11. Bölüm "YENİLGİ"

Start from the beginning
                                    

Kalbim acıdı.

O yaptığı hiçbir şeyden hiçbir zaman pişmanlık duymayacak bir adamdı. Acılarım önemsizdi.

Ama nezdinde ben çok önemliydim. Beni aynı hazinesi gibi saklıyor, en değerli cevheriymişim gibi önem gösteriyordu.

En önemlisi de...

Ben buna inanıyordum.

Kahretsin ki ben ona inanıyordum.

Tatmin olmuşluk hissiyle bana gülümserken ciddi anlamda içimde bir acı hissediyordum. Sanki biri on farklı kemiğimi aynı anda kırıyordu. Öyle berbat bir histi.

Ona yenilmek bir kere daha gururuma dokunmuştu. Bir kere daha yenilgiyi kabul etmek gelen arabanın önüne kendimi atmak isteyeceğim kadar kötüydü.

Artık ona yenilmek istemiyordum.

Özgür olmak istiyordum yeniden. Dilediğimi dilediğim an yapmak istiyordum. Yeniden bir eve kapanmak hiçbir yere çıkamamak beni çok kötü etkiliyordu.

Bir ayın sonunda şehri ilk kez görüyordum. Allah bilir bir daha ne zaman görecektim.

Nefret ediyordum bu durumdan.

Kurtuluşum da yoktu.

Artık bunu da kabullenmiştim.

Yanına yavaşça ilerledim. Yüzündeki tatminkar ifade daha çok büyüdü. Ondan korktuğumu sanıyordu. Ya da gücünü hafife almadığımı.

Allah'ım ben bu çıkmazdan nasıl kurtulacağım?

"Mihri!" Arkamdan bağıran sesi duyunca refleksle oraya döndüm. Başhekimimi görmek beni heyecanlandırıp ona doğru bir adım atmamı sağlasa da Melikşah devamına izin vermedi.

Beni belimden tutup kaldırdı ve arkaya çevirip arabanın içine zorla bindirdi. Cama vurup arabadan inmek isterken bunu beceremedim.

Melikşah arabaya binip aracı çalıştırdığında dikiz aynasından bana öfkeyle baktı.

"Başta benimle kendi rızanla kalacağına artık ikna olduğunu sanmıştım. Ama görüyorum ki sen beni kandırmaya çalışmışsın! En ufak boşlukta kaçmaya çalışıyorsun!" Direksiyona yumruk attığında korkuyla sıçradım. Araba kullanırken kriz geçirmesi hoş olmazdı.

"Hayır, öyle bir niyetim yoktu. Ben sadece ona kendi rızamla senin ya..."

"Bana yalan söyleme!" Bağırışı arabanın içinde yankılanırken arabayı daha da hızlandırdı.

"Benden kaçamayacaksın Mihri! Benim iznim olmadan benden kaçamayacaksın!" Sinirimden ağlamaya başlarken bu sefer o değil ben kriz geçirecektim.

"Ya bıktım, bıktım! Sürekli kavga ediyoruz, her seferinde konu da aynı... Bıktım artık!"

"Beni sevmeyi denesen bunlar hiç olmayacak!" Deyip elini direksiyona vurdu.

"Beni korkutuyorsun, tehdit ediyorsun ve seni bunlara rağmen sevmemi mi istiyorsun?"

"Sevmek istemesen, korksan neden benle sevişesin Mihri?" Dediğinde beni beklemediğim bir yönden vurmuştu. Bu sorunun cevabını kendime ben bile veremedim.

Çok iyi bir yerden vurmuş ve beni lâl ederek galibiyeti o almıştı.

Harbiden...

Ben ondan korkuyor olsam bana dokunmasına nasıl izin verebilirdim?

Hadi korkudan izin verdim diyelim...

SARMAŞIK +18Where stories live. Discover now