseyerek bakıyordu. Annem ve babam içeri girdiğinde biz de hemen peşlerinden girdik. Buket elindeki üç çiçeğe baktı.

"Rana Abla, Nurten Teyze bunlar sizin," dedi ve dizlerinin üzerine çöküp Peri'ye ait olan çiçeği verdi. "Buyurun hanımefendi, bu da size." dediğinde Peri'in gözleri parladı ve Buket'e sıkı sıkı sarıldı.

Kapı önü muhabbetimizden sonra Nurten teyze bizi zorla bahçeye götürttü ve elimize hiçbir şey sürmemize izin vermedi. Reha ortalıkta yoktu. Neredeydi?

Kapının önünde görmüştüm onu ve sarılamamıştım bile. Bahçede henüz yemek yenmeye başlamamıştı ve herkes kendi halinde sohbet ediyordu. Fark ettirmeden içeri girdiğimde Reha'nın odasına doğru ilerledim ve kapısını çaldım. "Gel," dediğinde kafamı içeri uzattım.

Peri'yi ve Reha'yı bir arada görünce gülümsedim. Peri ciddi bir şekilde dayısına bakıyordu. "Dayı, bu kızla mı evleneceksin?" dediğinde kaşlarım havaya kalktı ve sessizce içeri girdim. Odanın önünde hafif koridorumsu bir şey olduğu için beni direkt görmeyeceklerdi.

"Evet prensesim." dediğinde Peri dayısının yanaklarını tuttu. "Peki, beni ondan daha mı çok seveceksin?" Reha kafasını kaldırınca beni gördüğünde gülümsedim ve kafamı salladım. "Yani sen benim bir tanemsin, o da benim bir tanem." dediğinde dişlerimi alt dudağıma geçirdim.

"Yani benimle evlenebilirsin, bir tanenim sonuçta." dedi ve sonra aklına başka bir şey gelmiş gibi. "Onun ve senin de çocuğunuz olacak mı?" dediğinde yutkundum. Hiç düşünmemiştim. Aile istiyordum, evet sadece ikimiz de aile olabilirdik ama çocuk ailenin en özeliydi. Tabii ki de olacaktı, eğer bir aksilik olmazsa.

Reha kafasını bana kaldırmadı bile. "Evet." dedi kesin bir dille ve Peri'nin saçlarını okşadı. "Onu da benden çok mu seveceksin?" Kritik sorular soruyordu. "Benim çocuğum olduğu için evet," dedi Reha. Sanki karşısında yaşıtı biriyle konuşuyormuş gibi davranmıştı. "Of dayı ya!" dedi ve kollarını göğsünde birleştirdi. Birkaç adım attığımda ayağımdaki topuklular parkeye değdiğinde ses çıktı ve Peri bana döndü. "Ben gidiyorum, galiba annem çağırdı." dedi ve yataktan indi ve koşarak gitti.

"Bir tanenim ve çocuğumuz olacak?" dedim onu sinir etmek için kaşlarımı çatarak. "Evet." dedi ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. "Belki bir sürü, belki bir tane." dediğinde kaşlarımı kaldırdım ve ellerimi göğsüne koydum. "Şakacı." dedim ve "Futbol takımı mı kuracaksın?"

Gözleri parladı.

"Buna dayanırım, dersen." dediğinde onu göğsünden ittirdim. "Git ya!" deyip ayağa kalktım. "Çok güzel olmuşsun." dedi ve benle ayağa kalkıp beni belimden tutup kendine çekti. "Mükemmel gözüküyorsun." diyerek dudaklarımı öpmeye başladı. Sanırım özlemişti.

Göğsüne avucumu yaslayıp onu ittirdim ve ayrıldım. "Hadi gidelim, bizi bekliyorlar." deyip hızlıca uzaklaşıp odanın kapısına ilerledim. "Benim evimde olsaydık kaçamayacaktın biliyorsun değil mi?"

Bahçeye annelerimizin yanına çıktığımızda elinde arabasıyla bana gelen Barış'ı görünce eğilip onu kucağıma aldım ve sıkı tuttuğuma emin olduktan sonra burnumu boynuna götürüp kokusunu içine çektim.

Nolursa olsun bebek kokusu beni benden alıyordu.

"Aynısını yapasım var," diyerek elini belime atan Reha'ya dirseğimle vurdum. Babam buradaydı ve bu rahatlık, bu gevşeklik nereden geliyordu böyle?

"Hadi oturun bakalım." diyerek masaya çağırılınca kucağımda Barış'la oturdum. Bu bebekle aramızda garip bir çekim vardı ve birbirimize aşkla bakıyorduk.

"Kıskanmaya başladım oğlumu!" diyen Raha'ya karşı Barış'ı sıkı sıkı tutmamla minik oğlan kollarını boynuma sardı ve sarıldı.

"Yakıştı," babamın sesini duyunca yutkunup gülümsedim. Böyle şeyleri çok nadir söylerdi ve en olmadık anlarda söylerdi. Kimse dikkat etmemişti ama ben içimde mutluluğunu yaşamaya başlamıştım bile.

"Düğünü ne zaman yapıyoruz?"

✨️✨️✨️

of biliyorum, çok beklettim sizi.

dershaneydi okuldu carttı curttu kaldık arada.

okul başlamadan bitmesini umuduyodum ama olmadı...

😭😭😭

sonraki bölümde görüşürüz...

KİMYA REHASI | yarı textingWhere stories live. Discover now