HAZIR MISIN?

490 120 28
                                    

Girdiği şoktan hızla kurtulan Yeşim, ona aldırış etmeden evinin mutfağına doğru yürüyen ve birkaç saniye önce elinden almış kupayı mutfak lavabosına döken Kuzey'i kolundan tutarak,

"Burada ne yaptığını sanıyorsun sen? İçeride kızım var ve seni sevmeyeceği kesin." Dediğinde Kuzey tek kaşını kaldırarak sırıttı. Yeşim bu görüntü karşısında neredeyse yanmaya başladığını hissederken dişlerini sıkmak zorunda kaldı. Nasıl oluyor da o gecenin ardından bedeni ona karşı bu tepkiyi verebiliyordu anlamıyordu. Kuzey, birkaç saniyelik bakışın ardından

"Bunu denemeden göremeyiz. Yetişkin kadınlar için haklı olabilirsin ama minikler beni her zaman sevmiştir. Birçoğu ise aşık bile olmuştur" dediğinde gözleri kocaman olan Yeşim ona ağzını açıp bir şey söylemek istedi fakat sesini kontrol edemeyeceğini düşünerek gözlerini kapatarak derin bir nefes aldı. Ardından,

"Burası benim evim ve aklına estiği gibi gelemezsin. Geldiğin yere geri dön ve beni rahat bırak" dediğinde Kuzey ise en az onun sesi kadar ciddi bir ses tonu ile

"İçindeki benim çocuğum ve sende aklına estiği gibi onun hayatına son veremezsin. Bunda benim de söz hakkım var" dediğinde Yeşim, elinden geldiğince kısık tuttuğu fakat bir o kadar sert bakışları eşliğindeki sesi ile

"Bunu tek gecelik bir heves gibi düşündüğün ve hiçbir sorumluluk almak adına anın sonuna bile varmadan bir nefes alma fırsatı bile vermediğin gece düşünecek ve daha dikkatli olacaktın" dediğinde bu sefer yutkunma sırası Kuzey'deydi. Evet genç kadın haklıydı. Ona o gece bir pislik gibi davranmıştı. O gece için kendisine biçilen büyük bir ceza olabilirdi ve bunu göğüslemek adına hiç sesini çıkarmayı düşünmüyordu. Onun için sakin çıkan sesi ile

"Üzgünüm" diyebildi. Bunun yeterli olmayacağını bile bile üstelik. Fakat, yeşim daha sert çıkan sesi ile

"Üzgün olman kızımı kaybedebileceğim gerçeğini değiştirmiyor. Senin yüzünden bir anne olarak seçim yapmak zorundayım. Lanet olsun o gece hiçbir şeye karışmaman gerekiyordu. Beni evime bırakmak için kolumdan tutmaman ve evine sürüklememen gerekiyordu. Sadece iki gün sonra gideceğin yerde bir kadın ile birlikte olmaman gerekiyordu." dediğinde Kuzey kadının her kelimesindeki haklılığına nefesi kesilerek baktı. Fakat olan olmuştu ve bundan sonraki süreçte babası gibi olmaması gerekiyordu. Kız ya da erkek ne olursa olsun bir çocuğun daha kendi yaşadıkları ile büyümemesini, babası tarafından istenmeme duygusunu tatmaması gerekiyordu. Babası tarafından istenmeyen her çocuğun ne kadar acı içinde büyüdüğünü açıklayabilecek kadar yaşamıştı. Onun için,

"Haklısın fakat o an olması gereken buydu. Anlık bir şeydi ve bunun getirdiği sonuçlar ile tek başına savaşman gerekmiyor" dediğinde daha çok öfkelenen Yeşim tam ona haddini bildirecekti ki telefonu cebinde çaldı. O esnada kim olduğunu bilemedi ve telefonu salonda kızı ile puzzle yaptıkları masanın üzerindeydi. Birkaç minik adım duyuldu ve sonra kapının eşiğinde beliren Ela ile Kuzey göz göze geldi. Kuzey, daha önce de bu minik kızı görmüştü fakat, güneş yüzünden onunla göz göze gelememişti. İsminin Ela olduğunu biliyordu fakat göz rengini adından aldığını şu anda anlıyordu. Çünkü minik kızın göz rengi adı gibi muhteşem güzellikte elaydı.

"Teyefoon çalıyor" diyerek annesine uzattığı telefona baktı ve ekranda yazan DR. Fuat Guneç ismini bir anda tanıdı. Sonra kalbi içinde deli gibi atmaya başladı. Bebeğini aldırmak için fetüs kasabı olarak da bilinen bu adama mı gidecekti? O adama doktor bile denmiyordu. Lanet olsun bir iki yıl öncesine kadar yasal olarak günü geçmiş bir hamileliği sonlandırmak istediği için neredeyse lisansını kaybedecekti. Kaybetmesi içi büyük savaş veren bir avukatın olduğunu bile hatırlıyordu. Yeşim telefonu hızla kızının elinden aldığında kızının bakışlarının Kuzey'de olduğunu gördü. O an ona zorda olsa gülümseyerek,

ALEV ALEVWhere stories live. Discover now