Dip (+18)

🍷 31. BÖLÜM 🍷

Tekrar merhabaaaa ♡ Evet, biliyorum, çok zaman geçti. Evet, biliyorum, neredeyse kitabı unuttunuz. Evet, biliyorum, bu benim hatam ama hayatın akışında kitap yazmaya uygun değildim. Şimdi gecikme için özür dilemekten ve en azından son 1-2 bölümü tekrar okumanızı istemekten başka bir çözümüm yok ne yazık ki :( Tekrar böyle uzun bir aranın girmeyeceğini umup hikayeyi hatırlamanızı diliyorum. İyi okumalar kuzularım 😘❤️🩷

🍷 31. Bölüm 🍷

Yaklaşık üç dakikadır kapının yanında öylece dikiliyordu. Odayı tarayan gözleri dışında vücudunda hareket eden ya da tepki veren hiçbir şey yoktu. 'Bilerek yapıyor.' diye düşündü. 'Beni cezalandırmak için canımı yakabilecek her yolu deniyor.'

Dağlar arasındaki bu kış tatili merkezinin on beş katlı bir ana binası vardı. Geniş alandaki birçok spor ve etkinlik alanının yanında bir yamaçta birkaç tane VIP ev vardı. Arazinin muazzam manzarasını ve elbette ki günbatımın karlar üzerine oluşturduğu güzel manzarayı izlemek için mükemmel yerlerdi bunlar. Her evin yanında büyük bir söğüt ağacı vardı ama en büyüğü ve en yaşlısı ana binanın bahçesindeydi. Bu ağacın altında kutlamalar yapılırdı. Hatta bu bölgeye 'Karlı Söğüt' denmesindeki sebep de bu yüzyıllar yaşındaki söğüt ağacıydı.

Her ne kadar eşsiz bir manzaraya ve güzelliğe sahip olsa da Mehir'i bu kadar dehşete düşüren sadece gördükleri değildi. Burası Teoman'ın ihanetini öğrenmeden önce geldikleri yerdi. Kayak tatilinin sonunda hayatının dönüm noktasından geçmişti. Oysaki çok sevmişti burayı ilk geldiğinde. Peri masalından çıktığını düşünmüştü. Masalın sonu kötü bitmişti.

"Orada öylece dikilmeyeceksin herhalde?" Teoman ceketini çıkartıp koltuğun üzerine attı. Şöyle bir sorun vardı ki: Bu evin salonu yoktu. Sadece mutfak ve lavabo başka odalara ayrılmıştı yani Mehir'in Teoman'ı görmemek için kaçabileceği neredeyse hiçbir yer yoktu. Küvet, cam duş, jakuzi, yatak, oturma grubu ve televizyon oldukça geniş alana yayılmıştı. Duvarlardan biri tamamen kitaplıktı ve ağzına kadar doluydu. Girişteki camın yanında yukarı çıkan bir merdiven vardı. Hem açık hem kapalı terasa gidiyordu.

Ve bir şey daha:

"2. Balayımıza çıktığımızı bilmiyordum." Kırmızı-beyaz çarşaflar, yerdeki ve küvetteki gül yaprakları, yanan mumlar ve perdelerin cam duvarları neredeyse tamamen kapatmasıyla oluşan loş ortam kesinlikle erotikti. Fazlasıyla... İçindeki istekten nefret etti. Zamanı değildi... Yanlış zamanda yanlış şeyler hissetmeyi bırakmalıydı.

Adam gömleğini çıkarıp çıplak tenini kadına sergilediğinde Mehir ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Kemerini çözüşünü izledi. "Her çifte yapıyorlardır. Ben ayarlamadım."

"Ne yapıyorsun?" Adam kıyafetini bırakıp ona döndü.

"Duş almak istiyorum. Benim bildiğim insanlar çıplak duş alırlar. Bana katılmak istersen engellemem."

Mehir yüzünü buruşturdu. Adamın da durumu farklı değildi. Takılmasına rağmen sesi soğuktu. Ayrıca kendini hiç de iyi hissetmiyordu. Buraya gelmek ikisine de iyi gelmemiş gibi görünüyordu.

*

3 gün geçti. Bilgisayarlar ve uyku dolu 3 gün. Asla birbirlerine dokunmuyorlardı. Yemekleri odalarında geliyordu. Sessizce yiyorlardı. Oda temizliği için görevliler geldiğinde ana binaya geçip restoranda vakit geçiriyorlardı. Kaymaya bile gitmemişlerdi. Değişik bir şey yapmak istediklerinde işle ilgileniyor, bilgisayarda rapor yazıyor ya da telefon konuşması yapıyorlardı.

Ve Mehir akşam üzeri yattığı bir güzellik uykusunda kabus görene kadar neredeyse hiçbir iletişimleri olmamıştı. İlk kabusu değildi. Galiba beşinciydi ama Rosa sadece bunu hatırlıyordu.