7.Bölüm

32 7 8
                                    

Lina hızlıca oradan uzaklaşmış odasına gelmişti. İçi öfkeyle dolup taşıyordu. Ama bir yandan da canı yanıyormuş gibi hissediyordu. Jasper istemsizce etkilenmişti ondan ama o yaptığı aşağılayıp küçük düşürmesi onu tamamen hayal kırıklığına uğratmıştı. Derin bir nefes aldı.

"Sakinleşmelisin Lina." diyerek kendini sakinleştirmeye çalıştı. Biri kapıyı çaldı. Kapıya yaklaşarak kimin geldiğine baktı Cathy'di. Yüzünde endişeli bir ifade vardı.

"İyi misin?" diye sordu telaşla.

"İyi olacağım. Bu yapılanların bedelini elbet ödetirim." diyerek öfkeyle soludu Lina. Cathy olanlara inanamazcasına bakıp yatağına oturdu.

"Onlardan uzak durman lazım." dedi. Lina yanına yaklaşarak

"Onlarda kim?" diye sordu. Cathy derin bir nefes alıp ofladı.

"Onlar varisler gelecekteki kral ve kraliçe olacak kişiler sana bulaşan Belle Buz Kraliçe'nin kızı yani bir prenses Jasper'da Hava Kralı'nın oğlu oda bir prens diğerleri de aynı şekilde Belle'yi götüren diğer çocukta Henry oda Toprak Kralı'nın oğlu hepsi yüksek statüdeler. Yani kısaca üstün ırklar bulaşmamız gereken tipler ve sen daha ilk günden bulaştın."

"Bir kere onlar gelip benle uğraştı gördün neler olduğunu."

"Öyle ama başına fena bela aldığına eminim. Yine bulaşmak isteyeceklerdir." dedi Cathy.

"Gelsinler bekliyorum. Bana ne yaparlarsa iki katını ödetirim." diye karşılık verdi. Onlar aralarında muhabbete dalmışlarken diğer cephede işler kızışmıştı. Belle ve Jasper olanlara iyice kin gütmüşlerdi.

"O kızı elime bir geçireyim ne yapacağımı biliyorum." diye söylendi Belle. Ardından yanında oturan Jasper'a yanaştı ve kolunu kolunun üzerine koydu. Jasper, Belle'ye yandan bir bakış atıp kolunu hızlıca çekti.

"Sen bulaştın kıza." dedi soğuk bir ifadeyle. Belle kaşlarını kaldırıp Jasper'a baktı.

"Ne yani o ucubeyi mi savunuyorsun." diye hiddetlendi. Jasper sert bir bakış atıp

"Ne olduğu umurumda değil. Arkadaşlarıma bulaşmayacaktı. Devam ederse daha sert bir ifadeyle karşılaşır." dedi ve orada konuyu kapattı. Ama Belle daha da hırslanmış gibiydi. Gözlerinden kin ve nefret belli oluyordu.

***

Ertesi gün derse girmek için hazırlanmaya başlamıştı. Cathy'i uyandırıp kalkmasını söyledi. Cathy esneyerek etrafına baktı. Bugün ki dersin dışarıda olduğunu hatırladı.

"Bugün ki dersi dışarda işleyeceğiz." dedi. Lina ilgiyle bakıp

"Ne yapacağız ki?" diye sordu. Cathy gülerek

"Gidince öğrenirsin." dedi ve kolundan tutup dersin olduğu alana yürüdüler. Dersin olduğu kısma baktıklarında öğrencilerin etrafta toplandıklarını gördüler. Sonra ona bakanları gördüler. Herkes dün ki olan olayı konuşuyordu. Lina olduğu yerde ofladı. Köşede ona bakıp fısıldayanlar sinirlerini bozmaya başlamıştı. Dersin profesörü gelmişti.

"Herkes sıraya dizilsin." dedi sert bir tonda. Herkes sıraya dizilip bugün ne işleneceğini merakla beklediler.

"Evet bugün ki yapacağımız şey elementlerinizin hangi ruh hayvanına döndüğü sizin karakterinizi temsil edecek onu göreceğiz. Ruh hayvanlarınız sizinle iletişim kuracaktır zaten. Hadi sırayla başlayın." dedi. İlk sıradan başlayan öğrenci ellerini birleştirmiş gözlerini kapatmış bekliyordu. Ne yaptığını anlamadı Lina nasıl iletişim kuracaktı ruh hayvanı ile diye düşündü.

"Evet kendini buradan soyutla ve içindeki güce odaklan ruh hayvanın seni kendine çekecek ve gösterecektir." dedi. Ve bir müdden sonra yavaştan görüntü oluşmaya başladı. Görüntü oluşmaya başladığında bunun bir akrep olduğunu gördü. Çocuğun elementi topraktı ve ruh hayvanı bir akrepti ilginçti. Zaman geçip giderken birçok kişi ruh hayvanlarını çağırmıştı. Cathy'e sıra gelmişti. Cathy'de odaklanıp ruh hayvanını çağırdığında bunun bir Ahtapot olduğunu gördü. Su elementindendi Cathy. Sıra ona gelmişti.

"Evet sende sıra Lina." dedi profesör. Lina başını sallayarak gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Acaba ruh hayvanı nasıldı? İçindeki güce odaklanmaya başladı. Vücudunun ısınmaya başladığını hissediyordu. Daha derinlere inmeliydi. Bir anda bir ışık belirdi. Bu ateş gücü olmalıydı. Arkasında bir ışık daha belirdi. Buz gücü de göründü. İki ruh hayvanı mı vardı? Hayır bu bambaşka bir şeye benziyor. Dikkatli baktığında Ateş ve buz Gücünün birleşerek bir canlıya büründüğünü gördü. Işık etrafa yayıldığında gözlerini kapattı. Işığın hafiflediğini fark ettiğinde heyecanla gözlerini araladı.

"Merhaba Lina." dedi biri baktığında Aman Tanrım bu da ne muhteşem bir şeydi.

"Merhaba" dedi sessizce olağanüstü güzellikte bir canlı karşısında duruyordu. Ateşin ve buzun birleşimini oluşturan bir tür kuş duruyordu.

"Ben bir buz ve ateş gücünden oluşan efsanevi bir Zümrüdüanka kuşuyum." dedi zarif bir sesle. Hayranlıkla bakıyordu Lina.

"Sen çok güzelsin"

"Biliyorum." dedi .

"Adın nedir?" diye sordu Lina kuşa bakarak

"Bana Simurg derler ama adım Hermia." dedi.

Y/N: Biraz kısa oldu ama idare edin. :)

Lost Heir (Kayıp Varis) Where stories live. Discover now