Ve o sırada bir minik el parmağımı tuttu. "Baba?" dedi minik dişleriyle gülümserken. "Pitiko almaya didelim mi?"

Anında yüzümde güller açtı. Yaşaran gözlerimdeki gözyaşları gül oldu, etrafa savruldu.

"Gidelim babacığım." dedim gülümseyerek. Yavaşça arkama baktığım zaman biricik karımın mezarlığın kapısının orada bizi beklediğini gördüm. Ellerini göğsünde birleştirmişti.

"Hadi fıstığım." dedim ardından. "Babaanneye merhaba deyip ardından kendini tanıt ve veda et. Sonra gidip istediğin çikolatadan alalım."

"Baba!" dedi kaşlarını çatıp. "Onun adı pitiko, lütten."

"Tamam.." dedim gülerek ve kızımın babaannesi olduğunu öğrendiği kişinin mezarına yaklaşmasını izledim. Yavaşça minik beyaz elini, eliyle neredeyse aynı renk olan mermere koydu.

"Meyhabalay." dedi omzuna gelen saçlarını omzundan geriye atıp. Bade gibi kıvırcık saçları vardı ve ben her bakışımda ona aşık oluyordum. Kızıma aşık bir baba olmak benim suçum değildi.

"Ben fıstık. Ay yanış oldu. Babam hep bana fıstıkım dediği için beynim kayıştı." Gülümsediğim de o kıkırdayıp konuşmaya devam etti. "İsmim Ayla babaannecikim. Seninki de Miyiban. Memnun oldum. Ben elleyimle gösteyemediğim biy yaştayım. Pitiko yemeyi seveyim. Büyüdüğüm zaman doktoy olcam, aynı Aapaslan amcam gibi! Neyşe, sonya ucun ucun tanışıyız. Şimdi acilen pitiko almaya ditmeliyiz. Göyüşüyüz!"

Bana baktı parlayan gözleriyle. Elimi minik parmaklarıyla kavradı. "Hadi babaçım didelim."

"Gidelim fıstığım." dedim ve beraber çıkışa doğru yürümeye başladık. Mezara son bir bakış atmıştım.

Her şeyden ayrı Ayla yine her şeyi merak edip sormaya başlamıştı. "Babaçım hayyat nediy?"

Gözlerim parmağıyla gösterdiği yere kaydı. Birileri ölen birinin adına çeşme yaptırmıştı. Üstünde hayrat yazdığı için ve Ayla da okumayı yeni söktüğünden merak ediyordu. Onu erken yaşta güzel bir eğitim alması için kreşe vermiştik. Türkçenin yanında, Rusça ve Almanca ilgisi artsın diye onları yormadan müzik ve eğlence eşliğinde dersler veriliyordu. Ayla daha beş yaşında olmasına rağmen, İlkokula yaşıtlarından daha donanımlı şekilde başlayacaktı.

"Birileri cennete gidince, arkasında kalanlar onun adına bir şeyler yapar fıstığım, ona da hayrat derler. Genelde böyle elle tutulur şeylere söylenir."

"Hmm.." dedi ve başını salladı. Ben onun bu bilmiş hallerine gülerken çıkışa gelmiştik. Bade yaslandığı yerden doğruldu ve ona doğru koşan kızımızı kucakladı.

"Tanıştın mı babanneyle?" dedi gülümseyerek. Ayla başını salladı. "Tanıstım anneçim. Şimdi pitiko almaya didelim mi?"

Bade gülerek başını salladı. "Gidelim bebeğim.. Hem babanın bize pasta sözü vardı unuttun mu?"

Ayla'nın gözleri parladı. "Evet babaçım, evet!" dedi ve olduğu yerde zıpladı. Ardından bacağıma yapıştı. "Hadi gidelim.. Beeşat aşkım da gelsin mi? Lütten lütten! Beeşat aşkım gelsin!"

Arabaya yürürken istemsiz homurdandım. Kızım Ayla, resmen Behsat'a aşıktı. Doğdu doğalı peşinden ayrılmıyor ve onu Bahar'dan daha fazla sevdiğini iddia edip duruyordu.. Büyürse geçer demiştik ama büyüdükçe sevgisi katlanmıştı.

BADE +18Where stories live. Discover now