⚵43 - mektupların getirisi.

Start from the beginning
                                    

Fakat öyle sinirli ve öyle kırgındı ki sinirinden titremeden edemiyordu. Titrememek için kendini sıkarken gözleri reaksiyon göstermeye ve yaşarmaya başlamıştı.

İki gün önce kendisine sevgisini söylerken, onunla birlikte olmayı çok istediğini ifade ederken başka bir kıza mektup yazarken böyle cümleler kuramazdı! Kurmamalıydı!

Sinirden ne yapacağını bilemeyip Harry'nin odasından çıktı Alora. Yüzünün halini görebilseydi kıpkırmızı bir şekilde aşağı inmenin mantıklı olmayacağını düşünürdü ancak yüzünü ve gözlerini görmemişti.

Hızlıca merdivenleri indiğinde koridorun ortasında babasıyla karşılaştı. Pierre elinde Noel ağacı süslemeleriyle dolu bir kutuyla salona ilerlerken kızına çarpıyordu neredeyse.

"Alora, dikkatli yürüsene canım." derken kızı başını kaldırmıştı ve onun mavi gözlerindeki yaşları görüp kaşlarını çatmıştı Pierre, bir anda her şey önemini kaybetmişti. "Ağladın mı sen? Ne oldu?"

Babasının endişeli bakışlarla kendisine baktığını gören kız gözyaşlarını daha fazla tutamayıp iri damlalar halinde yaşlar dökmeye başladı.

"Baba..." diye sızlandı küçük bir kız gibi.

Pierre ne olduğuna anlam verememişti ancak Alora karşısında ağlarken elindeki kutuyu koridorun bir köşesine bırakıp kızına kollarını doladı. "Şşşt, ne oldu?"

"Harry."

Omuzlarını düşürdü Pierre. Pekala, bu aşk meselesi nereye kadar kızını ağlatmaya devam edecekti? Daha fazla katlanamıyordu çünkü.

Pierre, ağlayan Alora'nın saçlarını usul usul okşayarak onu sakinleştirmeye çalışırken "Salonda özel olarak konuşalım ister misin?" diye sordu. "Anlat bana derdini."

Başını salladı Alora, buna hayır demezdi.

Kızından onay alan Pierre onu salona götürdü. Alora koltuğa oturup gözyaşlarını silmeye çalışırken Pierre kapıyı kapatmış, mühürle kilitlemiş ve sessizlik tılsımıyla kimsenin onları duymaması için odayı tılsımlamıştı.

"Anlat bakalım tatlı Alora'm. Nedir gözyaşlarının sebebi?"

Alora her şeyi anlatmaya başladı. En başından itibaren. Noel balosunu, Cedric'i, arkadaş kalmaya çalışmalarını, Claudia ve Delilah'ın ihanetini, Delilah ve Harry'nin arasında geçenleri, Harry'nin ona saldırı öncesi söylediklerini...

Hepsini anlattı.

Anlattıkça ağlaması dinmeye, rahatlamaya başlamıştı. Gözyaşlarını elinin tersiyle bir kez daha kuruladıktan sonra babasına döndü. Mavi gözleri kendisine şefkatle bakarken onun tepkisini merak ediyordu.

"Sirius'la yetişen bir erkekten ne bekliyordum ki?" dedi Pierre hafifçe gülümseyerek. "Gay herif nasıl öğretsin çocuğa kızlarla ilişki kurmayı."

Alora'nın dudakları tekrar titremeye başladı. "Öyle deme!" dedi. "Harry çok güzel iletişim kurar aslında, sadece... Ne yapacağını o da bilmiyor bence o yüzden böyle iki yöne gidip duruyor ama beni o kadar üzüyor ki bu durum!"

Pierre gülmesini tutamadı. "Hem ondan şikayetçi oluyorsun hem de laf söyletmiyorsun. Ah, Alora..."

"Ne yapacağım ben?" dedi Alora üzüntüyle. "Konuşuyorum, olmuyor. Susuyorum, o da olmuyor. Ne yapacağım baba?"

Pierre onun içinde bulunduğu buhrana karşılık kızına tekrar sarıldı. "Harry'ye ültimatom vermen gerekiyor." dedi. "Ya aklını başını toplayıp seninle sevgili olmayı kabul eder ya da ilişkinizin eskisi gibi olamayacağını kabullenmek zorunda kalır. Çünkü eskisi gibi devam etmek sana zarar veriyor."

SAKLI「ʜᴀʀʀʏ ᴊ. ᴘᴏᴛᴛᴇʀ」Where stories live. Discover now