Krallık Ziyareti

7 1 0
                                    

  Beatris Krallığıyla ilişkileri tehlikede olan Megan Krallığı bunu düzeltmek için Beatris Kralı II. Philipe'i ziyarete gider. Pomelo ailesinden saray mutfağında hizmet veren Helena Pomelo baş aşçı olarak bu ziyarete oğlu ve kızını da alarak katılır. Yolculukta çocuklarına Pamuk Prenses'in hikayesini anlatır.

" Bir zamanlar bu toprakların görüp görebileceği en görkemli krallıkta güzeller güzeli bir prenses yaşarmış, etrafına neşe saçar herkesi mutlu edermiş, herkes onu çok severmiş. Bu güzeller güzeli prensesin aynı kendisi gibi zarif bir annesi varmış lakin annesi çok hastaymış. Hiç kimse bu hastalığa bir çare bulamamış, krallığın dört bir yanından en mahir doktorlar getirilmiş, uygulanmayan tedavi kalmamış ama nafile, prensesin annesi ölmüş, başta prenses olmak üzere herkes çok üzülmüş, Krallığa adeta bir matem havası çökmüş."

" Krallığa neden matem havası çökmüş ki? Kraliçenin ölmesi halkı niye ilgilendirsin?"

" Ya abla! Yazık değil mi prensese! Ayrıca kraliçe önemli biri, elbette krallığı mateme boğar."

" Neden önemli biri, çok sevgili lordun soyundan, kızı olduğu için mi? Bu soyu çalışarak mı elde etti peki? Bizim sorunumuz bir hizmetçinin çocukları olmamız mı? Ayrıca bana sorsalardı ben yine annemin çocuğu olmak isterdim o ayrı, öyle süs bebek bir prenses olmak özgürlüğünü satmaktır, neyse sorum başka. Bizim bir sorunumuz mu var? Sorunumuz da kasap çocuğu olmamız mı?"

" Tatlı kızım benim, bu sözlerin beni sevindiriyor ama aynı zamanda da korkutuyor, yetişkin olduğunda bir delilik yapmandan korkuyorum çünkü genelde senin sözlerin normal insanların sözlerine benzemez, bizim gibiler böyle düşünmez yavrum."

" Bizim gibi ne demek anne, biz onlardan farklı mıyız?"

" Evet Hex, farklıyız. Biz hizmet eden kesimiz, yerimizi bilmeliyiz."

" Doğru anne, onlardan farklıyız. O kraliçe istediği kadar pahalı elbiseler giyinsin, değişik bitkilerden elde edilmiş tozları yüzüne sürünsün ve istediği kadar soyu hanedana dayansın senin tırnağın olamaz."

Pomelo şaşırdı, dahası mutlu oldu ama sonrasında içini bir hüzün kapladı.

" Anne deli ablamı bırak da şimdi, ne olmuş sonra?"

" Sensin deli be!"

" Hex lütfen kardeşinle iyi geçin, senden küçük o."

"Tamam!" dedi dişlerini sıkarak Hex, Helena hikayeyi anlatmaya devam etti.

" Kraliçe ölünce kral başkomutanın kardeşiyle evlenmiş, prensesin artık bir üvey annesi varmış. Bu üvey anne zalim mi zalim, gaddar mı gaddar bir kadınmış. Herkesi azarlar prensese çok kötü davranırmış, prenses bir şey demez, onu daha çok görmezden gelirmiş ve zaman böyle akıp gitmiş.

  Derken prenses 16 yaşında güzelliği dillere destan bir genç kız olmuş. Diğer krallıklardan evlilik teklifleri gelmeye bile başlamış. Lakin olan olmuş ya, prenses sarayda çalışan bahçıvanın oğluna aşık olmuş."

" Ama anne arkadaşlarım da aynı masalı anlattılar, masalda bu yoktu."

" Aklından noksan kardeşim benim, madem biliyorsun hikayeyi 'Ne olmuş?' diye sanki merak eder gibi ne soruyorsun? Hem annem hikayeyi değişik anlatmak istemiş olabilir sana ne?"

"Anne bana aklın noksan dedi!"

"Hex" der Helena ve kızına saygılı olması için manalı bir şekilde bakar.

"Özür dilerim kardeşim" der Hex ağzının kenarıyla, kardeşim kelimesini ayrı bir bastırır, Helena hikayeye devam eder.

" Evet nerede kalmıştık?"

" Prenses hiç beklenmedik bir şekilde sarayında oturmuş bir prens beklemek yerine gidip bahçıvanın oğluna aşık oluyordu."

" Sen söyleyince hikaye daha saçma geliyor abla."

" Saçma ya da değil, ne fark eder? Hikaye sonuçta, büyük ihtimalle gerçek bile değil."

" Hayır, hikayeler gerçektir!"

" Sen öyle san."

" Anne bir şey söyle! Gerçek de ona!"

" Diyemez çünkü değiller."

" Anne!"

  Helena çocuklarının bu minik tartışmasına kıkırdar, aklına yaşadıkları ve şuan komşu krallığı ziyaret sebepleri gelir. On bir sene öncesini, daha çiçeği burnunda evli olduğu zamanları düşünmeye başlar.

EVİL QUEEN'S DAUGHTERWhere stories live. Discover now